Cumhuriyet’in 100’üncü yılına özel tur

BODRUM’un eğlence, yeme-içme sektörüne yön veren isimlerden biri olarak tanınan ve motosiklet tutkusuyla bilinen Atilla Serttaş, yıllardır hayalini kurduğu bir yolculuğa çıkmaya hazırlanıyor. ‘Kule’, ‘Mandalin’, ‘Envy Nightlife’, ‘Gekko’, ‘Pala’ ve ‘Yula’ gibi markaların kurucusu, Bodrum Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi, Bodrum Belediyesi Meclis Üyesi Serttaş, Cumhuriyet’in 100’üncü yılında özel bir tura çıkıyor. Türklerin doğduğu anavatanlara gitmek için tüm planlarını yapan Atilla Serttaş, “Farklı projelerle de hayatın içinde olan biriyim. Bu kez Türk tarihinin yaşandığı yerlere dokunmak, hissetmek istiyorum. Bilge Kağan’ın öğütlerini gidip yerinde okumak istiyorum. İpek Yolu’nu tamamen motosikletimle geçeceğim. Yalnız Türkmenistan ve Çin’le ilgili vize sıkıntısı var. Türkmenistan’dan vize gelirse İran’ın Gülistan Eyaleti’nden geçip Türkmenistan ve Özbekistan yapacağım. Türkmenistan’ın Merv şehrini görmek istiyorum” dedi.

ORHUN VADİSİ’Nİ GEZECEĞİM
Vize gelmezse ikinci bir rota hazırladığını belirten Serttaş, sözlerine şöyle devam etti: “Amasra’dan Karadeniz’e çıkacağım. Kıyı kıyı Gürcistan üzerinden Azerbaycan’a geçeceğim. Türkmenistan vizesi gelmezse Dağıstan’ın yukarısından Hazar Gölü’nün üstünden Rusya’ya geçip Özbekistan’a gireceğim. Semerkant’ı, Buhara’yı göreceğim. Tomris Hatun’un, Göktürklerin ilk devlet kurdukları yerler buralar biliyorsunuz. Daha sonra Kırgızistan ve Tacikistan var. Türklerin kutsal kabul ettiği Issık Gölü’nü göreceğim. O arada belki yukarı yoldan Bişkek ve Almatı tarafına geçeceğim. Sonra da nasipse tekrar yukarıya Rusya’ya doğru çıkıp Orhun Yazıtları’nı görmek için Moğolistan’a geçeceğim. Ulan Batur’a gidip Orhun Vadisi’ni gezeceğim. Atalarımızın, Bilge Kağan’ın doğduğu topraklar hep. Ötüken, Altay Dağları öz Türklerin doğduğu topraklar. Töremizi kurduğumuz, ‘ışık insanları’ denilen insanların olduğu topraklar. Oraya gidip İpek Yolu’nu da motorumla tamamlamış olacağım.”

ÖNEMLİ BİR YERİ VAR
Atilla Serttaş, herkesin merak ettiği, “Bu kadar yolu tek başına nasıl gideceksin?” sorusuna ise şöyle cevap verdi: “Millet bin yıl önce develerle, eşeklerle gitmiş. Şimdi teknoloji var, her şey var. Tabii ki çok gelişmemiş bir coğrafyada imkanlar daha kısıtlı olacak. İnsanın az olduğu çok geniş bir coğrafya. Dönüşte de İran ve Afganistan, belki de Pakistan da yapabilirim. Orada Pamir Dağları, Çin’e kadar uzanan Vahan Koridoru var. Oradan Mezarı Şerif hattından geçip İran’ı da komple gezmek istiyorum. Çünkü İran kültürü de biliyorsunuz sanatta, kültürde, şiirde önemli bir yere sahip. Aşağıdan da tekrar nasipse Türkiye’ye döneceğim. Tabii hedefim bu ama motor ne kadar gider, ben ne kadar gidebilirim onu bilemiyorsun. Yola çıktığında hedef oluyor, gidebildiğimiz kadar gideceğiz. Doğu’ya doğru yolculuk.”

