Güncelleme Tarihi:
İZMİR (AA) - İzmir'de, 357 tutuksuz sanığın yargılandığı "gizli bilgi ve belge bulundurma" davasının duruşması, taleplerin değerlendirilmesi ve ara kararın açıklanması için önümüzdeki haftaya ertelendi.
İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesindeki hafta başından bu yana görülmesine devam edilen duruşmaya, tutuksuz yargılanan bazı sanıklar ve vekilleri katıldı.
Suç örgütünde "koordinatör" olduğu iddia edilen, hakkında müebbet ve 9 yıl hapis cezası istenen sanık Hakan Oğuzhan’ın Kaş’taki iş yerinde yapılan aramada hazirun olarak bulunan iş yerinin sahibi İbrahim Kocaer, Antalya’nin Kaş ilçesinden Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla ifade verdi. Kocaer, arama sırasında kendisinin salonda beklediğini, polislerin ise odalara girdiklerini şahit olduğu telefon görüşmelerinde ise "aradıklarımızı bulduk" dediklerini söyledi.
Tanığın dinlenmesinin ardından mütalaa veren Cumhuriyet Savcısı Ali Ertan, sanıklardan ele geçirilen dijital verilerin imajlarının alınıp alınmadığının, alınmamışsa nedeninin sorulmasını, sanıklar Mustafa Torun ve İlkay Altındağ’ın yurt dışına çıkış yasaklarının kaldırılmasını ve tanık olarak bildirilen kişilerin dinlenilmesinin kabulünü istedi.
Söz alan sanıklar ve avukatları ise aralamalara katılan polislerin tanık ifadelerinde teknik yetersizlik ve personel azlığı gerekçeleriyle imaj almadıklarını kabul ettiklerini, İzmir ve Sakarya emniyetinden o dönem kaç personel ve kaç imaj alma cihazı bulunduğuna dair bilgi alınmasını talep etti.
Onur Süer’in evindeki aramada buz dolabının arkasında ele geçen delillerin üzerindeki tozdan fazla bir hafta önce konulduğunun anlaşıldığını savunan sanık avukatı Nevzat Güleşen, müvekkilinin uzun süre gemi seyir görevi nedeniyle evine gelemediğini, bununla ilgili Sahil Güvenlik Komutanlığı kayıtlarının seyir görev kayıtlarının istenmesini istedi.
Mahkeme Başkanı Orhan Kızıltaş, talepleri değerlendirmek ve ara kararı açıklamak için duruşmayı 21 Ocak'a erteledi.
-Dava
TMK 10'uncu maddesiyle görevli savcı Zafer Kılınç'ın "Askeri gizli bilgi ve belgeleri ele geçirme, bulundurma" suçlamasıyla 49'u muvazzaf asker, 79'u tutuklu 357 sanık hakkında hazırladığı iddianamede sanıklar hakkında 2 yıl ile müebbet hapis arasında değişen cezalar istenmişti.
İddianamede adı geçen 831 mağdurdan arasında devlet memuru, asker ve MİT mensuplarının da bulunduğu çok sayıda kişinin suç örgütü tarafından "fişlendiği" iddia edilmişti. Çete lideri olduğu iddiasıyla suçlanan marina işletmecisi Bilgin Özkaynak ile Narin Korkmaz hakkında, "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kişisel verileri kaydetmek, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek" suçlarından müebbet ve 9'ar yıl, sanıklar arasındaki Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Koramiral Veysel Kösele hakkında ise "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, yasaklanan bilgileri temin etmek" suçlamasıyla 2 ila 6 yıl hapis cezası talep edilmişti.
TMK 10. maddesiyle görevli İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 16 Nisan 2013 tarihinde görülmeye başlanan davada bugüne kadar 44'ü Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından olmak üzere tutuklu 69 kişi tahliye edilmişti.
TMK 10. maddesiyle görevli 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın, özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasına ilişkin düzenlemenin ardından İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesi kararlaştırılmış, bu mahkemece görülen son duruşmada 5'i asker 10 tutuklunun da tahliye edilmesiyle 357 sanıklı davada tutuklu sanık kalmamıştı.
20 Ekim 2014 günü görülen duruşmada ise, mahkeme heyeti, Milli Savunma Bakanlığı'nın davaya müdahillik talebini, "suçtan zarar görme ihtimali bulunduğu" gerekçesiyle kabul etmişti.