Güncelleme Tarihi:
PANDEMİ ile birlikte yaşam alanlarındaki ihtiyaçların değişmesi; doğaya duyulan özlem ve güne huzurlu bir ortamda başlama isteğine, özgün projeleri ile yanıt veren Yüksek Mimar Ozan Demirbaş, mesleki deneyimlerini uzmanlığı ile birleştirerek hayalleri gerçeğe dönüştürüyor. DEO İnşaat & Mimarlık kapsamında gerçekleştirdikleri inşaat ve taahhüt hizmetlerinin yanı sıra mimarlık ve iç mimarlık alanlarında da hizmet vererek, birçok değişik stili modern çizgiye uyarlayarak çağı yansıtıyor.
Mesleğini seçerken hedefinde “hayallere dokunma” amacının olduğunu söyleyen Demirbaş, işine, insana ve doğaya duyduğu saygı, güven ve özgüveni sade cümlelerle anlatarak amaçlarının “İstenilen projeyi en uygun şart ve koşullarla harmanlamak; huzurlu, sade, ferah ve kullanışlı yaşam alanları oluşturmak” olduğunu ifade ediyor.
KENTİN VE KENTLİNİN
RUHUNA UYGUN TASARIM
TASARIMLARINDA kente ve kentliye uygun modelleri belirleyerek çalışmaya başladığını belirten Yüksek Mimar Ozan Demirbaş, uzun süreli yaşam alanlarının nasıl oluşturulması gerektiğini anlattı. Demirbaş, “Tasarımınızın uzun ömürlü olmasını istiyorsanız, kentsel bağlamdan kopmanıza imkan yoktur. Bağlam size kentin geçmişi, gelişimi, yaşayanların alışkanlıkları, çevresel etkiler gibi başlıklarda dikteler yapar. Siz bu diktelerin kulağınıza fısıldadığı satır aralarını doğru okursanız, tasarımınız da kentin dokusuna uygun şekillenir, kentin ve kentlilerin ruhuna uygun tasarlanır. Aslında yola çıkışınızdaki temel amaç doğal olarak bu olmasa dahi, çıktıları arasında sayılabilir ki bu da yeterlidir” dedi.
HAYAT VE HAYALLERE
DOKUNAN MESLEK
BÜYÜK bir heyecan ve disiplinle işinin başında olan Ozan Demirbaş, mimarlık mesleğini tercih etme ve başarılı olma sürecini ise şu cümlelerle anlattı; “Ülke şartlarında meslek seçimi, şekli ve etkileri neredeyse her yıl değiştirilen birtakım sınavlara bağlıydı. Ben lise çağlarımdan itibaren insanların hayatına dokunabileceğim bir mesleğin hayalini kurarak okudum. Tüm hazırlıklarımı ve planlarımı da bunun üzerine yaptım. İnsanların yaşam alanlarını şekillendirerek hayatlarına ve hayallerine en doğrudan dokunabileceğim bir meslek olduğu için mimarlık okumaya ve mimar olmaya karar verdim. Şu anda da bunu yapıyorum. Bu da başarımın sırrını ortaya koyuyor.”
‘İNCE İŞLER’LE
ÜNLÜ PROJELER
EN gözde projelere imza atan, bilgi birikim ve deneyimi estetik ve doğa ile bütünleştiren Demirbaş için başarılı olmada ekibin etkisi büyük. Ekip çalışması ile hayaller yeni hayatlarla buluşuyor. Projelerin başarı ile buluşması ve ‘Ozan Demirbaş Architects’ markasının kimliğe bürünmesinde edindiği deneyimleri anımsatan Demirbaş, Bahçeşehir Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Mimarlık Bölümü’nden mezun olduktan hemen sonra iş hayatına atılmasının ardından bir çok marka ve isimle çalışarak birbirinden modern projelere imzasını attı.
Yüksek Mimar Ozan Demirbaş, “Çalışma hayatıma ‘Oracle İstanbul’ ve ‘D Hotels Marmaris’ şantiyelerinde Teknik Ofis Mimarı olarak başladım. Daha sonra ‘Mall Of İstanbul’, ‘Taksim The Marmara Hotel Renovasyonu’, ‘Bosh Yönetimi Ofisi’ projelerinde ince işler ve şantiye şefliğinin ardından Zorlu Center’da Konut/Ofis Mimari İşler Yöneticisi olarak kariyerime devam ederken iç mimariye odaklanmaya, mimari bilgime ve tecrübeme bu alana duyduğum tutkuyla birleştirmeye karar verdim.
