Fethullah Gülen'e 219 kez ağırlaştırılmış mübbet ve 5 bin 37 yıl hapis isteniyor

Güncelleme Tarihi:

Fethullah Gülene 219 kez ağırlaştırılmış mübbet ve 5 bin 37 yıl hapis isteniyor
Oluşturulma Tarihi: Haziran 22, 2016 16:43

Fethullah Gülen'e 219 kez ağırlaştırılmış mübbet ve 5 bin 37 yıl hapis isteniyor

Haberin Devamı

Bahri KARATAŞ/İZMİR, (DHA) - İZMİR merkezli gizli bilgi ve belge bulundurma soruşturmasında usulsüzlükler yaptıkları öne sürülen, aralarında İzmir eski İl Emniyet Müdürü Ali Bilkay'ın da bulunduğu 22'si tutuklu, 68 sanığın yargılanmasına, 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde iddianamenin okunmasıyla devam edildi. Yakalama kararıyla aranan Fethullah Gülen hakkında 7 ayrı suçtan 219 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 5 bin 37 yıl hapis cezası istendi.
Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik, örgütün yönlendirmesi ve talimatları doğrultusunda, kamuoyunda casusluk davası olarak bilinen gizli bilgi ve belge bulundurma soruşturmasında, kasıtlı usulsüzlükler yapıldığı, zanlıların kamuoyunda itibarsızlaştırılarak devlet bürokrasisi ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nden (TSK) tasfiyesini amaçladıkları iddialarıyla 22'si tutuklu 68 sanığın yargılanmasına dün kaldığı yerden devam edildi. 
2'nci Ağır Ceza Mahkemesi duruşma salonu olarak kullanılan Sosyal Tesisler'deki duruşmada, okunmasına devam edilen iddianamedeki ayrıntılar da ortaya çıkmaya başladı. İddianameye göre, örgütün istihbarat ağı ya da gücünün Fethullah Gülen'in sahip olduğu ileri sürülen arşivde olduğu, bu yasadışı arşivde, örgütün yasadışı adli ve önleme dinlemeleri, kendine ait gelişmiş cihazlarla yaptığı teknik takip, telefon ve ortam dinleme kayıtları, kamu personeline yönelik fişlemeler, örgütle teması olan öğrencilerin, ailelerinin bilgilerinin bulunduğu yeraldı.
Ayrıca kamu kurumlarında çalışan örgüt mensuplarının bilgilerinin örgüt tarafından güncel olarak arşivlendiği, dünya genelinde 160 ülkede faaliyet gösteren ve binlerce mensubu olan örgüt için haberleşme, talimatların alınıp verilmesi, gelişmelerin güvenli ve zaman kaybetmeksizin aktarılması, faaliyetlerin sağlıklı bir şekilde yürütülmesinin de hayati öneme sahip olduğunu iddianamade, ifade edildi.
ADLİ YARGIDA DA YUVALANMIŞLAR
İddianamade FETÖ/PDY'nin çalışma yöntemleri ise "Türkiye Cumhuriyeti devletinin yargı kuvveti içerisinde, organizasyonu ve hiyerarşik yapısı bulunan, devlet yargısına alternatif olarak faaliyet gösteren, örgütlü olarak yargı içerisinde yuvalanan, kendinden olmayan herkesi düşman gören, kullanamadığı kişileri düşman sayan, örgüte boyun eğmeyenleri ve farklı düşünen herkesi düşman görüp hedef haline getirerek yargı kararları ile emniyet operasyonlarının hedefi haline getiren, istihbarat toplayan, operasyon kararı alan, emniyet ve yargı üzerinden toplanan istihbarata göre örgütün üst düzey yöneticilerinin verdiği kararın icrasına başlayan basın ve yayın üzerinden linç girişimi gerçekleştiren, topluma yönelik algıyı yöneten örgütte yer alanları kahramanlaştıran, unutturma sürecini tekrarlayan, suç faili veya masum olduğuna bakılmaksızın birçok kişiyi yargı eliyle mağdur eden, çözümü mümkün olmayan abartılı ayrıntıya boğulmuş gerçeklerin gizlendiği, kasıtlı taraflı ve delilsiz davalar açan, bu davalarla Türkiye'nin mafya ve terörle mücadele ettiği algısı yaratan, devletin birçok kurumuna yerleşen FETÖ/PDY'nin yargıdaki uzantıları oldukları ve cemaat cuntası şeklinde paralel bir yargı gücü oluşturdukları anlaşıldı" diye anlatıldı.
3 BİN 100 KİŞİ MAĞDUR OLDU
