Güncelleme Tarihi:
“Her kriz belli bir oranda fırsatlar da barındırıyor. Bizim ürünlerimiz de güvenlik kaygısıyla çok ön plana çıktı ve daha da popüler hale geldi. İç turizmde ilave mavi yolculuk talebi oluştu. İç turizmde mavi yolculuk pazarı büyüdü. Pandemi sürecinde ve sonrasında Bodrum özelinde ve dünya genelinde kişiye özel tasarlanmış lüks ürünlere talebin artarak devam edeceğini düşünüyorum” diyen Güneş’le hem Barbaros Yatçılık’ın kuruluş hikayesini hem de sektörün dünü, bugünü ve yarınını konuştuk.
Lise yıllarında turizm sektörüyle tanışan ve 1991’den bu yana özellikle ‘mavi tur’ların Türkiye’de ve dünyada tanınmasına büyük katkılar sağlayan Barbaros Yatçılık A.Ş.’nin sahibi Barbaros Güneş, 29 yıllık birikimiyle alanında öncülük yapmaya devam ediyor.
MAVİ TURLA BULUŞTURUYOR
Barbaros Yatçılık A.Ş.’nin kuruluşu ve misyonu hakkında neler söylersiniz?
Barbaros Yatçılık, sahibi olduğu Türk, Malta ve Yunan bayraklı yatlarıyla Türkiye ve Yunanistan’da turlar düzenliyor. 2000’li yılların başına kadar üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olmamıza rağmen, kendi insanımız mavi yolculuk ürününü pek tanınmıyor ve denizin nimetlerinden yeterince yararlanamıyordu. Barbaros Yatçılık olarak tekne tatilinin Türkiye’de tanınmasında büyük katkılar verdik. Açıkçası bunu kendimize misyon edindik. Öncesinde, Türk insanının mavi yolculuk hakkında pek bir fikri yoktu. Bu ürün hakkında fikir sahibi olanlarda da ‘çok pahalı’dır algısı olduğundan, tekne tatili pek düşünülmüyordu. Ağırlıklı olarak Avrupalı ve Amerikalı misafirlerimize hizmet veriyorduk. Her bütçeye hitap edebilen ‘kabin charter’ turlarımız sayesinde kendi insanımızı yat turlarıyla buluşturmayı başarabildik. İç turizmde hizmet veren, herkesçe bilinen markalar olan Türk acentelerimizin de tanıtımda bize ciddi destek verdiğini eklemek isterim. İç turizmde, kendi insanımızın ürünlerimize olan talebi her sezon katlanarak arttı. Turizm sektöründe art arda ve çok ciddi krizler yaşanmış olmasına rağmen dimdik ayakta kalabilmemizin en önemli sırlarından biri de işte bu. İç turizm her zaman en önemli pazar. Ne zaman dışarıdan gelişler kısıtlansa iç turizmle faaliyetlerimizi sürdürebildik. Salgında da bunu bir kez daha gördük.
DOĞAL KARANTİNADAYIZ
Dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 ortamında nasıl bir sezon geçirdiniz?
Malumunuz, bu korkunç salgın sürecinde ülkelerin sınırları kapatıldı, dünya hava trafiği durma noktasına geldi. Doğal olarak bu ortamda turizmin varlığından bile bahsetmek çok zor. Ana pazarımızı teşkil eden AB ülkelerinden iptaller yağmaya başladı. Birden bire sektördeki tüm nakit akışı kesildi. Üstüne üstlük, 2019’dan itibaren ön ödemelerini almış olduğumuz rezervasyonların ücret iadelerini de yapmak zorunda kaldık. Takdir edersiniz ki, finansal olarak çok zor bir süreçten geçtik. Her zaman olduğu gibi iç pazar can simidi oldu. En azından teknelerimizi doldurduk. Şirketimizi ve ekibimizi koruyabildik. Bu ortamda kardan bahsetmek mümkün değil. Ancak masraflarımızı çıkarabildik.* Salgınla birlikte yat turizminde ne gibi değişiklikler yaşandı? Her kriz belli bir oranda fırsatlar da barındırıyor aslında. Bizim ürünlerimiz de güvenlik kaygısıyla çok ön plana çıktı ve daha da popüler hale geldi. İç turizmde ilave mavi yolculuk talebi oluştu. Daha önce çeşitli kaygılardan dolayı bu turları denememiş birçok insan tekne kiraladı ve memnun kaldı. Kısacası iç turizmde mavi yolculuk pazarı büyüdü. Kovid-19’la birlikte yat turizmini öne çıkaran etkenlere de değinmek isterim... Her şeyden önce turlarımızı kişiye veya gruba özel düzenliyoruz. Ailenize özel olarak bir yat kiralayabilirsiniz. Kişiye özel servis alıyorsunuz. Dışarıdan temas riski yok. Açık havada, temiz denizde, doğayla iç içe zaman geçiriyorsunuz. Kalabalık yok. Karadan ve insandan tam izolasyona sahipsiniz. Kovid-19 döneminde bağışıklığınızı kuvvetlendirebilmek adına elzem olan D vitamininin asıl kaynağı olan güneş ışığını almak için turlarımız ideal bir ortam oluşturuyor. Yöresel gıdalar, taze meyve-sebzeler eşliğinde organik beslenme imkanı var. Yemek menüsüne kadar her türlü detayı misafirlerimizin tercihine göre belirliyoruz. Aslında pek kimsenin aklına gelmeyen ama güvenlik açısından en avantajlı konulardan biri de tekne mürettebatımızın doğal olarak karantina altında bulunması. Çünkü personelimiz teknede yaşıyor. Karayla temasları bulunmuyor.
