Güncelleme Tarihi:
Son yıllarda özellikle yazılı ve görsel medyanın yarattığı farkındalık nedeniyle erken teşhis oranlarının arttığını, gelişmiş teknolojik tanı imkanlarının yaygınlaştığını, halk arasında ‘akıllı ilaç’ olarak bilinen hedefe yönelik kemoterapi dışı tedavi imkanlarının arttığını kaydeden Şahin, günümüz koşullarında lösemi ve lenfomalarda daha fazla hastanın hayatına dokunulabildiğini ve birçok hastanın hayatının kurtulabildiğini vurguladı. Lenf bezlerinin, bağışıklık sistemimizin en önemli organlarından olup başlıca görevlerinin enfeksiyonlara karşı savaşmak olduğunu belirten Şahin, “Lenf bezlerini büyüten hastalıklar ve durumlar oldukça çeşitlidir. Virüslere, bakterilere veya parazitlere bağlı enfeksiyon, apse, aşı reaksiyonu, bağ dokusu hastalığı gibi durumlar lenf bezi büyümesine sebep olabileceği gibi, bir kanserin metastazı, lenf bezi kanseri dediğimiz lenfomalar veya lösemiler (özellikle akut ve kronik lenfositer lösemiler) de sebep olabilir” dedi.
PANİĞE GEREK YOK
Her lenf bezi büyümesinin lenfoma olmadığını kaydeden Prof. Dr. Fahri Şahin, şöyle devam etti: “Lenfoma, akla getirilebilecek önemli hematolojik hastalıklardan sadece biridir. Bu nokta önemli; zira her lenf bezi büyümesi olan kişi kendini hemen bir lenfoma hastası olarak görüp paniğe kapılmamalıdır. Ancak lenf bezi büyümelerine özellikle eşlik eden bulgu ve belirtiler olması durumunda ciddi olarak ele alınmalı ve değerlendirilmelidir. Lenfomanın kendine özgü çok belirgin belirtileri olmasa da özellikle lenf bezi büyümesine sebebi bilinmeyen ateş, kıyafet değiştirecek kadar gece terlemesi, açıklanamayan kilo kaybı, ağrısız ve çok sayıda lenf bezi büyümesi, artan düzeyde halsizlik-yorgunluk, nefes darlığı, karında şişkinlik-dolgunluk hissi, çabuk doyma, kaşıntı gibi şikayetlerden bir kısmı eşlik ediyorsa, dikkatli olunmalıdır. Bir hematoloji uzmanına başvurmakta fayda vardır.”
ERKEN TANI ÖNEMLİ
Lenf bezi büyüklüğü olan kişide muayeneye ek olarak yapılacak tetkiklerle tanıya ulaşmanın mümkün olduğunu kaydeden Şahin, “Birçok kanserde olduğu gibi hematolojik kanserlerde de (lenfoma, lösemi gibi) erken tanı ile erken evrede yakalanan hastalıklarda tedaviye yanıt olasılığı çok daha yüksektir. Hatta erken evre lenfomalarda çok daha az sayıda kemoterapi kürü ve radyoterapi ile hastalığı ortadan kaldırmak bile mümkün olabilmektedir. İleri evrede ise kemoterapi sayısı artmakta ve bazı lenfoma alt tiplerinde kök hücre nakli seçeneği gündeme gelmektedir” diye konuştu.