Güncelleme Tarihi:
İZMİR (AA) - EFSUN YILMAZ - Halk arasında "afakanlar bastı" deyimine konu olan ve sıkıntı, baygınlık, depresyon tedavisi için Süleyman Ferit Eczacıbaşı'nın yaklaşık 100 yıl önce hazırladığı "Hafakan Ruhu" ilacı gün yüzüne çıkacak.
İzmir'de 19. yüzyıldan bu yana binlerce bebeğin doğumuna tanıklık eden Konak Doğumevi, 2015 yılının Nisan ayından sonra sahip olduğu 150 yıllık deneyimi Memleket Sağlık Müzesi adı altında sergilemeye hazırlanıyor.
Konak Doğumevi'nin 1. katında hizmete açılacak müzenin etkileyici objelerini ise dönemin ameliyathanelerinde kullanılan tıbbi gereçler, ilaç tarifleri, diyet menüleri ve Süleyman Ferit Eczacıbaşı'nın sıkıntı, baygınlık, depresyon tedavisinde kullanılmak üzere hazırladığı "Hafakan Ruhu" ilacı oluşturuyor.
"Hafakan basmasına" karşı önerilen Hafakan Ruhu'nun suya karıştırılan ilaç damlası olduğu biliniyor. Müzede yaklaşık 100 yıl önce kullanılan bir Hafakan Ruhu ilaç örneği ve kutusu görücüye çıkmaya hazırlanıyor.
İlacın şişesinde Hafakan Ruhu'nun "yürek çarpıntısı, baş dönmesi, göz kararması, bulantı ve sinir rahatsızlığından mütevellit titreme ve baygınlığa gayet nafi" olduğu bilgisi yer alıyor.
Hafakan Ruhu'nun içeriğinde ise nane suyu, melisa suyu, tarçın suyu, kedi otu tentorü, karaağaç tentorü, eter ve alkol bulunduğu tahmin ediliyor.
- Prof. Dr. Dilek: "Bitkisel içerikli ilaçlar"
İzmir Kuzey Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Osman Nuri Dilek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Hafakan Ruhu'nun kabus görenler, sıkılanlar, kalp çarpıntısı yaşayanlar için yaklaşık 100 yıl önce Süleyman Ferit Bey tarafından hazırlandığını belirtti.
Günümüzde "depresyon" olarak adlandırılan belirtileri yaşayanların kullandığı ilacın bitkisel içerikli olduğunu ve kullananlarda ferahlama sağladığını dile getiren Prof. Dilek, "O dönemde reçeteler, bölgedeki doğal bitkilerden hazırlanıyor, reçetesini doktordan alan hasta, eczacının havanda döverek harmanladığı ilaçlardan faydalanıyor. Biz de o ortamı müze ziyaretçilerine hissettirmek istiyoruz" dedi.
Ihlamur ve papatya gibi bitkilerin ilaç içeriği olarak kullanıldığını söyleyen Prof. Dr. Osman Nuri Dilek, müzede kuvvet macunu, ilaç tariflerinin yanı sıra diyet menülerinin de yer aldığını aktardı.
Diyet menülerinde 1920-1930'lu yıllarda ekmek, peksimet, şehriye çorbası, francola, kabak, limon, enginarın bulunduğunu ifade eden Dilek, o dönem "tomates" ve "bezelya" önerilerinin de yer aldığı menülerin bugüne hoşluk kattığını kaydetti.
- "Destek bekliyoruz"
Kuruluş aşamasındaki müze için sivil toplum kuruluşları ile görüştüklerini ve tarihi özelliği bulunan tıbbi gereçleri, ilaçları beklediklerini anlatan Dilek, malzeme bağışlayanların isimlerine de müzede yer vereceklerini ifade etti.
Türkiye'nin alanında en büyük ve kaliteli müzesini oluşturmak için çalıştıklarını kaydeden Prof. Dr. Osman Nuri Dilek, 1851 yılında Emin Muhlis Paşa tarafından kurulan İzmir'in ilk Müslüman hastanesi olan ve daha sonra adı Memleket Hastanesi olarak değiştirilen binanın tarihi Süleyman Ferit Eczacıbaşı Eczanesi'ni barındırdığını ve ilk Türk doktor Mustafa Enver Bey'in araştırmalarına da tanıklık ettiğini hatırlattı.
Prof. Dilek, müzede tıp tarihinde önemli yeri olan Bergama'ya, Urla Tahaffuzhanesi'ne özel bölümler oluşturulacağını, sanal platformlarla öğrenci ve ziyaretçileri ağırlayacaklarını, müzenin kuruluş aşamasında da tarihi objelere sahip hayırseverlerin desteğini beklediklerini sözlerine ekledi.