Güncelleme Tarihi:
HİFU’nun dünyada prostat kanserinin tedavisinde geleceğin yöntemi olarak kabul edildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Turna, “Bu yöntemde cihazının ultrason probunun görüntüleri ile MR görüntüleri bilgisayarda birleştirilerek kanserli bölge işaretleniyor. Böylece cinsel fonksiyon bozukluğuna sebep olabilecek damar ve sinirlerin tahribatına yol açmadan operasyon tamamlanıyor. Vücutta herhangi bir travma oluşmadığı için hastanın günlük yaşama ve iş başına dönme süresi de kısalıyor. Yöntem sayesinde klasik cerrahi işlemlere gerek kalmadan başarılı sonuçlar alabiliyoruz” dedi.
DOĞRU HASTA SEÇİMİ ÖNEMLİ
HİFU uygulaması için doğru hasta seçiminin yöntemin başarısını büyük ölçüde artırdığını dile getiren Dr. Kısmalı da hastaların klasik cerrahi yöntemlerine göre çok daha hızlı şekilde iyileşebildiği bilgisini verdi, şöyle devam etti: “Cerrahi bir işlem yapılmadan, prostat kanserli olan bölgeye, makat yoluyla gönderilen ultrasonik enerji, MR ve ultrason görüntülerinin bilgisayarda hedeflediği bölgeyi içten ısıtarak canlılığını ortadan kaldırıyor. Keskin sınırlarla odaklanabilen ultrasonik ısıtıcı enerjiyle yan etkilerin ortaya çıkmasına neden olan damar-sinir demeti ve idrar yolları olabildiğince güvenli şekilde korunuyor. Tüm enerji yalnızca kanserli hücreleri yok edecek şekilde yönlendirilebiliyor ve odak sınırları sürekli kontrol edilebiliyor. Seçilmiş uygun hastalara kesi ve dikiş olmaksızın uygulanabilen HİFU ile klasik cerrahi yöntemlerden sonra görülebilen kalıcı ciddi yan etkiler daha az yaşanıyor. Cerrahiye bağlı konforsuz dönem kısalıyor ve daha hızlı iyileşme ile günlük hayata kısa sürede geri dönülebiliyor.”