Güncelleme Tarihi:
İZMİR (AA) - İzmir'de, önceki duruşmada 5'i muvazzaf asker 10 tutuklu sanığın tahliye edilmesiyle 357 sanığın tamamının tutuksuz yargılandığı “gizli bilgi ve belge bulundurma” davasında, dosyanın Anayasa Mahkemesi'ne gönderilmesi talebi kabul edilmedi.
İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın bugünkü duruşmasına 32 sanık ile avukatları katıldı.
Sanık avukatlarından Erhan Tokatlı, iddianameyi hazırlayan Cumhuriyet Savcısı Zafer Kılınç hakkında şikayette bulunduklarını hatırlattı. Savcı Zafer Kılınç hakkında HSYK soruşturmasının sürdüğünü ve bu konuda Ankara’da, Adalet Komisyonu Başkanlığına ifade verdiğini belirten Tokatlı, İzmir’de de soruşturmanın sürdüğünü fakat gizlilik kararı olduğundan bilgi alamadıklarını dile getirdi.
Tokatlı, Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından geçen yıl tahliyelerine karar verilmesine rağmen bazı sanıkların cezaevinden 36 saat geç çıkarıldığını, bunun da "hürriyeti tahdit" suçu oluşturduğunu söyledi.
Tokatlı, şunları kaydetti:
“Başından beri söylediğimiz gibi, düzmece, manipülatif, sahte delillerle devlete, TSK’ya, kolluğa, yargıya çöreklenen paralel yapı, hukuka, vicdana aykırı uygulamalarla bu insanların şahsında TSK’ya kumpas kurdu. Fakat bu kumpas çöktü. 2 yıla yakın cezaevinde yattı, verilmeyen cezalar infaz edildi. 63 subay bu dava kapsamında TSK’dan atıldı. Aileler, çocuklar çok ağır bedeller ödediler. Bu sanıklar, TSK’ya kurulan kumpasa vasıta oldular. Bedelini herkes şahsında ödedi. Dolayısıyla huzurdaki bu dava, hem yasal hem de vicdani olarak artık bitirilebilir.”
-Dosyanın Anayasa Mahkemesine gönderilmesi talebi
Avukatlar Mahmut Elmas ve Bilge Özer de İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi ve Diyarbakır’daki mahkemenin benzer bir talepte bulunulan davada, dosyayı Anayasa Mahkemesine gönderilmesi kararı aldığını, İzmir Büyükşehir Belediyesi davasında ise mahkemenin İstanbul’daki mahkemenin başvurusuna dair yazı yazılmasına karar verdiğini hatırlatarak, bu dava dosyasının da gönderilmesini talep etti.
Mahkeme heyeti, talebi reddetti.
-Sanık savunmaları
Sanık Murat Karataş, hiçbir örgüte üye olmadığını, bilgi ve belge temin etmediğini, kaldı ki isminin iddianamede hiçbir faaliyette yer almadığını belirterek, bir örgütten söz edilecekse, bunun kumpası kuranlar olabileceğini, bu süreçte mağdur olduğunu, mağduriyetinin giderilmesi için “gerçek” suçluların tespit edilmesini talep etti.
Sanık Hami Çetiner, davanın ikinci iddianamenin ifadesine başvurulmadan oluşturulduğu için usule aykırı olduğunu, üzerine atılan suçlamaların hiçbirini de kabul etmediğini bildirdi.
-Mağdurlar şikayetlerini geri çekti
İfade veren mağdurlardan emekli astsubay Ercan Parıltı, 2013 yılında emekli olduktan iki ay sonra kendisine bir yazı geldiğini, yazıda iki suçtan bahsedildiğini, bunu okuyunca o an heyecanla şikayetçi olduğunu, şahısları tanımadığını, tehdit almadığını, kendisine şantajda bulunulmadığını bu nedenle şikayetçi olmadığını söyledi.
Sanık avukatlarının, mağdur olarak ifadesi alınırken “Şikayetçi olun, yoksa sizin hakkınızda da iddianame hazırlanır” şeklinde bir telkinde bulunup bulunulmadığı sorusuna Parıltı, “Bu endişeyi yaşadım, doğrudan bu cümle sarf edilmese de fısıltı gazetesi şeklindeydi” karşılığını verdi.
Mağdur Ufuk Yıldız da “Tamamen şok oldum, konuyu dahi bilmiyorum. Bir kağıt geldi. Evraktaki suçlamaları görünce şaşırdım, şok oldum. 2009-2011 yılları arasında TSK’da Güneydoğu’da görev yapmış ve istifa etmiştim. Onunla mı ilgili diye düşünmüştüm. Kimseyi tanımıyorum, görüşmedim. Suçlamayla ilgili hiçbir bilgim yok. Şikayetçi de değilim” dedi.
Duruşmaya verilen öğle arasının ardından devam edilecek.
-Dava
TMK 10'uncu maddesiyle görevli savcı Zafer Kılınç'ın "Askeri gizli bilgi ve belgeleri ele geçirme, bulundurma" suçlamasıyla 49'u muvazzaf asker, 79'u tutuklu 357 sanık hakkında hazırladığı iddianamede sanıklar hakkında 2 yıl ile müebbet hapis arasında değişen cezalar istenmişti.
İddianamede adı geçen 831 mağdurdan arasında devlet memuru, asker ve MİT mensuplarının da bulunduğu çok sayıda kişinin suç örgütü tarafından "fişlendiği" iddia edilmişti. Çete lideri olduğu iddiasıyla suçlanan marina işletmecisi Bilgin Özkaynak ile Narin Korkmaz hakkında, "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kişisel verileri kaydetmek, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek" suçlarından müebbet ve 9'ar yıl, sanıklar arasındaki Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Koramiral Veysel Kösele hakkında ise "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, yasaklanan bilgileri temin etmek" suçlamasıyla 2 ila 6 yıl hapis cezası talep edilmişti.
TMK 10. maddesiyle görevli İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 16 Nisan 2013 tarihinde görülmeye başlanılan davada bugüne kadar 44'ü Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından olmak üzere tutuklu 69 kişi tahliye edilmişti.
TMK 10. maddesiyle görevli 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın, özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasına ilişkin düzenlemenin ardından İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesi kararlaştırılmış, bu mahkemece görülen son duruşmada 5'i asker 10 tutuklunun da tahliye edilmesiyle 357 sanıklı davada tutuklu kalmamıştı.
20 Ekim 2014'te görülen duruşmada ise mahkeme heyeti, Milli Savunma Bakanlığı'nın davaya müdahillik talebini, "suçtan zarar görme ihtimali bulunduğu" gerekçesiyle kabul etmişti.