Güncelleme Tarihi:
MEME kanseriyle ilgili ilk konuşulması gerekenlerin tarama programları olduğunu belirten Genel Cerrahi uzmanı Doç. Dr. Hüseyin Kadıoğlu, ailesinde genç yaşta meme kanserine yakalanmış akrabası olmayan kadınların 35 yaşından sonra, ailesinde meme kanseri olan kadınların ise yakınlarına tanı konulan yaştan 10 yıl önce tarama programına başlamaları gerektiğini söyledi. Tarama programlarının kadınların kanser olmasını engellemek için değil, erken tanı konularak tedavi oranını yükseltmek amacıyla yapıldığını hatırlatan Kadıoğlu, meme kanseri tedavisinin multidisipliner bir tedavi olduğuna dikkati çekti. Cerrahinin dışında radyasyon onkolojisi ve medikal onkoloji branşlarının tedavinin bir parçası olduğunu kaydeden Kadıoğlu, “Meme kanseri ameliyatlarında amaç, memenin tamamının alınmaması olmalıdır. Erken tanı ve doğru tanı yöntemleriyle bu tedavi şekli, hastaların memeleriyle yaşamasını sağlayacak en önemli iki yoldur. Biliyoruz ki kaliteli meme merkezlerinde meme koruyucu cerrahi oranları yüzde 70’in üzerindedir ve bu meme kanserli kadınların kendi organları ile daha kaliteli bir hayat sürebilmesini sağlamaktadır” dedi.
FARKLI YÖNTEMLER MEVCUT
Memenin tamamının alınması gereken (mastektomi) ameliyatlarda da hayat kalitesinin artması için rekonstürktif bir yöntemin uygulanabileceğini ifade eden Kadıoğlu, şöyle devam etti: “Meme rekonstrüksiyonunda birçok farklı yöntem bulunmaktadır. Silikon protezler de hastanın karın ya da sırt kası gibi kendi dokuları da kullanılabilir. Özetle hastalarımızın bilmesi gereken en önemli detay, meme kanseri çok büyük oranlarda tedavi edilebilen bir hastalıktır, erken tanı ile kişilerin kendi organları ile yaşaması mümkündür ve düzenli kontroller hayat kurtarıcı olmaktadır. Evimizin, arabamızın ya da bir çok eşyamızın kontrollerini aksatmadan yaptırdığımız bu dönemde kendi sağlık kontrollerimize zaman ayırmayı ihmal etmeyelim.”