İç mimari tasarım ve uygulama konusunda ilerlerken hem sektörde hem de iş dünyasında birçok ünlü ismin de projelerine imza attım. Projelerin başarısı sonucunda gelen talepler ve oluşan beklenti doğrultusunda Ozan Demirbaş Architects’ı kurduk. Tasarım ve uygulama alanında kurduğum güçlü ekibimle çalışmalarımızı Levent Loft Merkez ofisimizden sürdürüyoruz” dedi.
HAYALLER KALİTE
İLE BULUŞUYOR
PANDEMİDEN dolayı değişen ekonomik şartlarda taleplere en uygun bütçe ile nasıl yanıt verdiklerini de anlatan Ozan Demirbaş, “Kırılgan küresel ekonomik şartlarda rekabetin son derece zorlu ve dengesiz olduğu bir sektörde faaliyet göstermekteyiz. Yaşam alanlarındaki hayaller ve beklentilerin; bütçe koşulları ile bütünleşerek ortaya gerçek bir görüntünün çıkmasını sağlıyoruz” diye konuştu.
Hedeflerinin sadece para kazanmak olmadığının altını çizen Demirbaş, iş ahlakının ve mesleki duyarlılığı korumak için günümüz şartlarında mücadele etmenin zor, ancak imkansız olmadığını söyledi. Demirbaş, “İşi almak, para kazanmak için her yol mübahtır” gibi bir düstura sahip olanların, kısa ya da orta vadede piyasadaki varlıklarının sonlanması kaçınılmaz. Bu nedenle biz; mesleki ve ahlaki olarak tüm genel-geçer doğruların çizgisinden ve sınırından ayrılmadan çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi.
İSTENEN Mİ?
DOĞRU OLAN MI?
YAŞAM alanlarındaki değişim isteği, doğa ve kentin bütünleşmesi gibi birçok konuda müşteriler ile ortak noktada buluşmak adına yaratıcı ve dinamik fikirlere sahip olduklarını kaydeden Demirbaş, “Aslına bakarsanız ikisi de... Biz mesleki birikimimizin ve güncel mesleki bilgilerimizin getirdiği doğruları, müşterilerimizin istekleri ile buluşturmayı hedefliyoruz. Her mekan kendine has sosyal etmenler ile kendi farklılığını ortaya koyar. Bu nedenle mekan tasarımına ve uygulamasına, kullanıcı ile organik bağ kuran, kullanıcının düşleri ile şekillenen, mekanı derinden hisseden ve ardından ona ihtiyaç duyduğu enerjiyi kazandıracak bir kurgu ile yaklaşıyoruz. Bununla birlikte, projeyi şekillendirirken mekan sahibi ile aramızda bir empati oluşuyor. Beğenilerini özümsememiz ve yaşam tarzlarını bilmemiz, ne istediklerini ve neye ihtiyaç duyabileceklerini tam olarak anlamamız projenin şekillenme suürecini oluşturuyor.
HEYECANI BOL, GENÇ
RUHLU TECRÜBELİ EKİP
Başarının deneyimli, dinamik ve mesleğine saygı duyan bir ekipten geçtiğini vurgulayan Yüksek Mimar Ozan Demirbaş, yeni meslektaşları için de bir vizyon olma konusunda emek harcadıklarını söyledi. Ekibinde yer alan genç beyinlerin çokluğuna dikkat çeken Demirbaş, “Bizim mesleğimiz usta-çırak ilişkisinin en yoğun ve iki tarafın da hevesinin devam etmesi halinde çok başarılı sonuçlarla yaşandığı mesleklerden biri aslında. Ekibimiz çok genç meslektaşlarımız ağırlıkta olmak üzere şekillendi. Tecrübe desteğini aldığımız abilerimiz de var. Bu bize içeride usta-çırak ilişkisi için uygun zemini hazırlamakta. Böylece heyecanını ve uzmanlığını sürekli artıran, öğrenen, öğrendikçe mütevazılığı artan bir ekiple çalışmanın keyfini yaşamaktayım. Hepsi ayrı bir değer olan çalışma arkadaşlarıma, bu fırsat ile tekrar teşekkürlerimi ve sevgilerimi iletiyorum” dedi.
