Güncelleme Tarihi:
Beko, ülke topraklarının kan ve gözyaşına doyduğunu, "Artık yeter" dediklerini ancak, ne kan ne de gözyaşının durduğunu ifade ederken katliamları omuz omuza lanetlerken iktidara da soru sormaktan korkmamak gerektiğini söyledi.
DİSK Genel Başkanı Kani Beko, İzmir'de 10 Aralık'ta İstanbul'daki bombalı saldırılarla ilgili basın açıklaması yaptı. Beko, Türkiye'nin kara ve acılı günlerinden birinin yaşadıklarını, katliamı şiddetle lanetlediklerini, ölenlere rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar dilediklerini söyledi. Terör ve savaşı her gün lanetlemelerine karşın her gün insanları yitirmeye devam ettiklerini belirten DİSK Genel Başkanı Kani Beko, "Artık yeter! Bu ülke toprakları kana ve gözyaşına doydu" dedikleri halde kan ve gözyaşının durmadığını, tekrar tekrar aynı filmin izlendiğini, aynı acıların yaşandığını söyledi. Beko, 10 Ekim 2015 Ankara katliamında Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşanan en büyük kitle katliamlarından birine hedef olduklarını, dost, arkadaş ve çocuklarını toprağa verdiklerini kaydederek şöyle dedi:
"Yazık bu ülkeye, bu insanlara. Yazık bu güzelim topraklara. Ancak 'yazık' diyerek geçemeyiz. Bizler bu ülkenin yurttaşları olarak artık korkmadan, çekinmeden soru sormaya başlamalıyız. Katliamları omuz omuza lanetlerken yıllardır bu ülkeyi tek başına yönetenlere soru sormaktan da korkmamalıyız. Ben buradan soruyorum: Türkiye'de genel seçimlerin yapıldığı Haziran 2015'ten itibaren 20'nin üzerinde bombalı saldırıda yüzlerce yurttaşını yitirmiş olması tesadüf müdür? Neden Türkiye o tarihten itibaren şiddet sarmalına girdi? 7 Haziran 2015 seçimlerinde 'tek başına iktidar' çıkmadığı için kan akıyor dediler. Eğer iktidar partisine oy verilirse, tek parti iktidarı kurulursa kanın duracağını, kurulmazsa 'kaos' geleceğini söylediler. 7 Haziran'ı yok saydılar, yeniden seçime girdiler. Tek parti hükümetini de kurdular. Peki akan kan durdu mu, katliamlar bitti mi, terör son buldu mu? Hayır. Aksine tırmandı."
Kani Beko, yurttaşlık görevinin ülke topraklarının neden her gün kanla yıkandığını, neden gözyaşlarının dinmediğini, vaatlerin neden gerçekleşmediğini sormak olduğunu söyledi. Daha İstanbul'da yaralanan ve ölen insanlar yerden kaldırılmamışken 'başkanlık' açıklamaları yapanlara sorulması gereken sorunun "İnsanlar ölürken, siyasi hesaplar peşinde koşmak insanlığı öldürmek değil midir" olduğunu belirten Beko, istikrar vaadi ile yönetime gelen bir iktidarın, istikrar adına attığı her adımın Türkiye'yi daha da istikrarsızlaştırdığını sorgulamak zorunda olduklarını söyledi.
"Teröre karşı çözüm olağanüstü hal" diyenlere "Olağanüstü hal ile amacınız, terörü mü bitirmek sizin gibi düşünmeyen muhalifleri mi bitirmek" sorusunu sormak gerektiğine dile getiren Beko, "Gazeteciler hapiste, milletvekilleri hapiste, belediye başkanları hapiste, akademisyenler işsiz, öğretmenler işsiz ama büyük kentlerin göbeğinde yüzlerce kilo bomba yüklü araçlar patlamaya devam ediyor. Bunun hesabını sormak zorundayız. Bugün soru sormak, bir yurttaşlık görevi olduğu kadar insanlık görevidir. İçeride ve dışarıda savaşı, çatışmayı tercih eden politikaları, bu ülkenin kurucu ilkelerinden olan 'Yurtta barış, dünyada barış' ilkesinin neden terk edildiğini sorgulamak zorundayız. Korkmadan sormalıyız, korkmadan konuşmalıyız. Terörden de baskıdan da OHAL'den de korkmuyoruz. Laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletinde insanca yaşamak, kardeşçe yaşamak, barış içinde yaşamak istiyorsak korkmadan, yılmadan omuz omuza vermeliyiz. Görmeyen gözler görsün, duymayan kulaklar duydun. Terörle, şiddetle, çatışmayla, savaşla bu ülkenin hiçbir sorun çözülemez. Bu insanlık dışı saldırıyı bir kez daha lanetliyor, kana ve gözyaşına doyan bu topraklarda acıların, ölümlerin artık son bulmasını diliyoruz" diye konuştu.
Beko'nun basın açıklamasına TMMOB ve KESK temsilcileri de katıldı.