Güncelleme Tarihi:
Mehmet CANDAN/İZMİR, (DHA)- İZMİR'e su sağlayan barajların havzasındaki Efemçukuru altın madenine karşı açılan davada verilen ikinci bilirkişi raporuna çevreciler tarafından yapılan itiraz reddedildi. Yaşanan süreçle ilgili yapılan basın açıklamasında İzmir Tabip Odası Çevre Komisyonu Başkanı Oya Otyıldız, "Ortada kendi alanlarında uzmanlıkları tartışılmayan İzmirli bilirkişilerin hazırladığı ağır metal kirliliğini gösteren bilimsel bir rapor var. İzmir'in sağlığını, sağlıklı çevrede yaşam hakkını korumayan bu mahkeme kararını doğru bulmuyoruz. Mücadelemiz devam edecek" dedi.
İzmir'de yıllardır tartışma konusu olan, ruhsatı ve ÇED süreçleri mahkemeye taşınan Efemçukuru Altın Madeni'nde Çevre Mühendisleri, Kimya Mühendisleri, Ziraat Mühendisleri, Peysaj Mimarları Odaları İzmir Şubeleri, İzmir Tabip Odası, Türkiye Barolar Birliği, Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), İzmir-Bergama, Eşme, Sivrihisar, Havran/Küçükdere Elele Hareketi, Avukat Arif Ali Cangı ve Efemçukuru Köyü'nden Ahmet Karaçam'ın açtığı davada İzmir 6'ncı İdare Mahkemesi, Efemçukuru Altın Madeni'nin kapasite artırımı için 17 Kasım 2015 tarihli aldığı ÇED olumlu kararının yürütmesini durdurmuştu. İzmir 6'ncı İdare Mahkemesi kararının gerekçesinde ise, Efemçukuru Altın Madeni kapasite artışı projesi için 31 Aralık 2012 tarihinde verilen ÇED olumlu belgesini iptal eden İzmir 1'inci İdare Mahkemesi'nin kararını bozan Danıştay 14'üncü Dairesi'nin kararı oldu. Danıştay, İzmir 1'inci İdare Mahkemesi'nin iptal kararında dayandığı bilirkişilerin uzmanlık alanlarına ve raporuna yapılan itirazları dikkate alarak çevre, maden, kimya, jeoloji, hidrojeoloji mühendisi olmak üzere İzmir ili dışındaki üniversitelerde görev yapan öğretim üyelerinden yeni bilirkişi oluşturulmasını istemişti. İlk ÇED raporunun İzmirli bilirkişiler olduğu için iptalinin ardından Ankara'dan gelen yeni bilirkişi heyeti 7 sayfalık bir rapor hazırladı. Kapasite artırımı ÇED olumlu belgesinin iptali için rapora çevreciler itiraz etti. Mahkemenin itirazı reddetmesinin ardından İzmir Tabip Odası'nda basın açıklaması yapıldı. Basın toplantısına İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Fehmi Çiçek, TMMOB İKK İl Sekreteri Melih Yalçın, Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helil Kınay ve İzmir Tabip Odası Çevre Komisyonu Başkanı Oya Otyıldız katıldı.
"İZMİR'İN KANSER KENTİ OLMASINA SESSİZ Mİ KALACAĞIZ"
Grup adına basın açıklamasını okuyan ve yaşanan süreçle ilgili bilgi veren Otyıldız, mücadelelerinin süreceğini belirtti. Mahkemenin İzmirli bilirkişilerin hazırladığı raporu iptal ederek, Ankara'dan gelen bilirkişilerin numune bile almadan hazırladıkları rapora itirazlarının reddedildiğini söyleyen Otyıldız, "İzmir kentinin gelecekteki su kaynağına ilişkin hayati öneme sahip olan bölgede kirlilik yarattığı bilirkişi raporları ile bilimsel olarak tespit edilmişti. Bakanlık ve şirketin temyiz etmesi üzerine ÇED iptaline ilişkin karar Danıştay'ca 'Bilirkişiler İzmirli oldukları ve tahlilleri yapan laboratuvarın akredite olmaması ' gerekçesiyle bozuldu. Ankara'dan gelen bilirkişi heyeti keşif için gelmiş ve yanlarında gerekli teçhizatları getirmediklerini söyledikleri halde projenin güzellemesi niteliğinde 7 sayfalık rapor verdiler. İzmirli olmayan bilirkişilerin raporuna itiraz ettik. Ancak mahkeme tarafından reddedildi. Ortada kendi alanlarında uzmanlıkları tartışılmayan İzmirli bilirkişilerin hazırladığı ağır metal kirliliğini gösteren bilimsel bir rapor var. Mahkemenin bu kararı, bilimsel raporları hazırlayan bilim insanlarımızın yetkinliğini yok saymak mıdır? Sularımızın ağır metaller ve arsenikle kirlenmesini yok mu sayacağız. Ağır metaller vücuttun atılamaz. İzmir'in kanser kenti olmasına sessiz mi kalacağız" dedi.
"YAŞANAN SÜREÇ SADECE BİR DAVA DOSYASI DEĞİLDİR"
Mahkemenin itirazı reddetmesine rağmen mücadeleye devam edeceklerini belirten ve İzmirlileri mücadele etmeye davet eden Otyıldız, "Yıllardır yürüttüğümüz haklı mücadelenin sonunda İzmir'in sağlığını, sağlıklı çevrede yaşama hakkını korumayan bu mahkeme kararını doğru bulmuyoruz. Gerekli hukuki mücadeleye devam edeceğiz. Ancak yaşanan süreç sadece bir dava dosyası değildir. Bu sadece bizlerin davası değildir. İzmir'in suyu, İzmirlinin sağlığı geleceği söz konusudur. Tüm İzmirlileri kentimize, yaşam hakkımıza, yaşam varlıklarımıza, İzmir'in suyuna sahip çıkmaya davet ediyoruz" diye konuştu.
Basın açıklamasının ardından grup dağıldı.
FOTOĞRAFLI