Güncelleme Tarihi:
Prostat kanserinde erken tanının hayat kurtardığını kaydeden Şimşir, “Prostat, üreme sisteminde olan bez yapısında bir organdır. Başlıca görevleri arasında meninin bir kısmını oluşturan salgıyı üretmek, idrar tutmaya katkıda bulunmak ve enfeksiyonlara karşı koruyucu bariyer olmak sayılabilir” dedi. Prostat bezinin doğumda yer almasına rağmen oldukça küçük boyutlarda ve pasif bekleyen bir yapıya sahip olduğunu hatırlatan Şimşir, “Ergenliğe girme ile beraber aktif hale gelip çalışmaya başlar ve bu çalışma ömür boyu devam eder. Prostatı kabaca içerisinde 30 civarında, tükrük bezine benzer yapıda bezlerden oluşan bir nar meyvesine benzetebiliriz. İşte bu bezler yaşam boyunca büyüme potansiyeline sahiptir ki buna iyi huylu prostat büyümesi (BPH) denmektedir. Her erkeğin prostatı büyüyecektir ancak kimileri hiç etkilenmese de kimileri bu hastalıktan muzdarip olmaktadır” diye konuştu.
KANSERE ÇEVİREBİLİR
Prostat kanserinin, kontrolsüz çoğalabilme yeteneğine sahip kötü huylu hücrelerin prostat dokusunda bulunması ile karakterize bir hastalık olduğunu ifade eden Şimşir, “Tanı için kan testine ilaveten yapılan ikinci tarama yöntemi parmakla rektal muayenedir” ifadelerini kullandı. Son 10 yılda prostatın magnetik rezonans (MR) görüntülenmesinin yüzde 90 seviyesinde verdiği doğru bilgiler nedeniyle önümüzdeki yıllarda tarama testlerinin olmazsa olmazı yolunda yer alacağını dile getiren Şimşir, “Günümüzde her beş erkekten birine prostat kanseri teşhisi konulmaktadır ve 80 yaşındaki erkeklerin yüzde 30-35’inde görülmektedir. Neyse ki prostat kanseri teşhisi konan erkeklerin çoğu prostat kanseri nedeniyle yaşamlarını yitirmez” şeklinde konuştu.