Ege’de tarlaların ruhunu okuyan kadın

Güncelleme Tarihi:

Ege’de tarlaların ruhunu okuyan kadın
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 31, 2023 06:40

Mimar Aisha Rose Melodie Hassan, müşterilerinin mülkleriyle derin bir bağ kurmalarını sağlayarak evleri veya bahçelerinin ruhlarının amaçlarına uygun olup olmadığını kavramalarında yardımcı oluyor.

Haberin Devamı

 

Aynur Tattersall

 

ÇOK hoşuma gitmişti Arjantinli Martin Tatta’yı izlemek, atların ruhunu dinleyerek, onların kulaklarına fısıldayarak yatıştırıyor, istediğini yaptırıyordu. Atlar ile arasında bizim dışarıdan bakarak anlayamayacağımız bir ruhsal bağ kuruyordu. Urla’da son derece sıradışı bir kadın ile, Aisha Rose Melodie Hassan ile konuşurken güçlü bir şekilde aynı duyguları hissettim. O atlarla konuşarak değil tarlalara, evlere fısıldayarak onların ruhunu okuyor. Aisha, “Yeni Çağ” mimarlarından. Yurt dışında eğitim almış, çalışmış, başarılı bir kariyer izlemiş, karar vermiş şimdi İzmir’de Urla’da yaşıyor. Binalar için teknik çizimler yapmak yerine önce onların kurulacağı alanların enerjilerini okumayı, ruh haritalarını çıkartmayı tercih ediyor. Müşterinin istediğini düşündüğü sabit bir bina mimarisi için teknik çizimci olmak yerine önce arazinin ve müşterinin ruhunu okuyarak, beklentileri açığa çıkartarak müşterilerinin daha keyif alacağı, onların karakterini, ruhunu yansıtan daha huzurlu bir yaşam alanına kavuşmaları için neler gerektiğini tespit ediyor, ondan sonra işin mimarı tarzına eğiliyor.

Haberin Devamı

Ege’de tarlaların ruhunu okuyan kadın

ÖZEL KONSEPT OLUŞTURULUYOR
Onun ve benzerlerinin açtığı çığır ile mimarlık şekil değiştiriyor, değişiyor. Artık öyle eskiden olduğu gibi “ben yaptım oldu” tarzı mimarlar değil, arsaların, tarlaların, müşterilerinin ruhunu okuyarak konsept oluşturan, icra eden yeni nesil mimarlar yetişiyor, yetiştiriliyor dünyanın dört bir tarafında. Arsa ve ev seçerken sizin verdiğiniz titreşimleri tahlil ediyor, belli bir yerin sizi belli bir sebeple çektiğini,  her şeyin bir biriyle bağlantılı olduğunu söylüyor.
Aisha, konseptten inşaata kadar bina ve bahçe tasarımında 20 yılı aşkın uluslararası deneyime sahip bir mimar. Ayrıca, Simyasal Enerji Sıfacısı (Alchemical Energy Healer). İnsanların bolluk, canlılık ve neşeyi çeken rüyalarındaki yaşam alanı yaratmalarına ruhani bilgeliği mimariyle birleştirerek, insan özelliklerinin enerjik boyutuyla çalışarak yardımcı oluyor.
Bu konuda dünyanın çeşitli yerlerinde özellikle kadın mimar ve tasarımcılara, başarılı tasarım uygulamaları inşa etmek için sezgileri ve doğanın enerji akımlarını da kullanarak çalışmaları konusunda koçluk yapmaktan da zevk alıyor. Müşterilerinin mülkleriyle derin bir bağ kurmalarını sağlayarak evleri veya bahçelerinin ruhlarının amaçlarına uygun olup olmadığını kavramalarında yardımcı oluyor. Dahası, bunu başarılı bir iş dalına dönüştürmeyi başarmış. Urla’da Habibe Hanım çiftliğinde zeytin ağaçlarının altında oturup kahvemizi yudumlarken keyifli bir sohbet yaptık.

