Egeli ayakkabıcıların gözü İtalyan markalarda

Güncelleme Tarihi:

Egeli ayakkabıcıların gözü İtalyan markalarda
Oluşturulma Tarihi: Kasım 07, 2022 08:07

İtalyan markaları Türkiye’ye kazandırmanın çok önemli olduğunu ifade eden Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Zandar, “Bu markaların etkisiyle de ihracatımızdaki katma değer oranını hemen yüzde 30-40 gibi artırabiliriz” dedi.

Haberin Devamı

 

Mete Tamer OMUR
metetamer@hurriyet.com.tr

YILIN ilk dokuz ayında 104 ülkeye 149 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiren Egeli deri ve deri mamulleri ihracatçıları, ülkeye daha fazla döviz kazandırmak adına İtalyan markaları satın almak için harekete geçti. Rusya-Ukrayna savaşına bağlı pazar kaybı, yeni kuşakların işleri devam ettirmemesi gibi nedenlerle İtalya’da birçok ayakkabı markasının satışa çıkmasıyla Egeli şirketler de bunları satın almak için güçbirliğine gidiyor. Egeli ihracatçılar, bu markaların Türkiye’ye kazandırılması halinde daha katma değerli ihracat yapmayı hedefliyor. Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Zandar ile İtalya’da yaşanan gelişmelerden Avrupa’daki resesyona, iş gücünden koleksiyonlara kadar birçok konuyu konuştuk.

Haberin Devamı

Egeli ayakkabıcıların gözü İtalyan markalarda

ÖNEMLİ BİR BAŞARI
Deri ve deri mamulleri sektöründe markalı ihracat konusunda hazır giyime kıyasla daha iyi durumda olduklarını ifade eden Erkan Zandar, sektörün özellikle markalı ayakkabı ihracatında önemli bir başarı kaydettiğini aktardı. Zandar, “Deri konfeksiyon kısmında bu çok yok. Ama son dönemde Türkiye’den yurtdışına açılan çok zincir mağaza var. Bunların etkisiyle de Türk markaları yurtdışına açıldı. Benim kendi ayakkabı şirketimin ihracatının yüzde 45’i markalı. Kendi markamla ihracat yapıyorum. Bizim gibi kendi markasıyla ihracat yapan çok firma var” dedi.

BİRÇOĞU SATILIK
Erkan Zandar, markalı ihracat oranının daha da artması adına Türkiye için bir fırsatın varlığına dikkat çekti. Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte İtalya’daki ayakkabı sektörünün ihracatının durma noktasına geldiğini söyleyen Erkan Zandar, şöyle devam etti:
“Bu duraklamaya bir de alttan gelen kuşakların işi devam ettirmemesi de eklenince, İtalya’da orta düzeyde pek çok marka açığa çıktı. Avrupa ve Rusya’da karşılığı olan bu ayakkabı markaların birçoğu şu anda satılık. Ayrıca çalıştıracak personel de bulamayınca markayı satışa çıkarmaktan başka çareleri kalmadı. Şu an 40’ın üzerinde bu tarz marka satışta.”

Haberin Devamı

Egeli ayakkabıcıların gözü İtalyan markalarda

GÜÇBİRLİĞİ YAPIYORLAR
Bu konuda Ankara’ya yazı yazdığını ifade eden Erkan Zandar, yurtdışından maka satın almak üzerine bir tebliğin bulunduğunu hatırlattı. Zandar, “Tebliğ, ‘Bir markayı satın almakla ilgili kredi alırsanız, bu kredinin belli bir puanını biz karşılarız” diyor. Yani ödeyeceğiniz faizin bir kısmını karşılıyor. Ben ise yazdığımı yazıda, bizlere hibe sağlanmasını istedim. Krediyle uğraşmadan bu markaları Türkiye’ye kazandıralım dedim. Bu markaların etkisiyle de ihracatımızdaki katma değer oranını hemen yüzde 30-40 gibi artırabiliriz. Bu kadar basit bir katma değer artışını başka şekilde sağlayamazsınız. Hazırda 10 markayı Türkiye’ye getirsek çok iyi olur. Hemen yapmalıyız. Tabii hibe içini başvurumuzu kabul etmediler. Krediyle ilgili olan kısımda da puantajla ilgili düzenlemeye gideceklerini paylaştılar. Şu an Egeli firmaların flört ettiği birçok İtalyan marka var” diyerek, piyasada karşılığı olan bu markaları Türkiye’ye kazandırmak için Egeli ayakkabı firmalarının güçbirliği yapma yoluna gittiğini paylaştı.

