Cinsiyet ayrımcılığı heykel sergisinde

Serginin açılış konuşmasını yapan Güney Afrika İzmir Fahri Konsolosu Tamer Taşkın, Güney Afrika Cumhuriyeti'nde 1900'lü yıllarda kadınlara yapılan cinsiyet ayrımcılığı ve kadınların gerçekleştirdiği hak mücadelesini anlatan fotoğrafların görülmesi gerektiğini dile getirdi. Toplumda kadınların önemine değinen Taşkın, "Bizde Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kadınlara getirmiş olduğu seçme ve seçimle hakkı ile bugünlere kadar gelebildik. Sergide göreceğiniz fotoğraflar kadınların zaferlerini, gözyaşlarını ve daha çok sıkıntılarla başa çıkabilmenin haklı mücadelesini anlatıyor" dedi.
Taşkın ailesi olarak Güney Afrika Cumhuriyeti maceralarının 1989'lu yıllarda başladığını hatırlatan Taşkın, "150'nin üzerinde Güney Afrika ziyareti gerçekleştirdim. 35 ülke gezdik. Gezdikçe bu koleksiyonları topladık. Devamı yolda geliyor. Gittiğimiz bölgede bir dağ köyü var ve kimse oraya gitmiyor. Orada ayağında ayakkabı olmayan insanlar bu heykelleri yapıyor. Benden başka kimse o köye çıkmadığı için bende heykelleri onlardan alıyor ve bir koleksiyon haline getiriyorum. Daha nice sergiler açmayı planlıyoruz. Ben tabiatı, sanatı, hayvanı Afrika'da öğrendim. Biz burada kedi köpekle büyüdük. Ama orada aslan, kaplan, zürafa var. Orası bambaşka bir yer" diye konuştu.

"KADINA ÇARPAN TAŞA ÇARPAR"
Yapılan serginin Güney Afrika Cumhuriyeti adına mutluluk verici olduğunu vurgulayan Güney Afrika Cumhuriyeti Maslahatgüzarı Poleng Chaba, aynı zamanda Güney Afrika Bayrağı'nın Türkiye'de dalgalanması noktasında Tamer Taşkın ve ailesine teşekkür ederek, kadın ırkçılığına karşı yapılan mücadelenin yıl dönümünde olduklarını belirtti. Yıllar önce 4 kadının haklarına yapılan ırkçı saldırılara karşı çıkmak amacıyla parlamentoya yürüdüklerini dile getiren Chaba, "Bu yürüyüşü gerçekleştiren bayanlardan birisi bu sergiyi Ankara'da açtığımızda oradaydı. Bu yürüyüşe 200 binden fazla kadın katılmıştır. Bu şikayet dilekçelerini bir önceki Başbakan'a vermek istemişlerdi. Başbakan bir kişi görevlendirip bu şikayetleri almıştı. Bir kadının özgürlüğüne müdahale ettiklerinde neler yapabileceklerini fark edersiniz. O zamanlar hükümet bayanların özgürlüklerine saygı duymadığı için biraz ileri gitmişti. Yalnız hükümet şunu unuttu. Bir kadına çarparsanız bir taşa çarpmış olursunuz. Bizde böyle bir laf söyleniyor. Bayanların parlamentoya yürümesinin asıl amacı seyahat evrakları vardı ve ona karşı bir ayaklanma oldu. Şu an günümüzde Güney Afrika'da kadınlar erkekler kadar çok iyi yerlere gelmiştir. Bütün dünyada hakları için mücadele eden kadınlara çok teşekkür ediyorum. Bu bahsettiğim dört bayana hediye olması için Güney Afrika'da sokaklara bu kadınların ismi verilmiştir. Bu bayanların ülkemize katkıları hiçbir zaman unutulmayacaktır" dedi.