Ege’nin sağlıklı lezzet üssü: Bortar

MODERN tasarımıyla gıda bandına uygun olarak dizayn edilmiş fabrikada, bin kişinin üzerinde uzman kadrosuyla hazırlanan kahvaltı, öğle, akşam ve gece yemekleriyle 350 ayrı noktaya, 140 araçlık dağıtım filosuyla hizmet veren Bortar Group, iş merkezleri, fabrikalar, okullar, hastaneler, bankalar ve sanayi kuruluşlarından oluşan müşterilerine ev ortamının sıcaklığında yemekler sunuyor.
Bortar Group Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt, kaliteli, lezzetli ve sağlıklı yemekler sunmak için tüm ekibin ‘Toplam Kalite Yönetimi’ kurallarına titizlikle uyduğunu ve kaliteden asla ödün vermediklerini söyledi. Kurulduğu günden bugüne paydaşlarına verdiği değer, ürettiği kaliteli ve lezzetli yemekler, uzman ekibi, dünya standartlarındaki teknolojisi, topluma ve çevreye karşı duyarlılığıyla rakiplerinden ayrıldıklarını söyleyen Küçükkurt, “Bu özelliklerimiz, Bortar Group’un hazır gıda sektörünün en önemli firmalarından biri haline gelmesini sağladı. Bu ilkelerimizden taviz vermeden üretmeye ve hizmet vermeye devam edeceğiz” dedi. Pandemi sürecinden, Türkiye ekonomisine, sanayi sektörünün durumundan, küçük esnafın sıkıntılarına kadar değerlendirmelerde bulunan, aynı zamanda İZSİAD Yönetim Kurulu Başkanı olan Hasan Küçükkurt, “Türkiye’nin çıkışı katma değerli üretimde” dedi.

SIFIRDAN ZİRVEYE
1962 yılında Konya Ereğli’de doğan ve çocukluktan beri iş yaşamının içinde olan Küçükkurt, “1981 yılında 19 yaşındayken İzmir’e gelmek zorunda kaldım. O günlerde İzmir Hali’nde hamallık işi buldum. 5 yıl kadar hamallık yaptım. Daha sonra 13 yıl kadar da katiplik yaptım. Hayatım boyunca çalıştım ve hala ilk günkü azimle çalışmayı sürdürüyorum. Bugün Bortar Group’un Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yapıyorum” diye konuştu.
Turizm, hayvancılık ve zeytinyağı sektörlerinde de faaliyetleri olduğunu ifade eden Küçükkurt, “Ayrıca iş sağlığı ve güvenliği alanında faaliyet gösteren Borsafe İşte KKD isimli bir şirketimiz de var. Burada da iş sağlığı ve güvenliği için gerekli çelik burunlu ayakkabı, baret, yelek, maske, solumum setleri, eldiven gibi ürünlerin satışını yapıyoruz. İş yaşamında dayanışma ve kolektif üretim anlayışına inanan bir insanım. Hayatım boyunca dayanışmaya inanarak yaşadım ve çalıştım. Bugün de hem firmalarımda hem de görev aldığım STK’larda bu anlayışı koruyorum” ifadelerini kullandı.

BORBOX, İLGİ GÖRÜYOR
2021’in 2020 yılına göre tüm sektörlerde daha olumlu geçtiğini, ancak sıkıntıların süren pandemi nedeniyle devam ettiğini kaydeden Hasan Küçükkurt, şöyle devam etti: “Şu anda her gün 50 bin kişiye yemek hizmeti vermekteyiz. Hedefimiz, güvenli ve hijyenik üretimle 100 bin kişilik üretim kapasitemizi doldurmak. Bu kapsamda yeni çalışmalarımız da bulunuyor. Borbox adını verdiğimiz, Bortar Group’un çeyrek asrı aşan tecrübesiyle hazır yemek sektörüne sunduğu hijyen ve güven esaslarına dayalı paketlenmiş yemek ürününü sunduk. Bu ürün için ciddi yatırımlar yaptık. Tam otomatik paketleme makineleriyle lezzetli servislerimizdeki hijyenimizi paydaşlarımıza sunuyoruz. Günde 50 bin adet Borbox üretim kapasitesiyle sağlıklı ve sıcak yemekleri el değmeden hazırlıyor, aynı hijyen ve lezzette termoboxlar ile sevkiyatı yapıyoruz.”

KOVİD-19 GÜVENLİ
ÜRETİM BELGESİ

2020 yılının tüm dünyada Kovid-19 nedeniyle çalkantılı geçtiğini, 2021 yılında da bu sürecin devam ettiğini vurgulayan Bortar Group Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt, yeni normallere uyum sağlama konusunda en ufak bir tereddüt yaşamadan gerekli adımları attıklarını vurguladı. Bortar Group olarak bu konudaki tüm standartları yerine getirdiklerini ifade eden Küçükkurt, “Kovid-19 ile mücadele kapsamında TSE tarafından belirtilen kriterleri yerine getirerek, Kovid-19 güvenli üretim belgesi almaya hak kazandık. Yemek üretimi zaten özellikle hijyen ve sağlık açısından hassas bir yaklaşım gerektiren bir alan. Kovid-19 ile bu hassasiyet daha da arttı ve sektöründe her zaman ilklerin adresi olan Bortar da bu konuda üzerine düşeni yaparak, bu belgeyi hızlıca alacak düzenlemeleri yaptı” diye konuştu.