Haberin Devamı

Egeli ayakkabıcıların gözü İtalyan markalarda

 

MODA DA YAVAŞLAMA EYLİMİNDE
ARTIK eski sıklıkta koleksiyon yapılacak bir ortamın olmadığına dikkat çeken Erkan Zandar, “Bugün bu mağazalara girdiğinizde her şey çok basic ve standart. Bu da şu anlama geliyor; ‘biz her sezon elimizdeki ürünü satmaya çalışacağız.’ Burada da elimizde kalan çöp olmasın mantığı güdülüyor. Büyük grupların derdi bu. Bu nedenle de biraz modayı yavaşlatma eylimine geçeceklerini düşünüyorum. Bugün elde kalan ürün de sürdürülebilirliğe çok ters. Eski sezon ürünü eritemediğiniz zaman bunu geri kazandırmak için bir dünya paralar harcanıyor ama bunu bir sonraki sezon için ekonomiye kazandırdığınız 

Haberin Devamı


BÜYÜK BİR
TALEP VAR
DERİ ve deri mamulleri sektörünün son yıllarda yükselen trendinin ayakkabı olduğunu ifade eden Erkan Zandar, deri konfeksiyonda Türkiye’nin bilinen bir ülke olduğunu ama eski adetlerin artık olmadığını belirtti. Zandar, “Deri konfeksiyon yüzde 100 kaybolmadı. Şu an Ege’de bu alanda 10’a yakın büyük ölçekli firma bulunuyor. Eskiden deri konfeksiyonun ihracattaki payı yüzde 50’lerde, ayakkabı ise yüzde 25’lerdeydi. Şimdi ise deri konfeksiyonun payı yüzde 20’nin altına düştü, ayakkabı ise yüzde 60’ın üzerinde bir paya sahip. Avrupalı firmalar her gün ayakkabı ürettirmek için Türkiye’de tesis arıyor. Şu an tesislerimiz ful dolu. Herkesin elinde iş var. Ama burada sorunumuz personel. Çünkü şu anda eleman olmadığı için kapasitemizin yüzde 40 altında çalışıyoruz. Ayakkabı üretiminde normal kapasitemizin yüzde 60’nı kullanabiliyoruz. Tam kapasiteye çıksa bunu karşılayacak iş var. Ayakkabıcılık sektöründe maalesef makineleşme yok. İnsan eli mutlaka değmeli. Makineleri kullanacak insana da hep ihtiyacımız var” dedi.

Haberin Devamı


EN BÜYÜK
SORUN İŞ GÜCÜ
BİRÇOK sektörde olduğu gibi deri ve deri mamullerinde de en önemli sorunun başında yetişmiş iş gücü sorunun geldiğine dikkat çeken Erkan Zandar, şu değerlendirmeyi yaptı:
“İş gücü sorununu çözmek adına planlar var ama şu ana kadar bunu çözebilecek bir plan olmadı. Pandemi dönemdi de çok iş gücü kaybımız oldu. Yaşanan duraklama sürecinde bu arkadaşlar başka sektörlere yöneldi. Herkes birbirinin personelini çalmaya çalışıyor, ciddi transferler yaşanıyor. Şu an sektörde; pazar, makine, müşteri her şey var ama çalışacak personel yok. Sokaktan geçen insanı işe alamıyoruz. Özellikle ayakkabıda bir işi öğretmek en az 6 ay. Bu nedenle böyle bir iş gücünü kaybetmek de üzücü oluyor. Şimdi bunu çözmek için uğraş veriyoruz.”


ÜRÜN ALABİLECEKLERİ TEK ÜLKEYİZ
AVRUPA’da yaşanan resesyonun sektöre yansımalarını da değerlendiren Erkan Zandar, bu süreçte hala ayakkabının o kadar kolay üretilebilen bir ürün olmamasının avantajını yaşadıklarını dile getirdi. AB sınırları içindeki tüm kapasitelerin kaybolduğuna dikkat çeken Zandar, şu bilgileri paylaştı:
“İtalya ve İspanya, çok personel kaybetti. Dolayısıyla yakın coğrafyada AB’nin ürün alabileceği tek ülke Türkiye. Hindistan ve Çin seçenekleri de var ama pek tercih edilmiyor. Hazır giyimde pazar seçeneği çok ama ayakkabı için bu sınırlı. Bizim butik kalmanın artılarını yaşıyoruz. Avrupa’nın en büyük sıkıntısı ihracat pazarlarını kaybetmelerinde yaşanıyor. Resesyonun en büyük nedeni bu. Yazlık siparişlere bakıyoruz turisti bol ülkelerin siparişlerinde düşüş yok. İtalya-İspanya bölgesinde sıkıntı yaşamıyoruz ama Almanya, Romanya, Polonya gibi üretimin olduğu ve enerji kaygısının yaşandığı bölgelerin siparişlerinde düşüş var. Bizim Almanya bir numaraları pazarımız. Biz Almanya’yı kompanse etmek adına alternatif pazar arayışındayız. Kazakistan bunun bir örneği ama tam karşılığı olamaz. Sadece pazar çeşitliği iyidir diye bunu yapıyoruz.”


UZUN VADELERDEN KURTULDUK
BİR dönem iç piyasada ayakkabı firmalarında yaşanan kapanmalarla ilgili de bilgi veren Erkan Zandar, ayakkabı ve deri giyimde sektörün peşin paraya döndüğüne dikkat çekti. Zandar, “Vaade kalmadı. Hammadde tedariği için böyle oluştu. Geçmişte yaşanan iflaslar ve konkordatolar sonrası sektör vadeden kurtuldu. Ciddi vadeler vardı. 24 ayları gördük. Bu sektörü biraz disipline etti. Burada her seferinde ayakkabı suçlu tutuldu. Bu işin başı aslında hammaddeciydi. Hammaddeci o çeki almadığı sürece siz gidip o çeki müşterinizden almazsınız. Bu işin içinde batan hep ayakkabıcı oldu. Ayata kalan ise mağazacı ve hammaddeci. Çok büyük paralar kaybedildi” diye konuştu.

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!