Güncelleme Tarihi:
EGE Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Eyüp Sevimli, arabuluculuk kurumunun etkin bir biçimde kullanılması çağrısında bulundu.
EBSO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Eyüp Sevimli, 'Ticari Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk ve Arabuluculukta Avukatın Rolü' toplantısının açılışında konuştu. Sabancı Kültür Merkezi'nde gerçekleşen ve gün boyu süren etkinlikte 'Ticari Uyuşmazlıkların Çözümünde Arabuluculuk' başlıklı oturumun da moderatörlüğünü gerçekleştiren Sevimli, 2012'den itibaren Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve Arabuluculuk Daire Başkanı Hakan Öztatar'ın özel gayretleri ile gündemdeki yerini alan arabuluculuk müessesinin önemine değindi. İş dünyasının çözüm odaklı ve proaktif davranması gerektiğine değinen ve 'Geç gelen adalet, adalet değildir' sözüne atıfta bunan Sevimli, "Öncelikle, mahkemelerdeki iş hukuku ile ilgili davalar, yüzde 90'nın çok üstünde işveren aleyhine sonuçlanıyor. Diğer yandan, bir önceki yıla göre Yargıtay'a gelen dosyaların sadece yüzde 40'ı çözüme kavuşturuluyor. Yüzde 60'ı yeni gelenlerle birlikte bir sonraki yıla devrediliyor. Bir hakime düşen dava sayısı yılda ortalama 900 adet. Avrupa'da bu sayı 200'lerde kalıyor. Mahkemelerin durumu bu kadar açık ve net iken, iş dünyasında da rekabet zorlaşmış ve zaman en kıymetli değere dönüşmüşken çözümün Arabuluculukta olduğunu artık görmemiz gerekmektedir" dedi.
İş Mahkemeleri Kanun Tasarı Taslağı'nda işçi-işveren uyuşmazlıklarında 'dava şartı olarak arabuluculuğun' kısa zamanda yasalaşmasını iş dünyası olarak heyecanla beklediklerini vurgulayan Sevimli, yasanın arabuluculuk kurumuna işlerlik kazandırırken, işverenlerin beklentilerine de önemli derecede cevap vereceğini belirtti. Uzlaşı kültürünün toplumun tüm katmanlarına yayılması temennisinde bulunan Sevimli şunları söyledi:
"Kültürel yapımıza dönüp baktığımızda aslında, bu yapının bizim için ne kadar uygun olduğunu çok kolay görebiliriz. Köylüler arasındaki sorunu çözsün diye muhtara gitmez miydik? Aileler arasındaki problemde, aile büyüklerinden destek almaz mıydık? Komşularla olan bir çatışmada, mahallenin sevilen bir büyüğü devreye girmez miydi? İşte bu da arabuluculuğun ta kendisi değil midir? Öz kültürümüzle eşleşen uzlaşma, konuyu tatlıya bağlama, sonuçta herkesin mutlu olması mümkün iken, neden işi zora sokmaya çalışalım ki?"
İZMİR, (DHA)
FOTOĞRAF