SAĞLIKLI BESLENMEYİ
YENİDEN KEŞFETTİK

KOVİD-19 salgını nedeniyle hijyen ve dengeli beslenme, hepimizin hayatında birinci sıradaki gündemini koruyor. Binlerce insana, fabrikalara ve kurumlara yemek hizmeti veren Bortar Group olarak hijyen, kalite, besleyici ve dengeli gıdanın her zaman ön planda tuttukları temel prensiplerini oluşturduğunu ifade eden Bortar Group Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt, ancak Bortar Group olarak bugün piyasada kabul gören en önemli yemek firmalarından biri olmalarının temelinde, maksimum hijyen önlemlerinin yattığını söyledi.
Yemek hizmetinde kaliteyi sağlarken kullanılan malzemelerin seçkin markalardan oluşması, kullanım tarihlerine hassasiyet gösterilmesi, yemeğin hazırlık, pişirme ve servis aşamalarında dezenfektasyonunun sağlanması, çalışan personelin kendi alanında eğitimli kişilerden oluşmasının da önemli olduğunu belirten Küçükkurt, “Meslek içi eğitim kurslarıyla yeni gelişmelere adaptasyonunun sağlanmasına önem veriyoruz. Sağlıklı hizmet sunabilmek için önce kendi çalışanlarımızın güvenliğini üst düzeye çıkardık. Sosyal mesafe ve hijyen kurallarına göre çalışma düzenimizi ayarladığımız fabrikamız ve Mutfak 93’te son derece steril bir faaliyet alanımız var” dedi.

MUTFAK 93 İLE ŞIK
BİR RESTORAN DENEYİMİ

BORTAR Group’un 25. yılına özel olarak çeyrek asırlık lezzet deneyimini ve uzmanlığını paylaşmak için özel bir restoran hazırladıklarını ifade eden Bortar Group Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt, 2017 yılında kurulan ve adını Bortar Group’un kuruluş yılından alan Mutfak 93’ü son tüketiciyle buluşturduklarını söyledi. En usta aşçıların elinden tadacağınız Türk mutfağının zengin lezzet çeşitlerini, şık, konsept bir mekanda buluşturduklarını ifade eden Küçükkurt, “Kendi çiftliğimizde yetiştirdiğimiz özel etlerin ve Türk mutfağının eşsiz yemeklerini bir araya getirdiğimiz restoranımızda özel etkinlikler ve iş dünyası için yemekler de düzenleniyor” dedi.

BORSAFE: İŞ GÜVENLİĞİNİN
GÜVENİLİR MARKASI

ÇEYREK asırlık bir deneyime sahip Bortar Group bünyesinde 2015 yılında genç bir grup şirketi olarak kurulan Borsafe, yıllar içerisinde hızla büyüyerek iş güvenliği sektöründeki faaliyetlerini sürdürüyor. Konusunda uzman kadrosu ve Türkiye’nin ve dünyanın iş güvenliği sektöründe kendini ispat etmiş güçlü markalarıyla sektörde önemli bir paya sahip Borsafe, kişisel koruyucu ekipmanlara ilişkin tüm alanlarda faaliyetlerini sürdürüyor. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından tüm dünyada iş kazaları ve işçi sağlığının korunmasına yönelik yapılan çalışmalar çerçevesinde getirilen bir takım temel kriterler olduğunu ifade eden Bortar Group Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt, kriterler için 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanununun çıkarıldığını ve ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından kanununun çeşitli yönetmeliklerle desteklendiğini belirtti.

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
İşyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması konusunda alınacak tüm tedbirlerin birinci derecede sorumluluğunun işletmelere bırakıldığını vurgulayan Küçükkurt, şöyle devam etti: “Uluslararası kurumsal işletmeler başta olmak üzere birçok işletme, kanuni bağlayıcılığın ötesinde, kurum kültürünü yükseltmeyi amaçlayan hedefler belirlemekte, ayrıca sadece kendi iş sağlığı ve güvenliği standardını yükseltmekle kalmamakta, sürdürülebilirlik vizyonları doğrultusunda ilişki içinde olduğu paydaşlarının standartlarını yükseltmeye yönelik birçok uygulamayı hayata geçiriyor. Borsafe, bu anlamda ülkemiz için son derece önemli bir alana hizmet veriyor.”

EN ÇOK KOBİ’LER
VE ESNAF ETKİLENDİ

PANDEMİ sürecinden en çok etkilenen kesimin KOBİ olarak adlandırılan işletmeler içinde küçük işletmeler, küçük esnaf ve gündelik çalışan insanlar olduğunu ifade eden Bortar Group Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt, büyük sanayiciden ziyade bu kesimlere destek verilmesi gerektiğini vurguladı. Pandeminin her kesime hasar verdiğini, ancak küçük esnaf, gündelik çalışanlar ve KOBİ’lere kıyasla sanayicide büyük tahribat yapmadığını vurgulayan Küçükkurt, “Şimdi sanayici arkadaşlarım belki bana biraz kızacak ama gerçek bu. Bu pandemi büyük tahribatı ilk önce gündelik çalışanlar, sonra küçük esnaf ve KOBİ’nin küçük işletmelerine yaptı. Dolayısıyla eğer devlet bir destek verecekse, KOBİ ve küçük esnafa vermesi gerekiyor” dedi.

