Hedef Manisa sanayinde çalışan kadın sayısını yüzde 50’ye çıkarmak

MANİSA Organize Sanayi Bölgesi’nde 28 yıldır kesintisiz çalışan ve 2008’den bu yana da Genel Müdür koltuğunda oturan Funda Karaboran, iş hayatının ilk gününden bu yana erkek egemen bir bölgede çalışıyor. Karaboran, deneyimim, kadın bakış açısı ve bu bakış açısıyla getirilen çözümler, kadın duruşuna yıllardır gösterilen saygı sebebiyle kendini şanslı bir kadın yönetici olarak görüyor ve bununla da gurur duyuyor. “Bugün Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde tüm iştirak ve bağlı kuruluşlarımız dahil toplam 455 çalışanımız var. Bunun yüzde 22’si kadınlardan oluşuyor. Bölgedeki tüm firmalara bakacak olursak, şu an 14 bin 500’ün üzerinde kadın istihdamı sağlanıyor. Bu da 58 bin çalışanın yüzde 25‘i demek. Bizler, ‘sanayimizde çalışanların yüzde 50’si kadın istihdamı’ diyebildiğimiz gün hedefimize ulaşmış olacağız” diyen Manisa OSB Bölge Müdürü Funda Karaboran, kadınların çalışma hayatındaki durumundan Manisa’daki kadın girişimciliğine, sosyal sorumluluk çalışmalarından istihdama kadar birçok konuyu konuştuk. Karaboran, önemli açıklama ve tavsiyelerde bulundu.

58 BİN ÇALIŞANIN YÜZDE 25’İ KADIN

Manisa OSB’deki kadın istihdamı konusunda genel durumla ilgili bilgi verebilir misiniz? Kadınlar hangi alanlarda çalışıyor?

Bugün Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde tüm iştirak ve bağlı kuruluşlarımız dahil toplam 455 çalışanımız var. Çalışanlarımızın ise 125’i kadın. Bu da toplam çalışan sayımızın yüzde 22’sine tekabül ediyor. Bildiğiniz üzere bizim elektrik, doğalgaz, arıtma, çevre alt yapı, lojistik, enerji santrali gibi teknik birimlerimiz yoğunlukta. Burada istihdam edilebilecek teknik kadın çalışan sayısının bulunabilirliği oldukça sınırlı. Biz de o yüzden ofis çalışma ortamında mali işler, insan kaynakları, proje iş geliştirme gibi birimlerimizde kadın istihdamına öncelik veriyoruz. Anaokulumuz da bu konuda en iyi örneğimiz diyebilirim. 20 çalışanımızın hepsi kadın. Otelimiz bünyesinde de 18 kadın çalışanımız bulunuyor. Bu da toplamın yüzde 50’sine tekabül ediyor. Meslek lisemizde de çalışan öğretmenlerimizin de yüzde 50’si kadın. Bölgedeki tüm firmalara bakacak olursak şu an 14 bin 500’ün üzerinde kadın istihdamı sağlanıyor. Bu da 58 bin çalışanın yüzde 25‘i demek. Üretimden mühendisliğe, satıştan muhasebeye, insan kaynaklarından genel müdürlüğe kadar her kademede kadın çalışan istihdamının gerçekleştiğini söylemek mümkün. Tabii ki hedeflerimizden birisi kadın çalışan sayısının daha da artması. Bizler “Sanayimizde çalışanların yüzde 50’si kadın istihdamı” diyebildiğimiz gün hedefimize ulaşmış olacağız.

MANİSA GİRİŞİMCİLİKTE AKTİF BİR İL

Manisa iş dünyasında kadın girişimcilerin konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Öncelikle, ülkemizde birçok başarı hikayesine imzasını atan çok değerli ‘kadın girişimcilerimiz’ var. Onlar, hem kendileri hem de istihdam sağladıkları kişiler için iş imkanı yaratmaya ve çalışma yaşamında daha etkin olmaya çalışıyorlar. Kadınlarımızın toplumdaki konumlarının güçlendirmesine vesile olan, gelişmişlik düzeyimizi etkileyen ve gelir dağılımındaki adaletsizliği önlemeye önemli katkılar sağlayan bu girişimcilik hareketlerini yürekten destekliyorum. Manisa bu konuda oldukça aktif bir il. Girişimci kadınlarımız Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi burada da yaratıcı çalışmalar yürütüyor. Ben de hemcinslerimi gururla izliyorum. Bu konuda pozitif ayrımcılık yapıyor; Manisa’nın birçok noktasındaki kadın girişimciler tarafından hayata geçirilen yapıları destekliyorum.

ŞİMDİ DE ZEKİ+’I HAYATA GEÇİYOR

Kadınlara yönelik sosyal sorumluluk projeleriniz var mı?

Manisa OSB olarak, yaşadığımız topluma sağladığımız ekonomik katkıların yanı sıra, insani değerlere sahip çıkmanın, toplumsal aidiyet duygusu ve toplum bilinciyle sosyal gelişimleri destekleyici politikalar üretmenin hepimizin ortak sorumluluğu olduğuna yürekten inanıyoruz. Türkiye’de bir ilk olan ‘Zihinsel Engelliler Korumalı İşyeri (ZEKİ) projemiz de bu inancımızın bir çıktısı olarak hayat buldu. Çalışmalarına 2015’te başladığımız ‘ZEKİ Yaşam Merkezi’mizde 2017 yılından bugüne dek ilimizdeki zihinsel engelli gençlerimizin istihdamını sağlamak, onların bu süre içindeki kazanımlarıyla daha çok sosyalleşmelerine aracı olmak ve toplumda farkındalık yaratmak açısından çok önemli olduğuna inandığımız işler yaptık. Bugün itibari ile bölgemizde faaliyet gösteren 6 firmamız bünyesinde, 62 zihinsel engelli gencimiz istihdam ediliyor. Şimdi de bu çalışmamızın ikinci ayağı olan ZEKİ+’ı hayata geçiriyoruz. Bu proje kapsamında, zihinsel engelli 25 kadın çalışanın istihdamını sağlamış olacağız. Bunun yanında, kendi çalışanlarımızın ev hanımı eşlerinin istihdama katılmaları için bir proje tasarlıyoruz. Bu proje kapsamında çeşitli eğitimler vererek onların iş hayatına kazandırılmasını sağlayacağız.

