Güncelleme Tarihi:
Günümüzde dirençli hipertansiyon hastalarında ilaç tedavisi yetersiz kaldığında girişimsel tedavi yöntemlerine başvurulduğunu kaydeden Dr. Erdoğan, “Tüm hipertansiyon hastalarının yüzde 10-15’i dirençli hipertansiyondur. Bu vakaların yüzde 10-40’ında böbreğe kan akımını sağlayan atardamarlarda darlık saptanır. Bu giderilmedikçe etkin kan basıncı kontrolü sağlanamaz ve yüksek tansiyonunun diğer tüm olumsuz sonuçlarıyla birlikte ilerleyici böbrek yetmezliği gelişir” diye konuştu.
BAŞARI ORANI YÜZDE 80-90
Tedavi yöntemleri hakkında da bilgi veren Dr. Işık Erdoğan, şunları söyledi: “Böbrek atardamarında ciddi darlık saptanan ve girişimle tedaviye uygun hastalarda, kasıktaki atardamar yolu ile girişim yapılarak böbrek atardamarına balon ve stent uygulanır. Kan akımının yeniden sağlanmasıyla böbrek fonksiyonları korunur. Kullanılan ilaç sayısında azalmayla birlikte etkin kan basıncı kontrolü sağlanır. Dirençli hipertansiyon vakalarından böbrek atardamar darlığı olmayan hastalarda uygulanan bir diğer girişimsel tedavi yöntemi renal denervasyon (böbrek atardamarındaki sinirlerin yakılması) işlemidir. Yine kasıktaki atardamar yolu ile böbrek atardamarlarına özel bir kateter yerleştirilir. Bu özel kateterle radyofrekans enerji uygulanarak böbrek atardamarını saran sinirler yakılır. Bu sinirerin devre dışı kalmasıyla beyinden gelen ve böbrekleri tansiyonu yükseltmesi için uyaran sinyallerin iletimi engellenir. Renal denervasyon, kateter ve uygulama teknolojisindeki gelişmelerle uygun hasta seçimi yapılmak koşuluyla yüzde 80-90 başarıyla yapılan bir işlem haline gelmiştir.” Her iki işlemin de sadece kasık bölgesine lokal anestezi uygulamasıyla yapıldığını paylaşan Dr. Erdoğan, işlem sürelerinin 30-45 dakika olduğunu, hastanın ertesi gün normal hayatına dönebileceğini sözlerine ekledi.