Güncelleme Tarihi:
Her hastalıkta olduğu gibi prostat kanserinde de erken tanının hayat kurtardığını kaydeden Çelik, günümüzde tüm dünyada erkeklerde sık görülen kanser türlerinden birisinin de prostat kanseri olduğunu vurguladı. Prostatın, mesanenin hemen altında ve kalın bağırsağın son kısmının hemen önünde bulunduğunu ifade eden Çelik, “Ceviz büyüklüğünde olup üretra ismi verilen dış idrar kanalının bir kısmını çevreler. Bu organın başlıca görevleri arasında meninin bir kısmını oluşturan salgıyı üretmek, idrar tutmaya katkıda bulunmak ve enfeksiyonlara karşı koruyucu bariyer olmak sayılabilir” dedi. Prostat bezinin doğumda yer alan bir organ olmasına rağmen oldukça küçük boyutlarda ve pasif bekleyen bir yapıya sahip olduğunu hatırlatan Çelik, “Ergenliğe girme ile beraber aktif hale gelip çalışmaya başlar ve bu çalışma ömür boyu devam eder. Prostatı kabaca içerisinde yaklaşık 30 civarında, tükürük bezine benzer yapıda bezlerden oluşan bir nar meyvesine benzetebiliriz. İşte bu bezler yaşam boyunca büyüme potansiyeline sahiptir ki buna iyi huylu prostat büyümesi (BPH) denmektedir. Ergenliğe girme ile başlayan BPH, yaşam boyu devam eder. Ancak başta genetik nedenler olmakla beraber pek çok etkenin katkısıyla bulgu verir. Özetle her erkeğin prostatı büyüyecektir. Ancak kimileri hiç etkilenmese de kimileri bu hastalıktan ciddi muzdarip olmaktadır” diye konuştu.
KANSERE ÇEVİREBİLİR
Prostatın bir diğer hastalığının kanser olduğunu kaydeden Çelik, şöyle devam etti: “Kanserden korunma, kanser olma olasılığını azaltmak için alınması gereken önlemlerdir. Bu sayede bir grup veya popülasyondaki yeni kanser vakalarının sayısı azalır. Günümüzde her erkek prostat kanseri için risk altındadır. 1980’li yılların başında keşfedilen Prostat Spesifik Antijen (PSA) denen kan testi, tarama aşamasında önemli gereçlerden biridir. Buradaki temel sorun ise PSA’nın prostatın hemen her hastalığında yükselmesidir. Bu nedenle her PSA yüksekliği saptanan hastanın prostat kanseri olma ihtimali yoktur. Önemli olan PSA’nın neden yükseldiğini saptamaktır. Bu nedenle kan testine ilaveten yapılan ikinci tarama yöntemi parmakla rektal muayenedir. Tüm teknolojik gelişmelere rağmen parmakla muayene, kanser taramasında çok önemli bulgular vermektedir ve mutlak yapılmalıdır.”
MR İLE GÖRÜNTÜLEME
Son 10 yılda bu konuda yaşanan diğer bir gelişmenin de prostatın magnetik rezonans (MR) görüntülenmesi olduğunu belirten Çelik, “Prostat MR’ı kanser taramasında yüzde 90 seviyesinde doğru bilgiler verir. Pek çok tedavi seçeneği olması nedeniyle hastaların hayatına oldukça düşük oranda mal olan bir kanserdir. Elimizdeki olanaklar sayesinde prostat kanseri teşhisi konan erkeklerin çoğu prostat kanseri nedeniyle yaşamlarını yitirmez” ifadelerini kullandı