Güncelleme Tarihi:
DÜNYADA her geçen gün artan tüketici bilinci ve sağlıklı gıdaya olan taleple birlikte, Türkiye’nin geleneksel tarım ürünlerinden kuru meyve sektörünün popülaritesi de her geçen gün artıyor. Türkiye’nin ihracat yolculuğunu başlatan kuru meyve sektörü, ülke ekonomisine 1 milyar 562 milyon dolar kazandırdı. Sekter temsilcileri, ülkeye kazandırdıkları döviz miktarını daha artırmayı hem de iç piyasada da tüketimi yukarılara taşımayı hedefliyor. Son dönemde kurumlar arası yaşanan güçbirliği sayesinde de kuru meyve sektörü, ‘doğru fiyat, doğru üretim’ felsefesiyle hareket ederek dünya pazarlarında da etkin olmayı planlıyor.
ÜRETİM VE İHRACAT LİDERİYİZ
Nisan ayında yapılan genel kuruluda Türkiye’de ihracatçı birliklerinin 83 yıllık tarihinde organik sektöründen yönetim kurulu başkanı seçilen ilk isim olarak tarihe geçen Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık ile sektörün durum ve hedeflerinden organik tarıma, sektörde yaşanan güçbirliğinden iç piyasaya kadar birçok konuştuk. Kuru meyvenin Türkiye’nin ihracat yolculuğunu başlatan önemli bir sektör olduğuna dikkat çeken Mehmet Ali Işık, Türkiye’nin bugün kuru meyvede dünyanın ambarı konumunda olduğuna dikkat çekti. Çekirdeksiz kuru üzümde dünya ihracatının yüzde 33’ünü, kuru kayısı da yüzde 54’ünü, kuru incirde ise yüzde 58’ini Türkiye’nin yaptığı bilgisini veren Işık, şu bilgileri verdi:
* Türkiye’nin tarımsal ürünler anlamında bir bolluk ülkesi olduğuna dikkat çeken Mehmet Ali Işık, “Bu bolluk nedeniyle bir israf da oluştu. Her şeyden fazla fazla alıyoruz. Bu israf hasat sürecinden başlıyor. Yüzde 30’a varan kayıplar var. Bu nedenle de hasat sonrası israfı önlemek adına çalışmalarımız var” dedi.
BAŞARININ ANAHTARI GÜÇBİRLİĞİ
“Bu üç üründe de hem üretim hem de ihracatta dünya lideriyiz. Bu başarıda ihracatçılar, kamu, üreticiler, üniversite, enstitüler, odalar, borsalar arasında oluşturulan bir güçbirliğinin payı büyük. Kuru meyvede lokomotif ürünümüzü çekirdeksiz kuru üzüm. Yaklaşık 300 bin ton çekirdeksiz kuru üzüm üretiyoruz. Geçmiş yıllarda bu 50 bin tonlardaydı ve kurumlar arası işbirliği ve güçbirliğiyle bu noktalara geldi. Araziler ıslah edildi, üretim teknolojileri değişti, çiftçiler bilgilendirildi. Düne kadar dekarda 100-200 kilo olan verim bugün 400-500 kiloya çıktı. Çekirdeksiz kuru üzümün değeri ve kalitesi arttı. Bu yapı bize hem üretimde hem de ihracatta dünya liderliğini getirdi. Geçen sezon 220 bin ton olan ihracatımızı da bu sezon 250 bin tonun üzerine çıkaracağız. Kuru üzümde ihracat rakamımız da 500 milyon dolara geliyor.”
SAĞLIKLI ÜRÜN KATEGORİSİNDE
Bugün kuru üzüm sektörünün 130-140 ülkeye ihracat yaptığı bilgisini veren Mehmet Ali Işık, “İhracat rakamlarımız ise 1 milyar 562 milyon dolar seviyesinde. Bunu da yaklaşık 500 bin tonluk kuru meyveyle yapıyoruz. Lider ülke olarak dünyaya karşı sorumluluğumuzu yerine getirmiş oluyoruz. Çünkü kuru meyve sağlıklı ürün kategorisinde olan bir ürün çeşidi. Günün her saatinde tüketilebilir. Bütün gıda sanayinin içinde de var olan bir ürün” ifadelerini kullandı.
* Organik tarımın bir bilinç olayı olduğunu ifade eden Mehmet Ali Işık, “Çok uzun soluklu bir süreç. Her geçen gün üretici sayısı artıyor. Şu an üretimin yüzde 10 organik tarımdan. Hedef bunu yüzde 25’lere çıkarmak. Tabii organik tarım aynı zamanda geleceğimize de bir miras” ifadelerini kullandı.
