Güncelleme Tarihi:
EGEV olarak her yıl düzenlediğimiz ‘Ege Ekonomi Buluşması’ da bu noktada büyük önem arz ediyor. Bu yıl bu zirveyi Ege’nin farklı bir ilinde yapma kararımızın altında da İzmir’le bölge kentlerinin ilişkisini güçlendirmek, etkileşimi artırmak yatıyor.
İZMİR birçok yönüyle Türkiye’ye örnek bir kent…
Toleranslı yapısı, farkı yaşam biçimlerine saygılı bir kent olarak bu birlikteliği önceleyen özellikler, iş yaşamına da sirayet etmiş durumda.
Türkiye’nin Batı’ya açılan yüzü olarak, kaliteli yaşam, kaliteli üretim ve sürdürülebilir iş yapış biçimleri ile yeniliğe, değişime ve bunlara bağlı olarak sıçrama yapabilecek potansiyele sahip birçok firmamız bulunuyor.
Toplam kalite yönetimi sadece firmalar için değil, tüm kent paydaşları için de geçerli bir anlayış.
Üretiminden yönetimine, yerel yönetimlerin hizmetlerine kadar etki eden kalite anlayışının İzmir ve Ege’de hâkim olması gerektiğini düşünüyorum.
TÜM BÖLGE ÇOK BİLİNÇLİ
Ege Ekonomiyi Geliştirme Vakfı’nın (EGEV) üye profiline ve kurumlara baktığımızda merkezi hükümetin önemli kurumlarının yanında birçok yerel yönetimler de bulunuyor.
Tüm bu kurumların açık ufuklarına, kentlilerin hem birbirlerine hem de kentlerine sahip çıkışlarına baktığımızda İzmir’in tarih boyunca neden bu bölgenin değişmez lideri olduğunu anlıyoruz.
O sebeple İzmir her zaman ileriye bakan, sanayisi, tarımı, turizmi ve kentlisi ile daha iyiyi isteyen, hedefleyen, yerel yönetim ve kamu idaresinden bunu çekinmeden talep eden bilinçli bir kent.
Bu bilinci sadece İzmir’de değil, Ege’nin diğer illerinde de görüyoruz.
Ancak İzmir elbette bu noktada da öncü bir kent olarak öne çıkıyor.
ALINACAK ÇOK YOL VAR
EGEV olarak her yıl düzenlediğimiz ‘Ege Ekonomi Buluşması’ da bu noktada büyük önem arz ediyor.
Bu yıl bu buluşmayı Ege’nin farklı bir kentinde yapma kararımızın altında da İzmir’le bölge illerinin ilişkisini güçlendirmek, etkileşimi artırmak yatıyor.
Öte yandan, tekrar İzmir’e dönersek, kent bileşenlerinin ortak hedefe ortak bir yürüyüş başlatmasının da önemini vurgulamak isterim.
İzmir’in hem sanayi hem tarım hem turizm hem kültür hem de sosyal yaşam imkanları açısından alabileceği çok yolun olduğuna inanıyorum.
Bunların bir merkezde planlanarak eşgüdüm içinde, kentin sivil toplumu, yerel yönetimi ve merkezi idaresinin ortak katkılarıyla çok hızlı kat edilebileceğini ve engellerin çok kolay aşılacağını da düşünüyorum.
Yeter ki öne çıkma hevesi yerine dayanışma ruhu tüm kurum ve kuruluşlarımıza sirayet etsin.
Bu olduğu takdirde İzmir’in ve İzmirlinin aşamayacağı engel bulunmuyor.