EMO'dan işçi güvenliği denetimi çağrısı

Güncelleme Tarihi:

EMOdan işçi güvenliği denetimi çağrısı
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 27, 2017 09:38

EMO'dan işçi güvenliği denetimi çağrısı

Haberin Devamı

Utku BOLULU/ İZMİR, (DHA)- ELEKTRİK Mühendisleri Odası (EMO) İzmir Şubesi Başkanı Mahir Ulutaş, elektrik dağıtım şirketlerinde çalışan her 100 kişiden 72.5'inin taşeron işçi olduğunu, sistem güvenliği, mühendisler, teknik personelin de taşeron firmalar aracılığıyla görev yaptıklarını açıkladı. Ulutaş, "İşçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin üst düzeyde alınması gereken bu alandaki taşeronlaşma risk yaratmaktadır. Acilen dağıtım şirketleri işçi sağlığı ve güvenliği uygulamaları açısından da idari olarak denetlenmeledir" dedi.
Türkiye'de pek çok meslek alanında hızla yaygınlaşan taşeron sistemi elektrik dağıtım şirketlerinde de yüksek oranlara ulaştı. EMO İzmir Şubesi Başkanı Mahir Ulutaş, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun (EPDK) açıkladığı 3 yıllık veriler üzerinden yaptıkları hesaplamada, dağıtım şirketlerinde 2014 yılında yüzde 66.7 olan taşeronlaşma oranının 2016'da yüzde 72.5'e yükseldiğini söyledi.
Elektrik dağıtım bölgelerindeki istihdama ilişkin verilerin ilk kez, EPDK'nın 'Elektrik Piyasası 2014 Yılı Piyasa Gelişim Raporu' ile açıklandığını belirten Ulutaş, rapora göre, elektrik dağıtım şirketlerinin toplam çalışan sayısı 44 bin 943 olmasına karşın, kadrolu çalışanların 14 bin 970'te kaldığını belirtti. Ulutaş, "2015 yılı raporuna bakıldığında ise kadrolu işçi sayısının bir önceki yıla göre 502 kişi artarak 15 bin 472 kişiye, taşeron işçi sayısının ise 9 bin 106 kişi artarak 39 bin 79'a ulaştığı görülmektedir. Toplam çalışan sayısı ise bir önceki yıla göre yüzde 21.4 oranında artarak 54 bin 551 olmuştur. Yapılan hesaplamada, taşeronlaşma oranının yüzde 71.6'ya tırmandığı görülürken, istihdam artışının yalnızca 5.2'si kadrolu işçilerden oluştu" diye konuştu.
İSTİHDAM ARTIŞI DURDU
EDPK'nın 30 Mayıs 2017 tarihinde yayımlandığı Elektrik Piyasası 2016 Yılı Piyasa Gelişim Raporu'na göre ise 2016 sonu itibariyle elektrik dağıtım bölgelerindeki çalışan sayısının 54 bin 412 olduğunu belirten Ulutaş, bunlardan 14 bin 984'ünün kadrolu, 39 bin 428'inin taşeron şirketler aracılığıyla istihdam edildiğini söyledi. Kadrolu çalışan sayısı 488 kişi azalırken, taşeron çalışan sayısının 349 kişi arttığına dikkat çeken Ulutaş şunları söyledi:
"Böylece toplam istihdamda 139 kişilik net azalma sonucunda, istihdam artışı eksi değere dönüşmüştür. Taşeronlaşma oranı ise 2016 yılında Türkiye geneli için yüzde 72.5 olarak hesaplanmıştır. İstatistiklere yansıyan 3 yıllık verilere bakıldığında; yüzde 21'lik artışla yaratılan toplamda 9 bin 469 kişilik yeni istihdamın yalnızca 14'ü kadroludur. Bu 3 yıllık dönemde Türkiye geneli taşeronlaşma oranı 5.7 puan artış gösterdi. Kadrolu işçi sayısındaki düşüş ve taşeron işçi sayısındaki yükselme; taşeron uygulamasının 'işyerinin temizliği' gibi asli iş unsuru taşımayan konuları çoktan aştığını göstermektedir. Ne yazık ki sistem güvenliğini ve yurttaşların kesintisiz kaliteli enerjiye ulaşmasını yakından ilgilendiren işlerde çalışan mühendisler de dahil olmak üzere, teknik personel taşeron firmalar aracılığıyla görev alabilmektedir."
RİSKLİ SÜREÇ
Ulutaş, kimi bölgelerde dönem dönem taşeron çalışan oranının yüzde 90'ları bulduğu koşullarda, temel bir insan hakkı elektrik enerjisine erişim için kritik önemde olan dağıtım altyapısının sağlıklı olarak gelişiminden söz edilemeyeceğini söyledi. Özel sektör tarafından işletilmesine rağmen mülkiyeti halen kamuda olan ve görev süresi sonunda yeniden kamuya devredilecek elektrik dağıtım şirketleriyle ilgili konuşan Ulutaş, "İşçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin üst düzeyde alınması gereken bu alandaki taşeronlaşma ayrıca risk yaratmaktadır. Önlemlerin maliyet unsuru olarak görüldüğü bu koşullarda, çalışma düzenini taşeron şirketlerin, bir anlamda 'dayıbaşı'ların inisiyatifine bırakmak riski artırır. Yüksek bulunan enerji maliyetlerini, işçilik giderlerini aşağı çekerek, kârlılık oranını yükseltme işlevi gören taşeron sistemi, şebekenin gelişimi de olumsuz etkilemektedir. Deneyimli çalışan sayısındaki düşüş ve taşeronlaşma oranının tehlikeli boyutlara ulaşması, kurum içinde deneyimin aktarılması ve kalıcı hale gelmesine de engel olmaktadır. Kritik bir altyapı hizmeti olan elektrik dağıtımı alanında yılların emeğiyle oluşmuş deneyim özelleştirmelerle yok edildiği gibi, özelleştirme sonrası çalışanların ağırlıklı olarak taşeron şirketler aracılığıyla istihdam edilmesi, alan bilgisi ve deneyimin birikmemesine yol açmaktadır" dedi.
"BONUS YERİNE ACİL DENETİM"
Taşeron şirketlerin tehlikeli ortamlarda faaliyet gösteren çalışanlara ne kadar eğitim verdiğinin, işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini ne kadar aldığının belirsiz olduğunu belirten Ulutaş, EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz'ın "Performans iyileştirmesini sağlamak amacıyla, alt yüklenicisi ile beraber ölümlü iş kazası yaşanmayan şirketlerin tarifelerinde ilave bonus uygulamayı planladıklarına" yönelik açıklamaların, taşeron sisteminin taşıdığı riski de gözler önüne serdiğini söyledi. Bataklığı kurutmaktan çok dağıtım şirketlerinin yurttaşlardan daha fazla tahsilat yapması mantığına dayandığını belirttiği bu tip uygulamalar ile soruna çözüm bulunmasını beklemenin doğru olmadığını dile getiren Ulutaş şirketlere, 'güvenlik' üzerinden yeni kaynak transferinin kabul edilemez olduğunu söyledi. Ulutaş, "Acilen yapılması gereken; dağıtım şirketlerinin işçi sağlığı ve güvenliği uygulamaları açısından da idari olarak denetlenmesidir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın ise sahada güvenlik denetimlerine başlamaması durumunda yeni iş cinayetlerinin yaşanması kaçınılmaz olacaktır" diye konuştu.

FOTOĞRAF

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!