Güncelleme Tarihi:
Utku BOLULU/İZMİR, (DHA)- ESKİ Başbakan Yardımcısı ve eski Dışişleri Bakanı Murat Karayalçın, CHP'de örgüt değişikliklerini, genel başkan talimatı, metal yorgunluğu gibi nedenlerle değil partililerin özgür iradesi ile yaptıklarını söyledi.
CHP'li Murat Karayalçın; İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke, Ankara Milletvekili Ayşe Gülsün Bilgehan, Parti Meclisi üyesi Mustafa Moroğlu, Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur ve Narlıdere İlçe Başkanı Şahin Fırat ile birlikte CHP İl Başkanı Asuman Ali Güven'i makamında ziyaret etti. Ziyarette basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Karayalçın, İzmir'e Erdal İnönü'yü anma törenine katılmak üzere geldiğini söyledi. Kongre ve kurultay sürecinde örgütlerin yeniden yapılanmasıyla ilgili görüşlerini açıklayan Karayalçın, "Biz örgütlerimizi genel başkanımızın ya da genel merkezin talimatıyla ya da metal yorgunluğu gibi teşhislerle değil, partililerimizin özgür iradeleriyle değiştiriyoruz ya da devam ettiriyoruz. Aslında yaşananlar bu aradaki farkı da açıklıkla ortaya koymakta" diye konuştu.
İktidar partisinin 'metal yorgunluğu' nitelendirilmesiyle kendisi üzerinde bir teşhiste bulunduğuna dikkat çeken Karayalçın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İktidar partisi kendisiyle ilgili bir teşhiste bulunmuş. Sayın Recep Tayyip Erdoğan, AKP Genel Başkanlığı'na atandığı günden başlayarak metal yorgunluğu içinde olduğunu söylüyor. Daha ileri daha ağır ifadeleri seslendiriyor. Seçimle gelmiş il başkanlarını görevden alıyorlar. Biz öyle yapmıyoruz. Yapmamamız da lazım. Biz demokratik bir partiyiz. Bizim sürecimizin ne olduğu açık. Parti tüzüğü bunu açıkça ortaya koymakta. İçinde bulunduğumuz kongreler sürecinde tüzüğümüzün gereğini yerine getirmeye çalışıyoruz. Olabildiğince demokratik bir biçimde yarışmacı bir biçimde yeni yönetimleri seçiyoruz."
'BİR OLUMSUZLUK VARSA İÇİŞLERİ BUNU ORTAYA KOYSUN'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yerel yönetimlerle ilgili CHP'ye de telkinde bulunmaya başladığını belirten Karayalçın şöyle dedi:
"Ben yaptım, belediye başkanlarını görevden aldım; bunlar da yapsınlar, diyor. İş bir parti devlet noktasına gidiyor. Belediye başkanının suçlanmasını gerektiren, İçişleri Bakanı'nın yerel yönetim organlarına müdahalesini gerektiren bir durum varsa bunun parti yönetimiyle bir ilgisi yoktur. Parti yönetimi belediye başkanını ancak parti tüzüğünün ihlal edilmesi sonrasında görevden alamaz, parti ile ilgili işlemini yapabilir. Belediye başkanlık göreviyle ilgili eğer birtakım olumsuzluklar yaşanmışsa bu yasada da tanımlanıyor zaten o İçişleri Bakanlığı'nın ya da Sayıştay müfettişlerinin ortaya çıkaracağı bir durum. Ona da İçişleri Bakanı'nın müdahale etmesi gerekiyor. Biz belediye başkanlarımıza güveniyoruz. Bir olumsuzluk varsa İçişleri Bakanlığı bunu ortaya koysun ve gereğini yapsınlar. Yoksa biz belediye başkanlarımızı ve il başkanlarımızı onların yaptığı gibi görevden almayız. Almayacağız."
'HAKARET GÖRÜLÜYORSA BUNDAN MEMNUNİYET DUYARIM'
CHP Sözcüsü Bülent Tezcan'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği iddiasıyla açılan soruşturmayı değerlendiren Karayalçın, şunları kaydetti:
"Yaşanan ve görünenin nasıl adlandırıldığı tartışma konusu yapılamaz. Bir durum var ve o durumla ilgili bir nitelemede bulunuyorsunuz. Eğer bu nitelemeden rahatsızlık duyuluyorsa, hakaret görülüyorsa ben bundan memnuniyet duyarım. Bütün bu yapılanların faşizm olarak adlandırılması, hakaret olarak nitelendiriliyorsa ne güzel."
Hakaret olarak nitelendirmeyi özeleştiri ifadesi olarak gördüğünü söyleyen Karayalçın, "Belki bu bir özeleştirinin de ifadesidir. 'Hayır biz faşist değiliz' denilmek istenmektedir. Ama Türkiye'de yaşananlarla ilgili saptamalar yurt içi ve dışında çok açık bir şekilde ülkenin demokrasiden hızla uzaklaştığını, yargının hızla bağımlı hale geldiğini gösteriyor. Bunu nasıl adlandıracaksınız? Buna faşizm de diyebilirsiniz, otoriter bir yönetim de diyebilirsiniz. Diktatörlük de diyebilirsiniz. Çeşitli adlar var. Eski Genel Başkan Yardımcımız Bülent Tezcan bu adlardan birini seçti ve kullandı. 'Bu adı kullanma bu çok ağır, çok ileri gittin' diyorlarsa, bundan memnuniyet duyarım. Demek ki işi o şekilde görmek istemiyorlar" dedi.
FOTOĞRAFLI