Güncelleme Tarihi:
KANSER alanında uzmanlaşmış bilim insanı yetiştiren Türkiye'deki yetkili üç onkoloji enstitüsünden biri olan Dokuz Eylül Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü, 15 yıldır 'Avrupa Onkoloji Enstitüler Birliği'ne üye tek Türk kurumu olarak dikkat çekiyor.
Doktora ve yüksek lisans öğrencileri yetiştirirken, bilimsel araştırmalarda da bayrağı ön saflarda taşıyan DEÜ Onkoloji Enstitüsü; Türkiye'de ilk kez çocukluk çağı kanserleri konusunda kohort çalışmalarına öncülük etti, 2015 yılından itibaren de Ukrayna Kanser Enstitüsü ile işbirliği içinde faaliyetler yürüterek sınırlarını genişletti. Uzun yıllara dayanan bilgi ve deneyimler DEÜ Onkoloji Enstitüsü'nü dünya çapında stratejik bir noktaya getirdi.
Prof. Dr. Namık Çevik tarafından 1992'de kurulan ve kuruluşundan itibaren örnek çalışmalara imza atan enstitü, müdürlük görevini yürüten Prof. Dr. Nur Olgun ve 22 akademisyenin disiplinli çalışmaları ile çıtasını yükseltmeyi sürdürdü. DEÜ Onkoloji Enstitüsü, kanser tedavilerine yön veren birçok ulusal ve uluslararası kuruluşun da üyeleri arasında yer aldı. Yurtdışında; Avrupa Onkoloji Enstitüler Birliği, Ortadoğu ve Akdeniz Ülkeleri Çocuk Onkoloji Grup Üyeliği, Uluslararası Pediatrik Tümörler Grubu üyeliği, Amerikan Hematoloji Derneği üyeliği, yurtiçinde de; Türkiye Kanser Enstitüsü Bilim Kurulu, Sağlık Bakanlığı Kanser Danışma Kurulu, Türk Pediatrik Onkoloji Grubu, Türk Onkoloji Grubu, Türk Hematoloji Derneği, Türk Aferez Derneği ve Türk Radyasyon Onkolojisi Grubu üyelikleri kurumsal kimliği güçlendirdi. DEÜ Onkoloji Enstitüsü akademisyenlerinin birçoğu uluslararası ağlarda yönetim kademesinde görev aldı. Avrupa Birliği'nde geçerli bireye özgü kanser tedavilerinin üretildiği laboratvurar çalışmaları ile güncel yaklaşımlar Türkiye'de de uygulandı.
Dokuz Eylül Üniversitesi'nin eğitimde de sağlıkta da önemli bir marka olduğunu belirten Rektör Prof. Dr. Adnan Kasman, "Onkoloji Enstitümüz, çok değerli akademisyenlerimizin uzun yıllara dayanan çalışmaları, bilgi birikimi ve yenilikçi yaklaşımları ile kanser tedavilerinde Türkiye'ye örnek olmuştur. Bu alanda yurtdışında ülkemizi temsil ediyor olmaktan büyük onur duyuyoruz" dedi.
Temel hedeflerinin eğitimin yanı sıra sorun çözücü klinik araştırmalar yapmak olduğunu belirten DEÜ Onkoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nur Olgun, bu yıl kamu hastanelerinin de yer aldığı İzmir akciğer kohortu çalışmalarına katılarak yine öncü çalışmalar yaptıklarını ifade etti. Prof. Dr. Nur Olgun, faaliyetlerini şöyle özetledi: "Enstitümüz kanser alanında uzmanlaşmış bilim insanı yetiştiriyor. 5 lisansüstü programda halen 55 kayıtlı öğrencimiz yer alıyor. 21 doktoralı, 7 yüksek lisans mezunumuz var. 2011 yılından itibaren yaz dönemlerindeki Temel Onkoloji Okullarında da lisans öğrencilerine ileri araştırma teknikleri eğitimi veriyoruz. Uluslararası klinik araştırma altyapımızla kanser tedavilerinde yenilikçi yaklaşımları hayata geçiriyor, tümör immünolojisi, kanser kök hücre çalışmaları, çocukluk çağı kanserleri ve başta akciğer, kolorektal kanser araştırmaları gibi erişkin kanserlerinde de ülkemiz için önemli çalışmaların yürütülmesine katkı sağlıyoruz. Özellikle çocukluk çağı kanserlerinden olan böbrek üstü bezi tümörü tedavisi, 2003 yılından itibaren tarafımdan hazırlanan bir protokolle tüm Türkiye'de uygulanmakta. Bu protokol çerçevesinde Türkiye'nin her noktasından gelen doku örnekleri enstitümüz laboratuvarlarında çalışılarak tedavi yönlendirilmesi yapılıyor. 2003'ten bu yana bu çocukların yaşam oranlarının artmasına enstitümüz öncülük etmektedir. Son 10 yılda SCİ dergilerde (uluslararası akademik dergi) 824 yayını yer alan, sağlık alanında prestijli ödüller alan akademisyenlerimiz ise bizim en büyük güç kaynağımız. Enstitümüzün başarılarının gerisinde ise bugüne kadar görev yapmış rektörlerimiz ve müdürlerimizin desteği sonsuzdur. Enstitümüzün içinde yer aldığı Onkoloji Hastanesi'ni üniversitemize bağışlayan Muzaffer Müfit Kayhan ve Arife Seda Kayhan ailesinin katkıları bu bağlamda çok önemlidir."
İZMİR, (DHA)
FOTOĞRAFLI