TEK BİR VAKA DAHİ YAŞAMADIK
Türkiye Yatçılar Birliği (TYBA) Başkan Yardımcılığı görevini sürdürüyorsunuz. Birlik olarak bu süreçte hijyen konusunda ne gibi çalışmalarınız oldu?
Yatlarda dezenfektasyon uygulaması pratikte çok kolay. Zira, otellerde olduğu gibi günlük müşteri sirkülasyonu yok. Yeni grup girmeden tekne komple boşalıyor. Yani yeni giriş yapacak olan misafirlerimiz teknelerine yerleşmeden önce komple dezenfektasyon yapma imkanımız var. TYBA olarak teknelerdeki dezenfektasyon süreçlerini standart altına aldık. Bir video çekimiyle uygulamanın tanıtımını da yaptık. Sağlık Bakanlığı’nın biosidal ürün listesini titizlikle inceleyip, dezenfektan ama aynı zamanda antiseptik olan bir üründe karar kıldık. Ameliyathane ortamlarında ve yenidoğan ünitesinde bile sterilizasyon için kullanılabilen su bazlı, virüsü öldürdükten sonra su zerreciğine dönüşen, doğaya ve canlıya zararı olmayan, tekne kumanyası üzerine bile sıkılabilen, yerli ve milli bir ürün. Ekiplerimize eğitim verip teknelerimizde sisleme ve sprey yöntemiyle uyguladık. Çok şükür, Kovid-19’la ilgili hiçbir vaka yaşamadık.
LÜKSE TALEPLER PATLADI
Salgın sürecinde Bodrum genelinde sezon nasıl geçti, gözlemleriniz nedir?
Gerçekten çok ilginç bir süreçten geçiyoruz. Birçok otel, restoran ve mekan maalesef açılamadı. Ancak buna tezat bir şekilde Bodrum’da bazı üst segment lüks otel ve mekanlar belki normal bir sezonda yapamayacağı kadar iş yaptı. Özellikle yarımadanın kuzeyi, Yalıkavak-Torba arasındaki tesisler normalden uzun bir sezon geçiriyor. Klasik bir sezonda ağustos sonunda yavaşlamaya başlayan turizm bu tesisler için neredeyse ekim sonuna kadar uzadı. Bu yıl Bodrum-Milas Havaalanı’nda jet trafiği rekoru kırıldı. Pandemiden dolayı Avrupa’ya giriş yapamayan üst gelir grubundaki turistler, özet jetleri veya yatlarıyla Bodrum’a geldi. Tatillerini Bodrum’da geçirdiler ve memnun kaldılar. Bu tarz müşteriler Bodrum’u tercih etmeye devam edecek. Bu durumun Bodrum için iyi bir kazanç oluşturduğunu düşünüyorum. Bu sezon firmamıza gelen lüks motor yat taleplerinde de ciddi artış oldu. Bu çerçevede Barbaros Yatçılık olarak motor yat filomuzu genişletme kararı aldık. Bunun yanı sıra üzüldüğüm bir konuya da değinmek isterim. Bodrum turizmine ciddi katkı sağlayan eğlence mekanları ne yazık ki kapalı kaldı. İşletmeci arkadaşlarımız sıkıntı içinde.
BİZİMLE REKABET EDECEK ÜLKE YOK
Koronavirüs sonrası turizmde yeni trendler sizce neler olur?
Kitle turizmi ciddi darbe aldı. Kongre turizmi belli bir süre daha yapılamayacak. Butik otellerin ve ev kiralamalarının daha revaçta olacağı görülüyor. Bodrum bu anlamda avantajlı olacak. Otobüs turları yerine araba kiralayarak yapılacak bireysel turlar ön plana çıkacak. Büyük gruplar yerine daha küçük gruplarla yapılan kültür turları artacak. Turizm firmaları kişi sayısı üretmek yerine kaliteye odaklanacak. Bununla beraber büyük seyahat acentesi sayısı düşebilir. Ufak ve yerel acente sayısı artabilir. Kurvaziyer turizmi bir süre daha problem yaşayacak gibi görünüyor. Yat turizmi ise pandemiden en güçlü çıkması beklenen sektörlerin başında geliyor. Gulet ve yatçılık ülkemizin uluslararası pazarlarda en rekabetçi ürünlerinin başında geliyor. Fiyat, performans, hizmet kalitesi açısından bizimle rekabet edebilecek herhangi bir ülke yok. Mavi yolculuk Bodrum-Gökova körfezinde orijine edilmiş bir ürün. Bir yatın imalatından hizmet sürecine kadar tüm aşamalarında yüzde 100 yerli istihdam kullanılıyor. Sonuç olarak ülkeye döviz kazandırıyoruz. Pandemi sürecinde ve sonrasında Bodrum özelinde ve dünya genelinde kişiye özel tasarlanmış lüks ürünlere talebin artarak devam edeceğini düşünüyorum. Yat turizmi kişiye özel alanlar yaratan, kişiye özel servis sunabilen en ideal ürün konumunda. Özellikle lüks yatlar revaçta olacak. Barbaros Yatçılık olarak yakın dönemde lüks yat ve motor yat filomuza ilaveler yapacağız. Turizm ve seyahat sektörü maalesef pandemiden en çabuk ve en kötü etkilenen sektörlerin başında geldi. Bununla beraber pandemi sonrası en hızlı toparlanacak sektör de bu sektör olacak.