Güncelleme Tarihi:
İZMİR'in Çeşme ilçesinde, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Çeşme Şubesi, Muharrem ayının başlaması nedeniyle, geleneği bozmayarak ortak sofra kurdu.
Derneğin bahçesinde kurulan ve 12 günlük Muharrem orucu boyunca kurulmaya devam edilecek olan ortak sofraya, Dernek Başkanı Sedat Mutlu, Çeşme Kent Konseyi Başkanı Ömer Önal, CHP İlçe Örgütü Sekreteri Özay Dinç, Çorumlular Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Selahattin Uysal ve çok sayıda dernek üyesi ve vatandaş katıldı.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Çeşme Şubesi Başkanı Sedat Mutlu, oruç nedeniyle yaptığı açıklamada, Muharrem aynın Aleviler için çok önemli bir ay olduğunu vurgulayarak, "Aleviler, aslında günleri ayırmazlar. Ama Kerbela'dan bugüne kadar, Hazreti Hüseyin'in şehadetinden itibaren, daha önce bütün inananlara inmiş olan orucu, biz iki gün daha ilave ederek, Hazreti Hüseyin ve Hazreti Hasan'ı da anarak Muharrem orucumuzu tutuyoruz. Ayrıca Muharrem orucu başlamadan 3 gün önce de, 1 gün Fatma anamız için, 2 gün de 'Masum-u paklar' dediğimiz, Kerbela'da katledilen çocuklar için oruç tutuyoruz. Bu orucu sadece Aleviler biliyor. Asıl önemli oruçlardan birisi budur. Dünyada, bir anneye ve çocuklara adanmış böyle bir oruç yok. Muharrem orucu 10 günlük bir oruç iken, biz 12 gün, ayrıca 3 gün de öncesinden tutarak, toplam 15 gün oruç tutuyoruz" dedi.
"ORUÇ BOYUNCA SU İÇMEYİZ, ET YEMEYİZ"
Muharrem Ayı'nın Aleviler için önemini Mutlu şöyle açıkladı:
"Muharrem ayında Hüseyin'in katledilmesi, iktidar uğruna bir neslin, bir ailenin büyük zulüm görmesi, Aleviler açısından bu ayın önemini arttırıyor. Biz Aleviler, her zaman zalimin karşısında, mazlumun yanında olarak, pirlerimizden, dedelerimizden niyaz aldığımız için 12 gün boyunca su içmeden, hiçbir canlıya kıymadan, canlının oluşumunu başlattığı için yumurta bile yemeden orucumuzu tutarız. Et yemeyiz. Çünkü o eti yemek için bir canlıya kıymak gerekir. Su içmeyiz. Çünkü Şah Hüseyin, Kerbela'da, 40 gün susuz bırakılarak, etrafındaki sahabeleri ile birlikte katledildi. Biz, 1400 yıldır, Yezid'in yaptığı zulme karşı bu Muharrem orucunu tutuyoruz."
"AŞURE, BİRLİK, BERABERLİĞİN SİMGESİ"
Orucun bitiminden sonra aşure yapıldığını vurgulayan Mutlu, "Aşure; birliğin, bir olmanın, evrenin üzerinde ne kadar canlı varsa hepsinin, nasıl bir uyum içerisinde yaşadığını simgeleyen bir lezzettir. Bu uyum, başka hiçbir yiyecekte yoktur. Bir fasulye ile şekerin bir arada olması lezzet bakımından terstir. Ama aşuredeki bütün malzemeleri bir araya koyup kaynattığınızda ortaya muazzam bir lezzet çıkıyor. Bu da birlik olmanın ne kadar güzel olduğunu, herkesle iyi geçinmenin, insanı insan olarak görmenin, hayvanlara ve tüm canlılara sevgi ile yaklaşmanın, doğaya saygı göstermenin bir simgesi oluyor. Aşurenin anlamı sadece ağızları tatlandırmak değildir. Aşure birliktir. Aşure barıştır. Aşure sevgidir. Aşure dostluktur. Aşure bir olmaktır. Biz, bir olalım, can olalım diyoruz. Zalimlerin karşısında bir olarak durmanın önemine dikkat çekiyoruz" dedi.
Güneş ATAGÖZ / ÇEŞME (İzmir), (DHA)
FOTOĞRAFLI