DESTEKLER ONLARA VERİLSİN
Küçük esnaf ve KOBİ’lerin bu ülke ekonomisinin yüzde 95’ini oluşturduğunu hatırlatan Küçükkurt, “Orta ölçekli KOBİ’leri de çıkardığınızda, bu ülkenin yüzde 75’i küçük esnaf ve işletme. Küçük esnaf biterse bu ülke biter. Ekonomimizin can damarı onlar. O sebeple özellikle onları yaşatmamız gerekiyor” diye konuştu.
Küçük esnafın, işletmelerin kiralarını, faturalarını ödeyemediklerini dile getiren Küçükkurt, “Devlet bizlere ayırdığı destek bütçesini onlara versin. Biz şu anda çok berbat durumda değiliz, ama o insanlar ciddi anlamda sıkıntıda. Bu insanlar evine ekmek götüremiyor. Bu insanlar resmen aç. Verilecek desteklerin tamamı onlara verilmeli” ifadelerini kullandı.

PAYLAŞMAYI ÇOK
ÖNEMSİYORUM

AYNI zamanda İZSİAD Yönetim Kurulu Başkanı olan Hasan Küçükkurt, STK’ların önemli işlevleri olduğunu söyledi. STK’ların gönüllülük esası ile çalıştığını ifade eden Küçükkurt, “Ancak bu işe gönüllüyseniz büyük fark yaratırsınız. Ben de İZSİAD’da bu faaliyetleri aktif olarak yürütüyorum. Pandeminin ilk kapanmasında ciddi anlamda yardım kolileri hazırladık. Sonrasında İzmir depreminde çalıştık. İhtiyaç sahiplerine ulaşabilmek büyük tatmin veriyor. Bu toplum sayesinde kazanıyoruz, bu kazancımızı ihtiyaç sahipleri ile paylaşmak gerekir. Dinimizde de, kültürel kodlarımızda da var paylaşmak” dedi.

İZMİRLİLER ÇALIŞIYOR
İzmir’in iyi bir noktada olduğunu belirten Küçükkurt, “Söylendiğinin aksine İzmirliler perşembeden Çeşme’ye kaçmıyorlar, öyle bir şey yok. İzmirli çalışıyor. Bunu ihracat rakamlarında görüyorsunuz. Yemek sektöründe olduğumuz için her sektöre hizmet veriyoruz, piyasanın nabzını iyi tutan bir insanım. Sanayici İzmir’de durumu da içler acısı falan değil, gayet iyidir, çalışıyor, üretiyor işinin de başında” diye konuştu.

TARIM SEKTÖRÜ
CAN DAMARIMIZ

İZMİR sanayide gelişmiş olsa da tarımın son derece önemli olduğuna dikkat çeken Hasan Küçükkurt, “Pandemi dönemi bize gösterdi ki, tarım ve gıda her şey. Belki arabaya binmezsiniz, ceket giymezsiniz ama yemeden, içmeden olmaz. Ama maalesef tarım ve hayvancılıkta her geçen gün daha da geriye, eksiye gidiyoruz” dedi.
Temiz su konusunda çok iyi bir noktada olmadığımızı, dolayısıyla, hedeflerimize temiz su, temiz gıda, bir de teknolojik gelişmelere uygun tarımsal üretim anlayışının yerleşmesi gerektiğini ifade eden Küçükkurt, “Bölgemiz tarıma müsait. Tarımın bizim gibi toprağı verimli olan ülkede bu kadar geri kalması, samanın dışarıdan getirilmesi gerçekten ayıbımız” diye konuştu.

POLİTİKALAR OLUŞTURULMALI
Tarıma yatırım yapılması gerektiğine işaret eden Küçükkurt, şöyle devam etti: “Dikili’de Tarıma Dayalı OSB kuruldu. Biz de İZSİAD olarak oradayız. Bu pandemide hepimiz tarımın önemini idrak ettik. Koşullarımız da elverişli. Toprak var, ne dikerseniz çıkıyor. Bunu değerlendirememek büyük hata. Yanlış tarım politikaları yüzünden gıda fiyatları yükseldi. Yeteri kadar mısır, buğday, nohut olsa, zaten problem kalmayacak. Bölgesel tarım dağılımı olmalı, ürünler bölgelere göre üretilmeli. Yöreye, toprağa uygun ürünler ürettirilmeli. Bunu yapmadıktan sonra bir yıl domates diker herkes, 1 lira olur, satılmaz; öbür yıl kimse domates dikmez, olur size 10 lira. Bir tarım politikası ve planlamaya ihtiyacımız var. Bunu yapmak da inanın zor değil.”