Dünya Bodrum kazan, biz kepçe
Güncelleme Tarihi:
Bodrum’un deniz-kum-güneşini hepimiz biliyoruz. Ancak doğasını, kültürünü, kendine özgü mutfağını, tarihini de deneyimleyip öğrenmek, keşfetmek, sürdürülebilir turizm adına başkalarına da anlatmak istiyoruz.
Bu bağlamda Bodrium Otel&SPA en büyük destekçilerimiz arasında. Bodrium Otel&SPA bu kış motivasyonunu ‘Bodrum’ olarak belirledi. Bu motivasyonla etkinlikler düzenlemeye başladı. Çeşitli yürüyüş rotaları oluşturdu. Tüm bunları yaparken de hem eğlenelim, hem spor yapalım, hem de dostlarımız bizimle olsun istedi. Ben de yaptıkları ilk etkinliğe katılanlar arasındaydım. Dostlarla birlikte, hayran olduğum Bodrum’un farklı yönlerini keşfettim. Gelin şimdi siz de bize katılın. Rotamızı bizimle birlikte takip edin.
TARİHİN KALBİNDE
Güne Bodrium Otel&SPA’da kahvaltıyla başladık. Bodrium, 2006’dan beri hizmet veren oda+kahvaltı konseptinde bir butik otel. 12 ay boyunca tarihin kalbinde misafirlerine evlerindeki rahatlığı ve konforu yaşatıyor. Otel müşterisi olmasanız da dışarıdan kahvaltı yapmak için gelebiliyorsunuz. Dünyayı sarsan Kovid-19 pandemisi nedeniyle şu anda açık büfe kahvaltı yok. Sadece serpme kahvaltı sunuluyor.
DOĞANIN İÇİNDE YÜRÜYÜŞ
Kahvaltının ardından özel aracımızla Torba kavşağına doğru gittik. Buradan Çamlık köyüne doğru ilerledik. İşte bundan sonrası oldukça keyifliydi. Doğanın içinde 7 kilometrelik yürüyüşümüze başladık. Yer yer dağlara tırmandık. Yer yer inişe geçtik. Tek değişmeyen şey ise çam kokuları eşliğinde gördüğümüz olağanüstü manzaralardı. Ne yalan söyleyeyim, bu yürüyüş bana hiç yetmedi. Gün daha uzun olsaydı daha çok yürümek isterdim.
DİLEKLER DE DİLENDİ
Çamlık köyüne varmadan aracımıza geri bindik. Sonra Çamlık köyüne giderek kısa bir mola verdik. Ardından Kumköy Mezarlığı’nın yanındaki dilek ağacına çaputlarımızı bağlayarak dileklerimizi diledik. Buradan Garova Bağ ziyareti ve üzüm tadımı yapmaya gittik. Garova Bağları adını bulunduğu Garova bölgesinden alıyor. Etrafındaki dağların eteklerinde 11 köyü bulunan bu yörenin adı aslında Karaova. Zaman içinde isim söylenirken aradaki bir harf yutulmuş ve Garova olarak telaffuz edilmeye başlanmış. Mehmet Vuran’ın 2016 yılında kurduğu Garova Bağları, Türkiye’nin tek çiftlik şaraphanesi. Aile çiftçilik yapıyor. Şaraphane de bu çiftliğin bir parçası. Buraya geldiğinizde önünüzde uzanan yemyeşil bağlara bakıyor, horozların ötüşüne, kuş cıvıltılarının karışmasına tanıklık ediyorsunuz. Daha önce de ziyaret ettiğim Garova Bağları’na bir kez daha hayran kalarak oradan ayrıldık.
EL EMEĞİ, GÖZ NURU
Sıra artık karnımızı doyurmaya gelmişti. Etrim köyünde Doğa Restoran’a giderek doğanın içinde geleneksel köy mutfağı lezzetlerini tattık. Aslına bakarsanız Etrim en çok köy kahvaltısıyla meşhur. Hem Bodrumlular, hem de Bodrum’un yeşil yüzünü keşfe gelenler buraya uğramadan geçmiyor. Ancak bizim yediğimiz yöresel yemekler de çok lezzetli ve ününü hak edecek türdendi. Etrim köyünün bir özelliği daha var. Burası bir halı köyü. Köyün kadınları el emeği göz nuru halılar dokuyorlar. Halı dokuma bilgisini de nesiller boyunca aktarıyorlar. Umarım bu uğraş teknolojiye yenilip kaybolmaz. Çünkü el emeği bir dokuma halıyı bir makine halısıyla mukayese bile edemezsiniz.
KEŞFETMEKLE BİTMEZ
Son olarak Çiftlik köyünde zeytinyağı fabrikası ziyareti yaptık. Burada hasatta ağaçlara zarar verilmeden meyveleri toplanırsa ağaçların bünyesindeki onarıcı polifenolleri kendisini iyileştirmek için kullanmak yerine meyvelerine aktardığını, hasattan hemen sonra sıkım yapılmasının yağ kalitesini artırdığını öğrendik. Zeytinyağı tadımı yaparak tesisten ayrıldık. Bodrum keşfetmekle bitmez ama biz kendi küçük dünyamızda Bodrium Otel&SPA desteğiyle keşiflerimize devam edeceğiz.