Güncelleme Tarihi:
Solo performansları ile darbuka konusunda profesyonelleşen İsmet Çakmak, giydiği kendi tasarımı olan kıyafetleri ile de müzikseverlere renkli görüntüler sunuyor. Çakmak, “Henüz 10 yaşındayken heyecanla İbo Show’daki müzisyenleri izlemek için akşam olmasını beklerdim. Müziğe başlayınca orada çalanlarla tanıştım. Canlı müzik yapmaya başladım. Sonra düğünlerde çalmaya başladım. 12-13 yaşında bu işten para kazanıyordum. İlk başta kendi kendime çalışarak çalmayı öğrendim” dedi.
İlk darbukayı nasıl aldığını anlatan Çakmak, “Berber çırağı iken para biriktirip ilk darbukamı Basmane’den aldım. İlk dersleri mahalledeki bir komşumuzdan aldım. Daha sonra TRT Gençlik Korosu’nu kazandım. Yıllarca canlı müzik yaptım. Bu arada eğitim hayatıma devam ettim. Lisede aşçılık okudum. Yemek yemeyi çok seviyorum. Okul hayatım boyunca tüm gösterilerde ben darbuka çalıyordum. Okulda çalarken Emel Sayın ve Selami Şahin gibi büyük ustaların arkasında çaldım. Onlarla çaldığımı televizyonda gördükleri için okul hayatım çok renkli geçti diyebilirim. Okul bitince kısa süre Kıbrıs’ta mutfak bölümünde çalıştım. Ege Üniversitesi Konservatuvarı’nda Türk Müziği eğitimi aldım. Bir gün İzmir’de bir eğlence mekanının elektrikleri kesilince benim telefonum çaldı. Kesinti nedeniyle biz o gece darbuka şov yaptık. O günden bugüne darbuka şova devam ediyorum.”
KENDİ TASARIMLARI
Sahne kıyafetleri ile ilgili bilgi veren Çakmak şöyle devam etti: “Mesleğime yatırım yapıyorum. Sürekli nasıl kendimi geliştirebilirim diye kafa yoruyorum. İzmir dışında başka illerden de mekanlarda ve özel gecelerde çalıyorum. Darbuka çalarken giydiğim kıyafetlere de ayrıca özen gösteriyorum. Gittiğimiz yerler hep elit ve özel yerler olduğu için o gecelere özel ceketler diktirdim. Renkli ceketlerle darbuka çalıyorum. Çok dikkat çekiyor. Cep telefonundan kumanda edilen ışıklı bir ceketim de var. Bu şovların üzerine sürekli eklemeye özen gösteriyorum. Bir ceketim ise 2500’den fazla aynadan oluşuyor. Ayrıca yine ses getirecek özel bir şov için çalışmalarımı sürdürüyorum. Değişik ülkelerde darbuka çalacağım. Dünyadaki sembol mekanların önünde darbukamla sanatımı icra edeceğim.”