ANKARA'DAN MANİSA'YA

Sizi tanıyabilir miyiz?

Öğretmen bir annenin ve memur bir babanın ilk çocuğuyum. Ankara’da doğdum. Annem ve babamın tayinleri nedeniyle eğitim hayatımı farklı şehirlerde geçti. İlk öğrenimimi Ankara’da, orta ve lise eğitimimi İzmit’te tamamladım. 1986 İzmit Lisesi mezunuyum. Sonrasında üniversite eğitimim için tekrar Ankara’ya döndüm. 1986-1993 yılları arasında üniversite eğitimim için Ankara’daydım. Mezun olduktan sonra da Manisa OSB maceram başladı. Halen İzmir Karşıyaka’da yaşıyorum. Üniversite eğitimine devam eden Z kuşağı temsilcisi bir kızım var.

26 YILDIR ÇALIŞIYOR

Kariyer yolculuğunuz hakkında bilgi verebilir misiniz?

1993 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nde eğitim aldım. Haziran ayında mezun olup aynı yılın, kasım ayında Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde işe başladım. Burası benim ilk iş yerim. İlk görevim Çevre ve Altyapı Tesisleri Kontrol Mühendisliğiydi. 8 yıl bu pozisyonda çalıştıktan sonra, 2001 yılında Bölge Müdür Yardımcısı olarak göreve başladım. 2008 yılından bu yana da Manisa OSB’nin Bölge Müdürüyüm. Toplamda, bugün itibariyle 28 yıldır kesintisiz bir şekilde Manisa OSB‘de çalışıyorum.

RASYONEL KARAR VERMEKTEN HİÇ ÇEKİNMEM

İş dünyasında bir kadın profesyonel olarak başarınızın sırrını açıklar mısınız?

İş hayatımın ilk gününden bu yana erkek egemen bir bölgede çalışıyorum. Bizim ülkemiz gibi ataerkil bakış açışına sahip, toplumsal cinsiyet temelli rollerden beslenen bir toplumda, iyi bir yönetici olmakla uyumlu olduğu düşünülen, bireysel hırs, cesaret, rekabet duygusu, risk alma ve baskın olma, mantıkla hareket gibi birtakım eril özellikler var. Ben bu özelliklerin tümünü taşıyorum. İletişim gücüm, iradem, mücadeleci yapım, disiplinli ve fazla detaycı olmam da benim karakteristik özelliklerim arasında yer alıyor. Tüm bunların yanında, kadınların daha çok sahip olduğunu düşündüğüm özelliklerim de var: “Samimiyet, sıcaklık, empati yetisi ve yardımseverlik gibi...” Yüksek bir aidiyet duygusuyla çalıştığım OSB’de sosyal ilişkileri kuvvetli bir kadın yönetici olduğumu düşünüyorum. Biz kadın yöneticiler çalışma arkadaşlarımızın sorunlarıyla moral ve motivasyon açısından fazlasıyla ilgiliyiz. Ancak diğer yandan biz kadınların duygusallığı veya empati yeteneklerinin fazla olması ciddi bir önyargı yaratıyor olmasına rağmen, konu işim olduğunda rasyonel karar vermekten hiç çekinmem. Ve günün sonunda, ben çalıştığım pozisyonda deneyimime, kadın bakış açıma ve bu bakış açısıyla getirdiğim çözümlere, kadın duruşuma yıllardır gösterilen saygı sebebiyle kendimi şanslı bir kadın yönetici olarak görüyor ve bununla gurur duyuyorum.

BİRÇOK ÜLKEDEN KÜÇÜK OBJELER BİRİKTİRİYOR

Yoğun çalışma temposundan kalan zamanda Funda Karaboran nasıldır? Hayatını nasıl geçirir?

İş hayatım çok yoğun bir tempoda geçtiği için özellikle hafta sonlarında kendime ve aileme zaman ayırmaya çalışıyorum. Bazı hobilerim var. Onları yapmaya çalışıyorum. Pandemi döneminde sosyal faaliyetlerimizin kısıtlanmasından ötürü herkes gibi evde oturmak durumunda kaldığımızdan, çokça kitap okudum, film izledim. Çok farklı türde kitap okurum. İyi bir film izleyicisiyim. Özellikle kriminal ve gerilim filmleri seyretmekten zevk alırım. Bunun yanı sıra, resim sanatıyla ilgilenmeye başladım. Hafta sonları bir sanat atölyesi etkinliğine katılıp sanat tarihi üzerine yapılan konuşmaları dinlemeyi seviyorum. Bu vesileyle bir resme bakmak ve görmek arasındaki derin farkı analiz etmeyi öğreniyorum. Pandemi süreci geçtikten sonra da yine en büyük tutkularımdan olan seyahat etmeyi istiyorum. Özellikle yurtdışı seyahatlerinden ve farklı kültürleri tanımaktan çok zevk alırım. Gezdiğim birçok ülkeden küçük objeler biriktirmeyi çok seviyorum. Ofisimde buna ait oldukça büyük bir koleksiyonum var. En güzeli de bu hobimi bilen herkesin seyahatlerinde beni hiç unutmaması ve koleksiyonum için özel parça getirmesi...