Güncelleme Tarihi:
“Cildimiz yaşlandıkça kolajen, elastin doku ve hyalüronik asit miktarında azalma meydana gelir. Cilt dolgusu uygulamalarında, azalmakta olan hyalüronik asit, küçük iğneler yardımıyla cilt altındaki problemli olan yerlere enjekte edilir. Jel kıvamındaki hyalüronik asit, cildin su tutma kapasitesini artırarak cildin yoğunluk ve dolgunluk kazanmasına yardımcı olur” diyen Op. Dr. Ahmet Sarı, kullanım alanlarıyla ilgili şu bilgileri verdi:
DÜZENLEME ŞANSI VAR
“Dolguların kullanım alanları; yüzdeki asimetrik çökükler, hacim kaybeden veya yapısal volüm azlığı olan dudaklar, yaşla birlikte değişen veya yapısal olarak çökük göz altları, burundan dudak köşelerine doğru inen nazolabial çizgiler veya yanaklar olarak sıralanabilir. Dolgular, küçük burunları büyütmek ve burun ucunu kaldırmak için kullanılabilir ya da yüzdeki altın oranı yaratmak için kısa çenelere uygulanabilir. Dolgu sayesinde kişilerin burun-çene simetrisini düzenleme şansımız bulunmaktadır.”
3 AY İÇİNDE TEKRAR
İşlem öncesinde dolgu yapılacak bölgeye krem veya enjeksiyon yöntemiyle anestezik madde uygulaması yapıldığını aktaran Op. Dr. Ahmet Sarı, “Belirli bir süre beklendikten sonra antiseptik bir maddeyle cilt temizlenir ve uygulama, enjeksiyon yöntemiyle birkaç farklı yerden gerçekleştirilir. Kişilere, çökük alanının derinliğine göre birden fazla dolgu maddesi kullanılabilir. Derin çökmelerde ilk uygulamadan sonraki 3 ay içinde tekrar dolgu yapıldığında daha başarılı sonuçlar elde edildiği görülmüştür. Uygulama sonrasında ilk üç gün boyunca yoğun fiziksel aktiviteden kaçınılmalı, masaj yapılmamalı, sıcak ve soğuk ortamlardan kaçınılmalı. Uygulamadan sonraki gün cilt bakım ürünleri kullanılmaya devam edilebilir. Dolgu uygulamasından sonra kızarıklık, şişlik, morluk gibi yan etkilerin görülmesi ise oldukça normal” dedi.