Her 10 kadından birinin problemi: Vajinismus

VAJİNİSMUSUN kadınlarda ‘cinsel ilişkiye girememe’ ve ‘cinsel ilişkide kasılma’ probleminin ‘ilk gece korkusu’ olarak da bilindiğini ifade eden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Çiğdem Karas, şu bilgileri verdi: “Vajinismuslu kadınların çoğu, kendi cinsel organlarının çok küçük ve anormal olduğunu, vajinanın ya da kızlık zarının bir duvar oluşturduğunu, erkek cinsel organının çok büyük olduğunu, çok acıtacağını, çok zarar vereceğini düşünür. Çoğu vajinismus kadını aylarca, hatta yıllarca süren evliliklerine rağmen halen terim olarak bakiredir. Türkiye’de vajinismusun görülme sıklığı Avrupa ülkelerinden ve Amerika’dan yaklaşık 20 ile 30 kat daha fazladır. Kadını her alanda ve cinsellikte ‘talep eden olmama’, ‘istekli gözükmeme’ vurgularıyla yetiştiren geleneksel tutum, vajinismus ve diğer cinsel işlev bozukluklarının gelişimine zemin hazırlar gözükmektedir. Cinsel eğitimin uygun verildiği, cinselliğin konuşulabildiği, çocukluk yaşlarından itibaren cinselliğin bir haz alma davranışı olarak kurgulanabildiği, kadının cinselliğine de değer verildiği toplumlarda vajinismusa daha az rastlanır.”

DERİN KORKU SORUNU

Vajinismusun cinsel ilişkiyle ilgili kadının yaşadığı bir kaygı, ‘derin korku’ problemi olduğunu kaydeden Karas, “Hastaların cinsel birleşme sırasındaki panik atak benzeri reaksiyonları buna işarettir. Vajinismus hastalarında gerçek anlamda bir ağrıdan çok, cinsel ilişkide ağrı, acı olma korkusu tipiktir. Vajinismusta ana neden, vajinayı çevreleyen ‘pelvik taban kasları’nın istemsiz kasılmasıdır. Pelvik taban kasları doğumda, idrar ve gaitanın tutulmasında, cinsel ilişkide ve leğen kemiği içinde yer alan organların tutulmasında son derece önemlidir. Vajinismuslu kadınlardaki istem dışı kasılmalar cinsel ilişki düşüncesinde dahi ortaya çıkabilmektedir. Sorunun ağırlık derecesine göre kasılmaların ve vücutsal tepkilerin şiddeti değişmektedir” dedi.

CİNSEL TERAPİ TEDAVİSİ

Bugün için bilimsel veriler ışığında vajinismusun cinsel terapiyle tamamıyla düzelebildiğni kaydeden Op. Dr. Çiğdem Karas, sözlerini şöyle sürdürdü: “Vajinal girişteki kasılma, jel kullanımıyla, alkol alımıyla, ilaç kullanımıyla, uykuda, hamile kalmakla, lokal anestezik uygulamalarla ortadan kalkmaz. Kızlık zarıyla ilgili anatomik gerçek bir engel olmadığı sürece kızlık zarına yapılan müdahalelerle düzelmez. Cinsel tedaviye en iyi ve en kısa sürede yanıt veren cinsel işlev bozukluğu olduğunu söyleyebiliriz. Vajinismusta uygun cinsel terapiyle yüzde 100’e yakın düzelme olur. Cinsel terapi çoğunlukla çift görüşmesi şeklinde sürdürülür. Önce kapsamlı cinsel yaşam öyküsü alınır, çiftin zorlukları değerlendirilir, kaygıları araştırılır. İlk seanslarda yapılan gecikmiş bir cinsel eğitimdir. Çiftin cinsel sağlıkla ilgili bilgilendirilmesi, yanlış inanışların düzeltilmesi, cinsel organlar ve cinsel fizyolojiyle ilgili doğruların aktarılması hedeflenir. Sonrasında egzersizlerle kademeli olarak kasılmanın ve girişle ilgili korkuların üzerine gidilir. Bir-iki görüşme ve danışmanlıkla düzelen hafif olgular olduğu gibi, uzun süreli tedavi gerektiren zor vakalar da olabilir. Psikiyatrik hastalık, depresyon, kaygı bozukluğu, erkekte ek cinsel sorunlar tedaviyi zorlaştırır.”