Güncelleme Tarihi:
İzmir Özel Gazi Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Emran Kuzey Avcı, tiroid bezinin boyun tabanıyla kaburga kemiklerinin arasında, adem elmasının hemen altında yer alan kelebekvari görünüme sahip ve aynı zamanda da metabolizmayı düzenleyen tiroid hormonunu salgılayan bir bez olduğunu belirterek, bu bezde topaklanmaya benzer oluşumların görülebilmekte olduğunu ve bu oluşumlara da nodül adı verildiğini söyledi.
TİROİD NODÜLÜ BELİRTİLERİ
Çoğu tiroid nodülünün önemsiz olmakla birlikte herhangi bir semptom oluşturmadığını dile getiren Avcı, “Tiroid nodülüne sahip kimseler doktor muayenesi öncesi bu duruma sahip olduğunu bilmezler. Genellikle başka sebeplerle yapılmış görüntüleme yöntemleri sırasında tanı almaktadırlar. Ancak bazı tiroid nodülleri o kadar büyür ki dışarıdan da görülebilecek hale gelebilir. Bazen de yutma ve nefes almada zorlanma gibi semptomlarla hekime başvurulmaktadır. Bu işte uzmanlaşmış kişiler dışarıdan bir bakışla kişide tiroid nodülü olduğunu farkedebilir. Bazı tiroid nodülleri tiroksin hormonu salgılama özelliğine sahiptir. Bu fazla salgılanan hormonlar hastalarda sinirlilik, terleme, titreme, kalp atışlarında artış ve kilo kaybı gibi durumlar yaratabilmektedir” şeklinde konuştu.
TANISI VE TEDAVİSİ
Tiroid nodüllerinin çok azında kanserleşmiş hücrelerin de görülebileceğini söyleyen Avcı, “Bu anlamda hangi nodüle hangi girişimin veya tedavinin uygulanacağını belirlemek oldukça önemlidir. Genel olarak çok büyük, hızlı büyüyen, sert ve fikse olan nodüller agresif tiroid kanserini akla getirmektedir. Nodül boyutu küçük olsa dahi doktorunuzun önerdiği girişimleri uygulamak çok önemlidir. Çünkü nodül boyutu tek başına en önemli faktör değildir. Tanı aşamasında ultrason eşliğinde yapılan ince iğne biyopsisi kullanılmaktadır. Bunun sonrasında hastadan alınan örnekler incelenerek nodül karakteristiği ortaya konmakta ve aşamalı olarak gerekli, uygun tedaviler planlanmaktadır. Çoğu nodüller için ameliyat gerekli değildir” dedi.
UZMAN HEKİM KADROSU
İzmir Özel Gazi Hastanesi’nde, Amerikan Tiroid Derneği (ATA), Avrupa Tiroid Derneği (ETA) ve Türkiye Endokrin Dernekleri’nin kılavuzluğunda, güncel yaklaşımlarla tanı, girişimsel ve cerrahi tedavilerin uygulandığını belirten Avcı, “Alanında uzman hekim kadromuzla hastalara hizmet vermekteyiz” diye konuştu.