Güncelleme Tarihi:
Dağ “CHP’li yöneticiler eliyle belediyelere dayatılan anlaşmalar ‘talimat’ olarak algılatılmaktadır. Parti genel merkezinde organize edilen bu sistemden CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun bilgisi var mıdır? Bu talimat, başkanlara bizzat iletilmek üzere Kılıçdaroğlu tarafından mı gönderilmiştir?” dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Av. Hamza Dağ’dan CHP’li belediyelere gönderilen asansör şirketiyle ilgili açıklama geldi. Dağ, resmi unvanı AND Analiz Test Ölçüm ve Laboratuvar Hizmetleri Ticaret Anonim Şirketi olan firmanın, belediyelere CHP Genel Merkezi’nden gönderildiğini ifade eden Hamza Dağ “Yıllık 500 milyon TL’ye ulaşan bu rantın peşine düşenler apaçık ortadadır. CHP’li yöneticiler eliyle belediyelere dayatılan anlaşmalar ‘talimat’ olarak algılatılmaktadır. Parti genel merkezinde organize edilen bu sistemden CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun bilgisi var mıdır? Bu talimat, başkanlara bizzat iletilmek üzere Kılıçdaroğlu tarafından mı gönderilmiştir? Daha önce belediye başkanlarına ‘bu isimleri açıklayın’ demiştik. Şimdi tekrar soruyoruz; bu işin organizasyonu parti lideri tarafından mı gerçekleştiriliyor?” diye konuştu.
2015 yılında 1 milyon TL sermaye ile İstanbul merkezli kurulan şirketin kısa süre içinde beklenmedik düzeyde büyüdüğünü söyleyen Dağ, şu ifadeleri kullandı:
“Partinin kurumsal kimliğini temsil eden TBMM Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan, CHP İdari ve Mali İşler Başkan Yardımcısı Erol Bektaş’ın belediye başkanlarını ziyaret etmeleri ve bu ziyaretlerden kamuoyuna yansıyan fotoğrafları, durumu apaçık bir şekilde ortaya çıkarmıştır. Burada belediye başkanlarına sunulan dosyalar, teklif mektupları ve asansör firmasının broşürleri ve çantaları gibi dökümanlar, net bir şekilde görülmektedir. Bir dönem CHP’nin İstanbul İl Başkanlığı’nı yürüten Bahri Şahin, şirketin ortakları arasında bulunmamasına rağmen, belediye başkanlarına şirketin sahibi gibi tanıtılmaktadır. Söz konusu asansör şirketinde genel müdür olarak çalışan bu kişi daha önce hangi otellerde genel müdürlük yapmıştır? CHP’li yöneticilerin partiye havuz oluşturmak, para toplamak iddiasıyla kapı kapı gezdirdiği şirket gerçekte kime aittir? Sayın Kemal Kılıçdaroğlu tüm bu durumlara vakıf mıdır? Herkesin bildiği gibi Asansör Periyodik Kontrol Yönetmeliği’nin yayımlandığı 2012’den itibaren Türkiye genelinde belediyeler, yönetmelik gereği akredite muayene kuruluşları ile asansör periyodik kontrol protokolleri imzalamak zorundadır. Bu yüzden yıllardır asansör ve denetim konusunda yetkili olan kurum ve kuruluşlara alternatif olarak belediyelere dayatılan özel şirketler ne kadar yeterlidir? Vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini kontrol eden bu sistem ne acıdır ki rant ve para uğruna hiçe sayılmaktadır.
Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı Makine Mühendisleri Odası’nın bizzat CHP Genel Merkezi’ne giderek Sayın Kılıçdaroğlu’nun kendisine ifade ettikleri durumun kamuoyuna da açıklanması gerekmektedir. Oda yetkililerinin açıklamada yer verdikleri “31 Mart yerel seçimleri sonrasında İzmir’deki bütün metropol belediyeleri, İzmir genelinde ise 24 belediyeyi yönetmeye hak kazanan CHP’nin bir milletvekili, bu belediyelerin bazılarını bir akredite muayene kuruluşunun temsilcileri ile birlikte pazarlamacı edasıyla kapı kapı gezmiş, bu bilgi fotoğrafları ile birlikte basına da yansımıştır” şeklindeki ifadeleri, söz konusu fotoğraf ile gerçekliğin gözler önüne serilmiş halidir. Odanın açıklamasında yer alan ‘yukarıdan gelen yoğun baskı’ ve ‘genel merkeze belirli oranda bulunacağı maddi katkı’ konuları bir an önce açıklığa kavuşturulmalıdır. Ne yazık ki CHP’li belediyelerin büyük bölümü ‘yukarıdan’ gelen baskı ve dayatma nedeniyle mevcut çalışmalarını yürütememekte, sözleşmeleri usulsüz bir şekilde iptal etmektedir. Belediye başkanlarını hukuksuzluğa kadar iten bu dayatma, seçimlerin hemen ardından ortaya çıkmıştır. Dayatma ve talimatların gelmeye devam edeceği aşikardır. Kendisine oy verenleri çantada keklik gören, ‘nasıl olsa bir şey olmaz’ tutumuyla hareket eden zihniyet, er ya da geç kamuoyunun vicdanında duvara toslayacaktır. İzmirli hemşehrilerimiz yıllardır dayatmaya, talimatlara ve tepeden inme politikalara karşı çıkmışlardır. Bu konuda da gereken sağduyuyu göstereceklerine inancım tamdır.”