Güncelleme Tarihi:
DEĞİŞEN yaşam şekilleri, yoğun elektromanyetik kirlilik, artan kimyasal maruziyetler, yoğun stres sonucu eskiden nadir görülen pek çok kronik hastalığın artışını gördükçe Hekim olarak ‘farklı neler yapılabilir’ sorusunun arayışına girdiklerini belirten Dr. Orhan Dostugür ve eşi Dr. Saime Dostugür, İzmir Alsancak’taki kliniklerinde bütüncül ve fonksiyonel bakış açısıyla tamamen kişiye özel yaklaşımlarla sebebe yönelik tedaviler planladıklarını açıkladı. Fonksiyonel tıbbı, kök ve dallardan oluşan bir ağaç modeliyle açıklayan Dr. Orhan Dostugür, “Ağaç, dallarında farklı isimlerle tanımlanan hastalıklara kök sebeplerle yaklaşımı simgeler. Tiroid hastalıkları, kronik yorgunluk ve ağrılar, insülin direnci, diyabet gibi metabolik sorunlar, romatoid artrit gibi kas iskelet sistemi hastalıkları, depresyon, migren, alzheimer gibi psiko-nörolojik rahatsızlıklar, egzema, sedef gibi cilt sorunları, hipertansiyon, sindirim-bağırsak sorunları, huzursuz bacak sendromu gibi pek çok kronik rahatsızlığı bireye özgü, tamamen kişiselleştirilmiş, kök nedenlerini analiz ederek tedavi etmeyi hedefler. Amaç, mevcut semptomları baskılamak değil, parmak izi gibi kişiye özel olan kök sebeplere inip bunlarda iyileşme sağlamak, bedenin onarım mekanizmalarını harekete geçirmektir” dedi.
BEDENİMİZLE UYUM İÇİNDE
“Fonksiyonel tıp bedene, tek tek organlar olarak bakmak yerine, sistemler bütünlüğü olarak bakar” diyen Dr. Orhan Dostugür, şöyle devam etti: “Beden bir orkestra gibi birbiriyle uyumlu bir ahenk içinde çalışır. Ve bozulmalar da bu bütünlük içinde olur. Sağlıklı bir beden için temiz ve çok renkli beslenme, kaliteli bir uyku, stres kontrolü, eksik vitamin ve minerallerin yerine konması, sirkadiyen ritme göre beslenme ve uyku düzeni, toksik madde girişinin azaltılması, egzersiz, yeterli sindirim enzimlerine sahip olunması, epitel bütünlüğü korunmuş bir bağırsak sistemi, hormonal denge gibi unsurlar önemlidir.”
HASTAYA YAKLAŞIM ÖNEMLİ
Fonksiyonel tıbbın hastaya yaklaşımı hakkında bilgiler veren Dr. Saime Dostugür ise öncelikle kişinin ruhsal ve bedensel bütünlük içinde değerlendirildiğini söyledi. Güven dolu sağlıklı bir iletişimin en önemli başlangıcı oluşturduğunu kaydeden Saime Dostugür, “Hastalarımız fonksiyonel tıp akademisinin geniş kapsamlı hazırladığı anamnez formunu doldurur. Hekimler bunun üzerinde bir tıp dedektifi gibi titizlikle çalışır, belirtilen her durumu sistem bütünlüğü içinde değerlendirerek kişiye özel dosyasını hazırlar. İlk görüşme 1.5-2 saat sürmekte olup kişinin geçmişten bugüne tüm öyküsü, toksik yükü, beslenme, uyku düzeni, stres durumu, genetik yatkınlıkları, kronik rahatsızlıkları değerlendirilir. Hastalarla sürekli iletişim ve işbirliği içinde olunur. Değişim ve iyileşme yolculuğunda hastalarımızın tüm mekanizmalarıyla nedenleriyle konuyu anlamış ve inanmış olmasını, uygularken de her detayında onların yanında olmayı önemsiyoruz. Hastalarımız, kendi hayatlarının kaptanıdır” diye konuştu.
HÜCRESEL BOYUTTA İYİLEŞME
Detaylı bir beslenme analiziyle bedende inflamasyona yol açabilen gıdaların eliminasyonunun planlandığını dile getiren Saime Dostugür, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kişinin stres durumu ve uzun süreli stresin bozduğu biyokimyasal reaksiyonlar değerlendirilir. Stres durumunda uzun süreli salınan kortizol, bedende yıkıcı etkiye sahiptir. Kişinin maruz kaldığı toksik yükler ve ağır metal birikimi değerlendirilir. Çünkü dışarıdan gelen toksik yük arttıkça karaciğerimizin detoksifikasyon mekanizmaları yetersiz kalmakta, atık maddeler bedende hormon benzeri etkiler yaratarak, pek çok mekanizmayı bozmaktadır. Ağır metal yükü hücreler için elzem olan mineraller ile yarışmaya girerek, onların hücre içine girişini engeller. Sonuç olarak hücre fonksiyonlarında bozulmaya yol açarlar. Hastalıklar bu hücresel bozulma ile başlar ve biz fonksiyonel tıp hekimleri bu hücresel boyutta iyileşmeyi sağlayarak organizmada bir bütün olarak iyileşmeyi hedefliyoruz. Detaylı bir laboratuvar ile hücre içi vitamin mineral eksikliği, inflamasyon kriterleri test edilir ve gereken destekler planlanır.”
BAĞIŞIKLIK GÜÇLENDİRİLİYOR
Amerika’da fonksiyonel tıp eğitimi alan ve bu konuda dünya çapında çok kapsamlı bir kitabın da yazarı olan Dr. Mustafa Atasoy’un fonksiyonel tıp eğitimlerine katıldıklarını belirten Dr. Saime Dostugür, “3 yıl gibi bir sürede geniş kapsamlı bir eğitim alarak ilk mezunlar arasına girdik” dedi. Dr. Orhan Dostugür de “Kliniğimizde fonksiyonel tıp yaklaşımları yanında bağışıklık sistemini güçlendirici antioksidan kapasiteyi artıran, anti-aging etkili ozon terapi, stres kontrolünde, bağımlılık tedavilerinde yaygın kullanılan biorezonans frekans terapileri ve aromaterapi uygulamaları yapmaktayız” ifadelerini kullandı.