İddianamede sanıkların, İzmir'deki sözde askeri casusluk operasyonunda, şüphelilerin yapmış oldukları cinsel içerikli görüşmeleri casusluk algısına dönüştürdükleri, fişleme kayıtlarındaki kişiler hakkında yazılmış olan cinsel içerikli ya da meslek etiği ile bağdaşmayan durumları, kişilerin kurumlarına ve medya organlarına sızdırdıkları ileri sürüldü. Sanıkların bu şekilde, yaklaşık 3 bin 100 kişiyi mağdur ettikleri anlatıldı. Sanıkların en önemli haberleşme aracının GSM hatları olduğu, bunların genel olarak abone bilgilerinden gerçek kullanıcısına ulaşılamayan hatlar olduğu, 3 ayda bir yeni bir hat temin ettikleri, telefonu da değiştirdikleri, aktarıldı.
GÜLEN'İN TALİMATIYLA HAREKETE GEÇMİŞLER
Liderliğini Fehtullah Gülen'in yaptığı FETÖ/PDY terör örgütünün, devlet kurumlarındaki çalışmaları da iddianamede anlatıldı. FETÖ'nün özellikle devletin üst kademesinde stratejik öneme sahip bakanlık bürokratlarını ve TSK personelini hedef alıp tasfiye planı yürüttükleri, sorgusuz itaat anlayışıyla yetiştirilen üyelerin hedef alınan kurumlara yerleştirilmesinden sonra, öncelikle buralarda görev alan diğer kişiler hakkında raporlar hazırlanıp fişlemeler yapıldığı anlatıldı. Kurum içinden ele geçirilen her türlü bilgi ve belgenin, uyuyan hücre olarak faaliyet gösteren örgüt mensupları tarafından kurum dışına 'Abi' olarak bilinen kişilere iletildiği ifade edildi. Bu gelişmelerden sonra Fethullah Gülen'den alınan talimat doğrultusunda kurumlar içerisindeki örgüt mensuplarının, bu bilgileri önce internette paylaşıp itibarsızlaştırma yaptıkları, isimsiz ve imzasız ihbarlarla adli, idari soruşturmalar açılmasını sağladıkları, gizli bilgi ve belge bulundurma soruşturmanın temelini oluşturan 'Pandora'daki verilerin de bu yönde olduğu ifade edildi.
DEVLETİN HER KADEMESİNE SIZMIŞLAR
İddianamade FETÖ'nün TSK içindeki yapılanması da şu ifadelerle anlatıldı:
"Fethullah Gülen, TSK'ya sızmak, yerleşmek ve hücresel bir yapıyla hareket etmek için uzun vadede plan yaptı. Bu plan çerçevesinde henüz ilkokul çağlarında örgütün amacı doğrultusunda hizmet edecek kişileri yetiştirerek askeri okullara girmesini sağladığı, askeri okullar içeresinde ise örgüt ile bağının deşifre edilmemesi için bir şekilde uyuyan hücre olarak yapılanmaya devam ettirip mezun olmalarını sağladığı, bilahare mezun olan örgüt mensuplarının göreve başladıktan sonra örgütle bağını kuvvetlendirerek himmet adı altında para vermelerini sağlayarak örgüte maddi kaynak sağladığı, eğitim için yurtdışında bulunan TSK mensuplarının örgüte kazandırılması için örgüt liderinin hazır bulunduğu toplantılara veya sohbetlere katılmalarını sağladığı, yine diğer kurumlar veya üst komuta kademesindeki örgüt mensupları aracılığı ile komuta kademesinde terfi etmelerini sağlayarak örgüte bağlılığı kuvvetlendirdiği ortadadır. FETÖ/PDY terör örgütünün yargıya, emniyete ve TSK'ya sadece rakiplerini bertaraf etmek için değil, siyaseti tanzim etmek, siyasi partilerinin yöneticilerini değiştirmek, toplumdaki etkinliği, ticari faaliyetleri, stratejik öneme sahip kamu kurumlarını ele geçirmek, hükümeti yıkmak, kendi felsefesine uygun siyasi yapı oluşturmak için devlet içerisinde devlet otoritesine karşı ismi üzerinde paralel bir yapılanma içerinde bulunduğu anlaşılmıştır. Örgütün asıl amacının anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak, yıkmak, ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, kamu düzenini bozarak Türkiye Cumhuriyeti Devletini ele geçirmek olduğu anlaşılmaktadır."
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın duruşması iddianamenin okunmasıyla sürüyor.

FOTOĞRAFLI

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!