Güncelleme Tarihi:
Yaşanacak yerlerde de ilk akla gelen duraklardan biri hiç kuşkusu Bodrum’dur. İşte, Asuman Büyüksoy da yaklaşık 20 yıl boyunca yazları geldiği ve aşık olduğu Bodrum’a yerleşerek bu hayali gerçekleştirenlerden biri. Büyüksoy, “Evim, kedim ve dostlarımla yuvamdayım” diyor. Özellikle şifa ve enerji konularında yıllardır yaptığı araştırmalarla kendi metodunu oluşturan Asuman Büyüksoy’la hem çalışmalarını, hem de Bodrum’u konuştuk. Biz sorduk, o yanıtladı.
‘ŞAMAN’ OKURLA BULUŞTU‘ŞAMAN’ OKURLA BULUŞTU
Bize kendiniz ve çalışmalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
27 Ocak 1968’te İstanbul’da doğdum. Eğitim hayatımı tamamladıktan sonra, “Türkiye’nin en genç serbest mali müşavir” belgesini aldım. Süreç içerisinde birçok alanda çalıştım. Ancak bunların hiçbiri ‘ben’ değildim. Sonra yaşam beni şimdi içinde bulunduğum ve orada kendimi bulduğum spritüel hayata attı. Altı dalda reiki master teacher, kuantum, tetha healing ve angel healing uygulayıcı belgelerini edindim. Bu birikimle de eğitmen oldum. Sayısız öğrenci yetiştirdim. Bugün onlarla gurur duyuyorum. Bu arada aileden gelen ‘ocak eli’ni devralıp şifacılığımı kuvvetlendirdim. Sonunda yaşam beni yaklaşık 17 yıl önce ‘şamanlık’la buluşturdu. O gün bu gündür de bu masalsı dünyanın içinde şamanlığın gereğini yerine getirerek dünyayı, doğayı, canlıları ‘aşkla’ severek yaşıyorum. Yine şamanlığın görü yeteneği gereği de ‘tarot’ bakıyorum. Bugünlerde ‘Şaman’ isimli kitabım Tara Kitap aracılığıyla okuruyla buluştu. Çalışmalarıma gelince... Bilinçaltı ve enerjilerin birbiriyle harmanlandığı, ‘Yüzleşme ve Özgürleşme’ adını verdiğim şahsıma ait özel teknikle kişilerin hem zihinlerindeki, hem de enerji bedenlerindeki hasarları frekanslar ve enerjilerle onarıyorum. Sistemlerinde bulunan negatif kodları pozitif kodlara ve duygulara çevirme seansları yapıyorum. Bunun için hem şamanik, hem de yukarıda bahsettiğim tüm enerjileri kullanıyorum. Bunun dışında mekan temizliği, karma ve ata bağlarına ait çalışmalar da uygulamalarım arasında bulunuyor.
O HAYAL GERÇEK OLDU
Bodrum’u tercih etme nedenlerinizi paylaşır mısınız?
Bodrum benim için ‘aşk’ kavramıyla bağlı olduğum şeylerden biri. Buraya gelinceye kadar kendimi havada hissettim. ‘Ait değilim’ duygusundaydım. Şimdi; evim, kedim ve dostlarımla yuvamdayım. Yaklaşık 20 yıl boyunca Bodrum’a yazları geliyordum. Hep, “Buraya yerleşeceğim” derdim. Sonunda oldu. Ege’nin tamamıyla bir karmam olduğunu düşünüyorum.
12 AY DENİZ KEYFİ
Bodrum ya da Milas’taki mekanlar hakkındaki düşünceleriniz nedir? Favori mekanlarınızı öğrenebilir miyiz?
Ben aslına bakarsanız denizi çok sever, 12 ay yüzerim. Denizin beni şifalandırdığına inanıyorum. Benim için bana en yakın, en güzel deniz Aktur plajları. İkinci seçenek ise Yalıçiftliği sahili ve oradaki mekanlar. Kışları ise haftada üç gün kitap okumaya ve çalışmaya gittiğim yer ‘Zai Kütüphane’ de tavsiye edebileceğim yerlerden. Yaz-kış en ağırlıklı bulunduğum tek mekan ise ‘Maride Cafe’. Temizlik ve lezzet daimliği söz konusu olduğundan ‘Gemi Başı’, ‘Mahmut Kaptan’ ile ‘Muart’ favori mekanlarım arasında yer alıyor.
BARGİLYA’YA GİDİN
Hafta sonu bir Bodrum programı alabilir miyiz? Neler yapılabilir?
Hafta sonu için aslına bakarsanız, yazları evimde oturmayı tercih ediyorum. Çünkü kendimle kalmayı seviyorum. Ama ilkbahar veya sonbaharda Bafa Gölü kenarında kahvaltı, Çökertme’de balık önerebilirim. “Biraz daha uzağa giderim” derseniz, “Arapapıştı Kanyonu da görülebilir” derim. “Flamingo zamanı Bargilya Antik Kenti de görülmeli” diye düşünüyorum. Açıkçası benim ruhuma bu yerler hep iyi geliyor. Gezmeyi severim, “Haydi gidelim” diyenle müsaitsem hemen kalkıp giderim. Mesafe ne olursa olsun tüm seyahatler insanlara keyif ve “Geride bırakıyorum” duygusu verir. Bu yüzden herkese günlük de olsa ufak kaçamaklar öneririm.
SARILMAMAK ZORLADI
Tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19’dan nasıl etkilendiniz?
Pandemi döneminde Bodrum’daydım. Açıkçası beni zorlayan şey, çocuklarımdan ve ailemden ayrı kalmak oldu. Ben kendine ‘sarılmatik’ diyen biriyim. Dolayısıyla görüşememe ve sarılamama beni biraz üzdü. Onun dışında, “Evimde hiç sıkılmadım” desem yeridir. Kitabımı tamamladım. Mandala çizdim ve danışanlarımdan gelen istek üzerine72 gün boyunca şamanik alanlarda onlarla canlı yayında meditasyonlar yaptık. Bu çalışmalar herkese çok iyi geldi. Boşluk duygusu yerine dinginlik verdi. Pandemi ilk başladığında çoğu danışanımda karşılaştığım ilk duygu korku, panik ve belirsizlikti. Daha sonraları sanki herkes biraz daha alıştı ama çok sıkıldı. İnsan sosyal bir varlık olduğundan bu etkileşimin yaşanmaması bazı kişilerde negatif kod ve duygular oluşmasına sebep oldu. Heyecan, inanç, yaşama sevinci gibi duyguları etkiledi. Çok rastladığım bir diğer duygu da çaresizlik oldu. Ama normalleşme süreciyle bu duygular tekrar aşıldı. Sonuçta insanlar yaşamayı seviyor her canlı gibi... Bugünlerde ise maske ve hijyen kurallarına bence çok kişi alıştı. Ve internet üzerinden ilerleyen hayata da... Yeni dünyanın, yeni düzeninin maddi ve manevi oluşmasında yarınlarımızın bir ve bütünün hayrına mutluluk dolu olmasını diliyorum.