Güncelleme Tarihi:
Çocukları doğayla buluşturup burada geleneksel oyunların yanı sıra İngilizce de öğrettiği bu proje ile Yaşar Üniversitesi'nin Türkiye çapında düzenlediği en iyi İngilizce etkinlik yarışmasında jüri özel ödülü aldı. Karabudak, "Ben çocuklarımızın 'dijital uyuşturucu' dediğim teknolojik akıllı cihazlarla zehirlendiğine inanıyorum. Çocuklarımızın depresyona girme yaşı 6'ya kadar indi. Küçük bedenlerde ilaç kullanımı arttı. Projemde çocuklar, o çok korktukları ya da yabancısı oldukları doğayı öğreniyorlar" dedi.
Doğa sevgisini, doğup büyüdüğü İzmir'in Bergama İlçesi'ndeki, fıstık çamlarıyla bilinen Kozak Yaylası'nda kazanan Gülden Karabudak, uluslararası ilişkiler ve ticaret uzmanlığı eğitimi gördü. Yıllarca halk eğitim merkezlerinde İngilizce öğreten Karabudak, çocuk ve gençlerin bilgisayar, tablet, akıllı telefon kullanımıyla doğadan ve sosyal çevreden koptuğunu düşünerek 'Dijital uyuşturucu' adını verdiği bu cihazlara bağımlılığa karşı proje geliştirdi.
Çocukları doğayla buluşturan, geleneksel oyunların yanı sıra İngilizce de öğrettiği bu projesini pilot okul olarak Karşıyaka'daki Engin Hayri Özmeriç Ortaokulu'nda uyguluma imkanını elde etti. Gülden Karabudak, yaz boyunca 30 öğrencisine doğadaki ağaç ve hayvanları tanıttı, en güzel Türk oyunlarını öğretti. Bunun yanı sıra iyi bir teknikle İngilizce eğitimi almalarını sağladı. Karabudak, geliştirdiği 'Doğada İngilizce öğreniyorum' projesiyle, Avrupa Komisyonu FP7 Marie Curie Actions programları kapsamında desteklenen Avrupa'da İngilizce öğretmenlerinin mesleki gelişimlerini yenilikçi programlarla canlandırma projesi kapsamında, Yaşar Üniversitesi'nin Türkiye çapında düzenlediği en iyi İngilizce etkinlik yarışmasında, jüri özel ödülü aldı. Kazandığı ödülün kendisini motive ettiğini söyleyen Gülden Karabudak, şunları söyledi:
"Çocuklarımızın 'Dijital uyuşturucu' dediğim teknolojik akıllı cihazlarla zehirlendiğine inanıyorum. Çocuklarımızın depresyona girme yaşı 6'ya kadar indi. Küçük bedenlerde ilaç kullanımı arttı. Projemde çocuklar, o çok korktukları ya da yabancısı oldukları doğayı öğreniyorlar. Projede sadece doğa ve oyun öğretmiyoruz. Bu sırada uyguladığımız programla, İngilizce eğitimi de veriliyor ve burada aldıkları dil eğitimini asla unutmuyorlar. Çünkü oynayarak öğreniyorlar. Yaz boyunca 30 öğrencim aşırı sıcağa aldırış etmeden zevkle eğitim aldı. Bu durum ailelerini de çok mutlu etti. Bu yıl da eğitimlerimizin devam etmesi için çaba gösteriyorlar. Ama ben pilot okulun yanı sıra, bu projenin önce İzmir'deki, sonra da tüm Türkiye'deki okullarda uygulanmasını umut ediyorum. Çünkü ben çocuklarımızın dijital uyuşturucudan kurtulup mutluluğu yakaladıklarını gördüm."