Haberin Devamı

DERİNLEŞMEK İSTEDİM
* Dünyanın önde gelen şirketlerinde geleneksel mimaride başarılı bir kariyer izlerken neden böyle çok az bilinen bir alana yönelmeyi tercih ettin?
Bilindik işleri yapmak iyi güzel ama bir süre sonra arayışların, ruhun değişiyor bir dönüşüm ihtiyacı hissediyorsun. Bir süre sonra ben de tükenmiş hissettim kendimi. Ezoterik araştırmalara, toprak enerjisi çalışmalarına ilgi duydum, derinleşmeye karar verdim. Simyasal Enerji Sıfacısı olmak için eğitim alırken kritik bir duygu sardı beni, uyanışım öyle başladı. İç sesim, duyarlığım ve eğitimde öğrendiklerimin sentezi, beni maneviyat ile form arasında köprü kurma, asıl mesleğim olan mimaride bunu kullanma konusunda cesaretlendirdi. Daha büyük bir adım atarak yeni bir meydan okumaya yelken açmak için hiç tereddütsüz işimden ayrıldım. Şimdi, sevdiğim şeyi yaparak ve dünyada bir fark yaratmaya katkı sağlayarak bereketli yeni bir iş koluna liderlik ediyorum. Çok mutluyum.
* Biraz daha açar mısın, “yeni dünyada yeni çağ mimarisi” deyince ne anlamalıyız?
En kısa izahat: zihni, bedeni ve ruhu iyileştiren alanlar yaratmak için binaları ve bahçeleri tasarlamaya, inşa etmeye yönelik bütüncül ve bilinçli bir yaklaşım. Yeni çağın mimarisi, maneviyat, ruh ve enerji dünyası ile iç içe toprağın, saygı ve şükranı hak eden canlı bir varlık olduğunu kabul ediyor. Bu bütünsel ruhani anlayış sayesinde evimi, atölyemiz veya bahçemiz adeta bedenimizin bir uzantısı, iç dünyamızın aynası. Danışanlarım için, onlarla birlikte yerin ve doğanın ruhu ile birlikte en enerjisel olarak hizalı ev, bahçe veya toplu yaşam alanı tasarımı yapıyoruz. Evlerimizi, bahçelerimizi, şehirlerimizi bilinçli şekilde tasarlamadığımızda, en yüksek potansiyelimize ulaşmak için (bireysel veya toplu olarak) dönüşmemiz mümkün olmuyor. Hastalığa, strese, kaygıya, bağımlılığa ve depresyona neden olan aynı eski enerjik hayatta kalma, kendinden şüphe duyma ve korku gibi kalıplara takılıp kalıyoruz. Ruhen saflığımızı korumak, karakterimizi, yaşam enerjimizi evimize, mekanımıza yansıtmak, sürekli zinde kalmak istiyorsak yeni çağ mimarisi reçetemiz.

Haberin Devamı

Ege’de tarlaların ruhunu okuyan kadın

VÜCUT HARİTASI GİBİ
* Geleceğin mimarisinin insanlığa katkısına ilişkin  kişisel bir vizyonun var, değil mi?
Doğayla uyum içinde sürdürülebilir evler, toplu yaşam alanları, yeni kentler inşa etmek için kozmik bir zekadan yararlanma konusunda, bana sorarsanız, sezgisel yaratıcı güçlerimiz var, ama yalnızca çok küçük bir yüzdesini kullanabiliyoruz. Araziye baktığımda onu vücudun bir haritası gibi görüyorum. Bizim gibi meridyenleri, çakraları, akciğerleri, sindirim sistemi ve kalbi var. Her özellik, bilinçli ve şefkatli bağlantı gerektiren canlı bir enerji sistemi. Arazinin bazı bölümlerinde blokaj varsa, bunun nereden geldiğini belirlemek için pendul, arama çubuğu gibi eskinin araçlarıyla  bazı olası sorunları tespit etmeye çalışıyorum. Hatırlayım, hala arazide su kuyusu açılacak yerlerin nasıl tespit edildiğini.
Mülkler, oralarda meydana gelen geçmiş olaylar nedeniyle çok fazla travma, dönüştürülmesi gereken negatif veya sıkışmış enerjiler biriktirmiş olabilir. Bunların giderilmesi, mekanın arındırılması şart.
* Her türlü mekana ruhsal enerjik bir yaklaşım uygulamak mümkün mü?
Evet kesinlikle! İster konut, ister ticari, ister endüstriyel yapı olsun, her türlü mekana ruhsal enerjik bir yaklaşım uygulamak mümkün. Her türlü alanın enerjilerini dengelemek chi/prana enerji akışını ve bolluğunu artırarak daha iyi ilişkiler, iş ve sağlık sağlayabilir. Önemli bir anahtar, işin kalıcı ve sürdürülebilir etkilere sahip olması için mülk sahibinin enerji ve spiritüel dünyasını keşfetmeye ve ondan öğrenmeye açık olması gerektiğni kavramak.
* Yaptığın işle Feng Shui arasında benzerlikler olduğunu söyleyebilirim. Öyle mi?
Haklısın, yaptığım işle Feng Shui arasında benzerlikler var, ama ben bir Feng Shui uygulayıcısı değilim. Benim işim daha ziyade toprak iyileştirme ve enerjik mimariye şamanik bir yaklaşım olarak tanımlanabilir. İşimin benzersiz ve çağdaş olan yönü, danışanlarıma kendi içsel rehberliklerini ve sezgilerini kullanarak topraktaki enerji akışlarını veya blokajları hissetme kapasitelerini güçlendirmem. Mülkleriyle derin bir bağ kurmalarına, evleri, stüdyoları, toplulukları veya bahçe alanları için bir konsept geliştirme ruhlarının amacını uyandırmalarına yardımcı oluyor, onlara bu yolculukta rehberlik ediyorum. Verdiğiniz titreşimle belli bir yeri bir sebeple çekersiniz. Her şey birbiri ile bağlantılı.