PANDEMİDE YAŞAM ALANLARINI
ZENGİNLEŞTİRME ÇABASI ARTTI
PANDEMİDE sadece insanların değil, kentlerin de yaşam sorunu çektiğini belirten Demirbaş, sanal ortamlardan uzaklaşarak yaşam alanlarında geçirilen vaktin aile ile bütünleşmesi için baştan yaratılabileceğine dikkat çekti. Demirbaş, “Pandemi bizi yaşam alanlarımıza hapsederek alışkanlıklarımızı kökünden değiştirdi. İnsanoğlu sosyal bir canlı; sosyalleşerek yaşamına anlam katmak isteyen, iletişim kurarak çevresini zenginleştiren bir canlı türü. Pandemi etkisi ile sosyalleşmenin önü beklenmedik bir şekilde aniden kesilince, yaşam alanlarımız hem fiziksel, hem de duygusal dünyamızı sürdürebilmemiz için tek seçeneğimiz olarak kaldı. Buradaki sosyalleşme ihtiyacımızı ise ancak ve ancak sanal ortamdan karşılayabilir hale geldik. Bu şekilde yaşam alanlarımıza olan ilgimiz de bağımız da inkar edilemez şekilde kuvvetlendi. Bu etkiye hayatta kalma güdüsü ile kuvvetlenen bir bağ olarak bakıldığında, insanların son dönemde yaşam alanlarında yapmak istedikleri değişikliklerin, zenginleştirme çabalarının nedenleri daha kolay anlaşılabilmektedir” diye konuştu.
SIKLIKTA TERCİH EDİLİYOR
Mimar olarak en büyük gururun müşterilerin hayalleriyle birebir olan projeleri hayata geçirmek olduğunu kaydeden Ozan Demirbaş, şöyle devam etti: “Bize inananların hayallerinde imzamız var” sloganımız ile yürütmekte olduğumuz çalışmalarımız, son dönemde daha sıklıkla tercih edilen bir ofis olmamızda da etkili sanırım. Biz çizgimizi bozmadan, günün gereklerini, insanların taleplerini anlamaktan, takip etmekten vazgeçmeden çalışmaya, üretmeye, müşterilerimizi memnun etmeye devam ediyoruz.
TALEPLERE ÖZGÜ TASARIMLAR
Öncelikle müşterilerimizin talepleri ile buluşuyor, bu talepleri projelere özgü bağlamlar çerçevesinde şekillendiren öneriler üretiyoruz. Sıfırdan bina veya yaşam alanları inşa ediyorsak, tasarım özgürlüğümüz biraz daha fazla olabiliyor aslında. Tadilat veya yenilemede doğal olarak biraz daha sınırlı bir oyun sahası var. Ancak biz de bunun gereklerine uygun tarzda bir strateji kurgulayarak müşterilerimizi her koşulda hayalleri ile buluşturuyoruz.”
OZAN DEMİRBAŞ KİMDİR?
Bahçeşehir Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, Mimarlık Bölümü mezunu. Kariyerine tırmanan adımları güçlendirmek için mezun olduğu üniversitede ‘Proje Yönetimi’ alanında yüksek lisans eğitimini tamamladı. 33 yaşındaki Yüksek Mimar Ozan Demirbaş, Ceyda Tunca Demirbaş ile evli ve Ada adında bir kız çocuğu babası.
DEO TARIM’I KURDU, İSTİHDAM SAĞLADI
Mesleğini icra ederken vatandaşların hayallerine dokunan Yüksek Mimar Ozan Demirbaş, mimarlık mesleğinin yanında hayalini kurduğu farklı bir sektöre de atılarak kazancının büyük bölümüyle de DEO TARIM markasını oluşturdu. İşine, insana ve doğaya duyduğu saygı, güven ve özgüveni DEO TARIM markasına da yansıtan Demirbaş, DEO TARIM markasıyla üretim yeri Aydın’da onlarca gence istihdam sağladı. Demirbaş, ayrıca kendi sosyal medya hesabı olan @mimarozandemirbas adresinden yaptığı paylaşımlarda ürünleri ve yetiştiği bahçeleri müşterilerin beğenisine sunarak doğallığı da gözler önüne seriyor.
ORGANİK TERCİH EDENLERE
Demirbaş DEO TARIM hikayesini şöyle anlattı: “Mimarlık, İnşaat derken uzun zamandır başka bir hayalim de vardı. Cem Seymen’i her pazar izler izler düşünürdüm ve neden olmasın diyerek kendi hayalime de dokumak istedim. Aynı misyon ve vizyon ile DEO TARIM şirketini kurdum, Adı sağlık ve doğal yaşamla özdeşleşmiş DEO TARIM markası ile 5 yıl önce tarıma yaptığım yatırımların meyvelerini E- ticaret ve doğrudan satış ile organik gıda tercih edenler ile buluşturuyoruz. Doğal beslenmek isteyen herkese ulaşmak için hiç durmadan çalışıyoruz. DEO TARIM markası altında üretim sağlığına zararlı bir ilaç ve gübre kullanılmamakla birlikte en büyük önceliğimiz insan sağlığı için yetiştirdiğimiz ceviz, incir ve zeytinyağı ile erişte gibi başlıca ürünlerimizi ‘Doğadan Sofraya’ sloganı ile müşterilerimize sunuyoruz. Doğadan sofralara DEO kalitesi ile gelen ürünlerimizi Ege’nin topraklarında yetiştirerek en doğal hali ile sofralara getiriyoruz.”