Güncelleme Tarihi:
GÖZDE meydana gelen kızarmanın birden çok sebebe dayandığını söyleyen Atagöz Tıp Merkezi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Olcayto Çelik, “Kırmızı göz genel bir kavram. Gözdeki kızarık görüntüyü belirtiyor. Konjoktivit olarak adlandırılan göz içi kızarıkları, göz damarlarının genişlemesiyle meydana gelir. Kırmızı göz reaksiyonlarını keratit, yani kornea dokusu iltihaplanması, üveit, alerji, göz kuruluğu ve glokom olarak sınıflandırabiliriz. Bunlardan bazıları birkaç gün içerisinde kendiliğinden geçerken, bazılarında ise görme kaybına sebebiyet verebiliyor” dedi. Çağımızda göz kuruluğunun çok sık görüldüğünü dile getiren Çelik, şu bilgileri verdi: “Göz kızarıklığının sık görülen sebeplerinden biri göz kuruluğudur. Çağımızda herkes bilgisayar kullanıyor, telefonlara bakıyor. Bunlardan dolayı gözde kuruluk meydana geliyor. Göz sürekli açık ve bir yere odaklanıyor. Bu da hava ile daha uzun süre temas etmesine sebep oluyor ve göz kuruluğu meydana geliyor. Göz kuruluğunun dışa vurumunu gözün içine yabancı cisim kaçmışçasına yanma, batma, gözde hafif sulanma, görme bulanıklığı, kızarıklık şeklinde görüyoruz. Bunun yanı sıra alerjik konjoktivit sebeplerle de gözde kanlanma meydana gelebiliyor. Üveit dediğimiz bir kızarıklık türü de mevcut. Bu da gözün iç kısmının iltihaplanması sonucu oluyor.”
BUNLARA DİKKAT EDİN
Çelik, kontakt lens kullanılıyorsa ve gözde kanlanma varsa, bu kanlanma ve kızarıklığın keratit denilen tehlikeli hastalıkların belirtisi olabildiğini belirtti, hastaların vakit kaybetmeden bir göz hekimine müracaat etmesi gerektiğini vurguladı. Göz tansiyonunun tehlikeli ve sinsi bir hastalık olduğunu kaydeden Çelik, şöyle devam etti: “Göz tansiyonunda kızarıklık ile birlikte ağrı da hissediyoruz. Bu ağrı karşımıza hem göz ağrısı hem de baş ağrısı şeklinde çıkabiliyor. Gözde bulanık görme, ışığın etrafında renkli halo dediğimiz kamaşmalar, göz tansiyonun habercisi olabiliyor. Bu hastalık erken teşhis edilmez ve farkına varılmazsa uzun vadede körlüğe kadar gidebiliyor. Glokom çok sinsi bir hastalık. Gözde, yani görmede belirti vermeyebiliyor. Gözümüz ile bir noktaya odaklandığımızda sadece odaklandığımız noktayı değil, çevreyi de görürüz. Glokom göz sinirlerine zarar vererek her geçen gün çevre görüş kapasitemizi daraltıyor. Hastalığın son aşamalarında kişi baktığı noktayı görmeye devam ediyor, çevre görüşü ise sıfırlanıyor. Körlükten önceki aşamada kişi bir anahtar deliğinden bakıyormuşçasına dar bir görme çeperine sahip oluyor. Maalesef bu saatten sonra görme yetisini geri getirmek mümkün olmuyor.”