 

Haberin Devamı


ARTEMİS’LE DERİN
BİR BAĞIM VAR
* Ege Bölgesi’nin bu bağlamda özel bir yeri olduğunu düşünüyorsun, neden?
HERKES gibi ben de Ege kıyılarının havasına ve güzelliğine bayılıyorum. Dünyanın birçok ülkesinde gezdikten, çalıştıktan sonra Türkiye’ye dönüp İzmir’de Urla’da yaşamayı seçmemin bir nedeni olsa gerek.
Efes Antik Kenti, bence yaratıcı yaşam gücü enerjisi ile yayılan büyük bir güç merkezi. Artemis Tapınağı ile de derin bir bağım olduğunu hissediyorum. İnsanlığın ilk medeniyetlerinin kurulduğu bu coğrafya geleceğin mimarisini inşa etmeye yardımcı olacak kadim bir bilgeliğin anahtarlarını elinde tutuyor. Doğu ile Batı arasında bir köprü. Ege, benim yeni nesil mimarı anlayışım için mümbet bir arazi. Tam doğru yerdeyim.

Haberin Devamı


İZMİR’İN MODEL OLMA
POTANSİYELİ BULUNUYOR
* İzmir’deki eski ile yeninin, gecekondu ile rantın, kutsallıkla betonlaşmanın kesiştiği bir kent mimarisi nasıl dönüştürülebilir?
İZMİR (ve genel olarak Türkiye), Doğu ile Batı arasında bir köprü. Hem de feminen ile maskülen arasında çarpıcı bir köprü. İzmir bölgesi, toprakta dengeli, uyumlu ve güzel yaşam biçimleri için model olma potansiyeline sahip. Bu iki enerji, Yin&Yang, arasında bir denge olduğunda, iyileştirici ve uyandırıcı güç üreten bir uyum ortaya çıkıyor. Maskülin, bölgeye (ve dünyaya) çok uzun süre hakim oldu ve insanlığı bir tür ölü materyalizm içine itti, bu da doğadan ve maneviyat dünyasından kopukluğa neden oldu. Bizi fiziksel, duygusal ve ruhsal düzeyde hasta eden, son derece zararlı bilinçsiz evlerin ve şehirlerin inşa edilmesiyle sonuçlandı. İzmir’in mimarları ve müteahhitleri bilgisayar başında daha az mesai harcayıp, yüzeysel şöhret ve servet kaygısını bırakıp, dışarıda doğanın büyüsünü ve güzelliğini dinleyerek daha çok zaman geçirseler, o zaman sağlığımız ve ruhumuzu destekleyen bir mimarlık görmeye başlarız. Er ya da geç bunun başladığını, zemin kazandığını göreceğiz İzmir’de, Ege’de, tüm Türkiye’de, ama bilinci düzeyini mimarlardan başlayarak artırmak bunun ön koşulu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!