Güncelleme Tarihi:
ÇOCUK kardiyolojisi branşının, morarma, nefes almada zorluk, çarpıntı hissi, göğüs ağrısı, çabuk yorulma gibi belirtileri olan ve 0-17 yaş arasındaki bireylerin tanı ve tedavisiyle ilgilendiğini belirten Özel İzmir Gazi Hastanesi Çocuk Kardiyolojisi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Vedide Tavlı, tanıyı koyarken streteskop, elektrokardiyagrafi, ekokardiyagrafi, yemek borusundan yapılan transezofageal ekokardiyografi, anne karnında ise fetal ekokardiyografi ve anjiyografi yöntemlerini kullandıklarını bildirdi. Doğru tanı ve doğru tedavi zamanlamasının beraberinde başarıyı getirdiğini ifade eden Tavlı, “Yüksek düzeyli teknoloji kullanıyoruz. Tanıyı koyar koymaz hastaya tıbbi ilaç ile veya anjiyografi ile (balon, coil, perkutan device) veya cerrahi yöntem ile mi yaklaşım sağlanacağı saptanabilmektedir. Günümüzde baız atriyal septal defekt (kulakçıklar arasında delik) bazı ventriküler septal defekt (karıncıklar arasında delik) ve bazı patentduktus arteriosus (şah damarıyla, akciğere giden ana damarın arasındaki delik) anjiyografik yöntemle ameliyatsız düzeltilebilmektedir. Burada önemli olan tüm bu kararın kalp damar cerrahisiyle ortak alınması gerekliliğidir. Hastanede, anjiyografi teknisyenleri, kalp damar ve kardiyoloji hemşireleri ve temizlik personelinin de elde edilen başarılı sonuca olan katkısı tartışılmaz bir gerçektir” dedi.
BAKTERİYEL BOĞAZ ENFEKSİYONLARI
Bakteriyel boğaz enfeksiyonlarının 5 ila 15 yaş arasında sık görülen etkeninin ‘A Grubu Beta Hemolitik Streptokok’ olduğunu belirten Tavlı, zamanında tedavisi yapılmayan bu mikrobun, özellikle 5-15 yaş arasındaki çocukların ileriki dönemdeki kalp sağlığını olumsuz etkilediğini bildirdi. Halk arasında eklem romatizması olarak adlandırılan hastalığın bağışıklık sisteminin yanılsamasına bağlı bir komplikasyon olarak oluştuğunu belirten Tavlı, “Beta hemolitik streptekok enfeksiyonu belirtileri arasında bademcik ve boğaz duvarında kızarıklık veya bademcik üzerinde beyaz iltihap noktaları vardır. Bu hastalığın tedavisindeki amaç, komplikasyonların önlenmesi, bulguların hafifletilmesi, bakterinin yayılmasının durdurulmasıdır” diye konuştu.
KALP SAĞLIĞINI ETKİLEYEBİLİR
Hastalığın tedavi edilmediği takdirde uzun dönem yan etkileri olarak kalp romatizması, eklem romatizması görülme olasılığı olduğunu belirten Tavlı, “Bu da genellikle enfeksiyon geçirildikten 4 ila 6 hafta sonra karşımıza çıkabilir. Bu nedenle hastalık ani dönemde alevli ve halsizlik yapan bir enfeksiyon iken, uzun donemdeki etkileri kalp kapakçıklarında kalıcı zararlar bırakan etkilerdir. Bu nedenle akut dönemdeki tedavinin doğru yapılması önemli ve gereklidir. Okul çağı çocuklarda ilk 9 gün içinde ateşli boğaz enfeksiyonunu hekimin muayene edip antibiyotik gerekiyor mu diye değerlendirmesi gerekir. ‘Antibiyotik gerekiyor’ derse, ailenin de bunu kullanması lazım. Çünkü bu romatizmanın oluşması genetik yatkınlıkla yüzde 3’se, antibiyotik kullanımında yüzde 0.3’e düşüyor” ifadelerini kullandı.
NASIL TEDAVİ EDİLEBİLİR?
Hastalık kalbi tutmuşsa, kortizon veya yüksek doz aspirin ile tedavi edildiğini söyleyen Tavlı, şu bilgileri verdi: “Kalp yetmezliği oluştuğu zaman ise yetersizlik ilaçları önerilmektedir. Ancak hasta yılda bir kez kontrol edilmelidir. Sorun erişkin yaşlarda da devam ederse, erişkin kardiyoloji hekimleri balon yöntemi ya da kapak ameliyatı ile tedavi önerebilir. Bir diğer tedavi yöntemi ise penisilindir. Penisilin alerji yapar diye korkuluyor. Alerji testi esnasında bile penisilin alerjisi oluşabilir. Tam teşekküllü sağlık hizmeti sunulan yerlerde kas içine 21 günde bir koruma amaçlı yapılması uygun olur. Penisilinde korumanın süresi sadece eklemler tutulduysa 21 yaşına kadar; kalp kapaklarını tuttuysa 35 yaşına kadardır.”