Güncelleme Tarihi:
İDDİANAMENİN OKUNMASINA DEVAM EDİLECEK
İzmir'deki beraatle sonuçlanan gizli bilgi ve belge bulundurma davasının soruşturmasında sahte delil üretildiği iddiasıyla ilgili Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında 2'si başka suçtan olmak üzere 22'isi tutuklu 68 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşmasında iddianamenin bir bölümü okundu. Mahkeme heyeti, iddianamenin okunmasına daha sonra devam edilmesine karar vererek duruşmayı yarına erteledi.
İzmir Adli Yargı Adalet Komisyonu tarafından görevlendirilen iki zabıt katibinin okuduğu iddianamede, İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişliği tarafından, kamuoyunda casusluk adıyla bilinen 'gizli bilgi ve belge davası' soruşturmasının emniyet mensuplarınca kurgulandığı, soruşturma öncesinde önleme dinlemelerinin yapıldığı ve soruşturma aşamasında ise adliye dinlemenin bu kurguya göre şekillendirildiği ileri sürülürken, yapılan aramalarda ele geçirilen ve 'Pandora' adı verilen dijital verilerin yer aldığı harici bellek ve içerisindeki verilerin, kurguya göre hazırlanarak arama yapılan evlere yerleştirildiği belirtilerek soruşturmanın başlatıldığı ifade edildi.
Davanın bir numaralı ve firari sanığı Fethullah Gülen'in liderliği ve kuruculuğunu yaptığı belirtilen FETÖ/PDY'nin nihai amacıyla ilgili olarak iddianamede, 'Nihai amacın, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini devirmek ve yönetimini ele geçirmek olduğu, bu çerçevede örgütünün kendi menfaatlerine hizmet etmek üzere bürokrasi içerisinde oluşturduğu yapıyı harekete geçirerek sözde soruşturmalar başlattığı, bu amacına ulaşmak için öncelikli olarak Türkiye Cumhuriyeti devletinin bakanlıklarına ait bürokratların ve TSK mensuplarının itibarsızlaştırılarak tasfiye edilmesinin sağlandığı anlaşılmaktadır' ifadeleri yer aldı.
FETÖ/PDY'nin nihai amacına ulaşması için hayatın normal akışı içerisinde birlikte hareket etmeleri mümkün olmayan kamu görevlisi, TSK, yargı, emniyet mensubu, bürokrat, gazeteci, yazar, akademisyen ve STK temsilcilerinin aynı amaç etrafında hareket ettikleri, gizli ve hiyerarşik bir yapıları olduğu, lidere bağlılığın sağlanması için düzenli olarak evlerde gizli toplantıların yapıldığının belirtildi. İddianamede, örgütün basın organları ve sosyal medya üzerinden algı operasyonu yaptığı da vurgulandı.
İddianamede şu iddialar yer aldı:
"Kurumlar arası gönderilen gizli mahiyetteki belge ve dokümanları internet ve basın kuruluşları aracılığı ile yayınlayarak devlet faaliyetlerinin gizliliğini ihlal ettikleri ve yapılacak çalışmalara engel olunmaya çalışıldığı, sosyal paylaşım sitelerinde 'Haramzadeler', 'Baş çalan', 'Fuat Avni', 'Yıldız kulis' adıyla başlayan benzer sahte hesaplarla ülkemizin birlik ve beraberliğini bozmak amacıyla paylaşımlar yapıldığı, ülke güvenliği ve dış politikalara yönelik devlet sırrı niteliğindeki toplantılar ve görüşmelerin illegal olarak dinlenerek servis edildiği, özellikle Fuat Avni isimli sosyal medya hesabından yapılan paylaşımların örgüte müzahir basın yayın kuruluşları ve internet sitelerince haberleştirilerek geniş kitlelere ulaştırıldığı, örgüt mensuplarına yönelik yapılan/yapılacak olan operasyonları önceden öğrenebilmek ve tedbir almak için örgütün devletin tüm resmi kurum ve kuruluşlarının bilgi işlem alt yapılarına (UYAP, POLNET, TÜBİTAK, TİB vb.) alınan adli ve idari tüm tedbirlere rağmen sızıldığı anlaşılmaktadır."
Türkiye genelinde devam eden FETÖ/PDY soruşturması kapsamında tanık, müşteki ya da bilgi sahiplerinin verdiği ifadeler doğrultusunda Gülen hakkında, ev ağabeylerinin sohbetlerde "Atatürk öldü, Fetullah Gülen doğdu. Allah tarafından Mehdi ya da Mesih şeklinde İslam'ı bu topraklarda ayağa kaldıracak. Peygamber Efendimiz, Selçuklular ve Osmanlılar zamanında olduğu gibi yeniden İslam alemini ayağa kaldıracak kişinin Fetullah Gülen olduğunu ve onun cemaatinin de bizlerin olduğu" şeklinde sözler sarfettiği de iddianamede yer aldı.
Mahkeme Başkanı Kibar, iddianamenin okunmasına daha sonra devam edilmesine karar vererek duruşmayı yarına erteledi.
Bahri KARATAŞ/İZMİR, (DHA)-