ORGANİKTE HEDEF
1 MİLYAR DOLAR
ORGANİK tarımın Türkiye’de 1980’lerde ithalatçı firmaların talebiyle oluştuğunu hatırlatan Mehmet Ali Işık, “Bu firmalar o dönem Türkiye’ye gelip kendi projelerini yaptı. Daha sonra ise yerli aktörler sürece katıldı. Kuru meyveyle başlayan organik yolculuk süreç içerisinde diğer ürünlerin eklenmesiyle daha da büyüdü. Fındıktan dondurulmuş ürün grubuna, yağlı tohumlardan pamuğa birçok ürün sektörde yerini aldı. Bu yapıyla bugün organik sektörü yaklaşık 500 milyon dolarlı bir ihracat hacmine ulaştı. Bu başarıda; üniversite, kamu ve sivili toplum örgütü arasındaki güçbirliği ile uyumlu çalışmanın payı büyük. Sıfır noktasından önemli bir ekonomik büyüklüğe ulaşıldı. Özellikle son dönemde alerjen durumlar nedeniyle organik tekstil ayağı da çok hareketli. Bu yapıyla birlikte de kuru meyvesinden tekstiline organikte hedefimiz ihracat rakamını 1 milyar dolara çıkarmak. İklim değişikliğinin etkilerinin dünyada son yıllarda daha yoğun bir şekilde hissedilmeye başlandığı ortamda da iklim değişikliğinin etkilerini azaltıcı, çevreye ve insana en duyarlı üretim modeli olan organik üretimi arttırmayı hedefliyoruz. Sürdürülebilirlik kavramının en uygun olduğu alan burası” diye konuştu.
ÜRETİYORUZ AMA
TÜKETMİYORUZ
ÇEKİRDEKSİZ kuru üzümün hem üretiminde hem de ihracatında Türkiye’nin lider konumda olduğunu hatırlatan Mehmet Ali Işık, bu liderlik tablosuna rağmen Türkiye’deki tüketiminin çok düşük olduğuna dikkat çekti. Işık, “Mayıs ayında yapılan Uluslararası Kuru ve Kabuklu Meyveler Konseyi’nde (INC) dünyadaki çekirdeksiz kuru üzüm tüketim rakamları açıklandı. İran 185 bin ton, Amerika’da 158 bin ton, Hindistan’da 147 bin ton, Çin 113 bin ton, üretici olmayan İngiltere 95 bin ton, Almanya ise 65 bin ton kuru üzüm tüketiyor. Dünya lideri Türkiye’nin tüketimi ise 43 bin ton. Kişi başı yarım kiloya denk geliyor. Sağlıklı olan bu ürünün iç piyasa da tüketimini artması gerekiyor. Okullarla ilgili bir proje başlatıldı ama yeterli değil. Bunu bir kültür ve politika haline getirmemiz gerekiyor” diye konuştu.
DOĞRU FİYAT
DOĞRU ÜRETİM
MEHMET Ali Işık, “Biz 4 yıl önce bin 500 bin 600 dolar olan üzümün ortalama ihraç fiyatını 2 bin dolara çıkardık. İstikrar getirmek için satın alma politikası uyguladık. Üzümde şu anda 40-50 bin tonluk stok yarattık. Bu bizim rahat bir sezon geçirmemizi sağladı. İncirde de gayet güzel bir fiyat politikamız var. Burada da kurumlar arasında sağlanan güçbirliğinin payı büyük. Şimdi 300 bin ton olan kuru üzümde üretimi 400 bin tona çıkarmalıyız. Bu felsefeyle de bir arz-talep sorunu yaşanmadan ‘doğru fiyat, doğru üretim” felsefesiyle hem içerde tüketimi arttırabiliriz hem de ihracatımızı daha da yukarılara taşıya biliriz. Ayrıca dengeyi sağlamak adına da sektörümüz için lisanslı depoculuk ve ürün ihtisas borsalarına da ihtiyacımız var. Bu sağlandığı zamanda ‘doğru üretim ve doğru fiyat’ felsefesi daha da güçlenerek sektöre katkı sağlayacaktır” dedi.
ÇALIŞANLARIN
YÜZDE 75 KADIN
KURU meyvenin çok kıymetli bir sektör olduğuna dikkat çeken Mehmet Ali Işık, “Ekonomik büyüklüğü, sağlıklı olmasının yanı sıra istihdam alanında da önemli bir artısı var. Bu ürünleri işleyen tesislerde çalışanların yüzde 70-75 kadınlardan oluşuyor. 20 bine yakın kişi tesislerde çalışıyor. Ayrıca arazide de aile tarımı yapılıyor. Bu yapısıyla da önemli bir istihdam kapısı. Öte yandan sağlıklı ürünlerde arazi bazında çok ciddi çalışmalar yapıyoruz. Üzüm, incir ve kayısıyı kendi içinde kategorize ederek bunun altında komitelerimizi, teknik kurullarımızı oluşturuyoruz. Ortak akılla ortak kararlarla bugün 100 bin çiftçiye SMS ile ulaşabiliyoruz” dedi.