 
70 GÜNLÜK BİR YOLCULUK
YAKLAŞIK 70 günlük bir yolculuk olacağını belirten Atilla Serttaş, “Arada 3-4 tane kamp atacağım. Tabii bu arada insan bazen yoruluyor. 1-2 gün dinlenmen gerekiyor, ya da üşütüyorsun, hastalanıyorsun. Bir şey oluyor. Ama her gün bir mesafe var. Her gün motorla 550 kilometreye yakın yol yapacağım. İki tane bin 900 kilometrelik rota var. Çöl ve dağlık bölgeden geçeceğim. Onlarda da 4-8 kamp atacağım. Tahmin ediyorum oraları 3 günde geçeceğim. Ama tabii ki yolun durumuna bağlı. Oralarda yollar çok bozuk oluyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılında bunu yapmak benim için özel bir şey. Çünkü bu Türk Birliği’ni kuran Mustafa Kemal Atatürk’tür biliyorsunuz. Dil Tarih Fakültesi ile birlikte bu birliği kurmak için bağları kopartmıyor ve sürekli çalışmalar yaptırıyor. Bu topraklarda hep bizim kardeşlerimiz, akrabalarımız var” diye konuştu.

 
15 BİN KİLOMETRE
BU yolculuğa tek başına gittiğini söyleyen Atilla Serttaş, “Zor bir yol. Şartlar, fiziki ve psikolojik açıdan çok zor. Yanında biriyle gittiğinde onun sorumluluğuna almak daha da zor. Ama enteresan tarafı enduro motorla gitmiyorum, en komik o olacak. Çok ağır bir motor olan Goldwing ile gidiyorum. 400 küsur kilo kendi ağırlığı var. Benim ve yanımdaki malzemelerin ağırlığıyla birlikte 800 kiloyu geçeriz. Bakım yaptırdım, yeni lastikler ve yağlar aldım. Moğolistan’a gidip oradan belki aşağıya doğru da gidebildiğim kadar gidersem yaklaşık 14-15 bin kilometre yolculuk yapacağım. Motosikletle ilk uzun yolum olmayacak. Daha önce Rusya’yı boydan boya 2-3 gez geçtim, Kuzey Buz Denizi’ne, Finlandiya’ya, Kafkaslara, Çek Cumhuriyeti’ne, Kabartay Cumhuriyeti’ne, Avrupa’ya gittim. Yunanistan ve İtalya’da gitmediğim yer kalmadı. Anadolu’nun tamamını gezdim” ifadelerini kullandı.

 
NE DERT NE DE TASA KALIYOR
MOTOSİKLET gezmenin iki güzel tarafı olduğunu vurgulayan Atilla Serttaş, şunları söyledi: “İlk olarak uçakla gittiğin bir yeri istediğin gibi gezemeyebilirsin ama motosikletle canının istediği her yere gidersin. İkincisi de her dağın kendine göre dumanı oluyor. Yani hepimizin kendine göre dertleri var. Uçakla bir yere gittiğin zaman o dertler seninle geliyor. Acil bir durumda uçağa atlayıp geri dönüyorsun. Ama motosikletle gidersen durum farklı. Yol uzadıkça dertlerin daha çok geride kalıyor. 4-5 bin kilometreyi geçtiğinde ne dert, ne de tasa kalıyor. Çünkü yapabileceğin hiçbir şey yok. Deseler ki, ‘Abi dükkan yanıyor’, yansın... ‘Abi şu rahmetli oldu’, Allah rahmet eylesin. Yapacak hiçbir şey yok. Dertleri kafandan öyle bir temizleniyorsun ki salt özgürlük ve bağımsızlığı, gerçekten özgür olma duygusunu sonuna kadar yaşıyorsun. ‘Bir tek tekerine bir şey olmasın, motoruma bir şey olmasın, ayağıma, koluma bir şey olmasın’ diyorsun. O inanılmaz bir özgürlük ruhu veriyor insana.”