Güncelleme Tarihi:
RÖPORTAJ: ERKAN İYİGÜNGÖR
İZMİR doğumlu Görkem Şengüler, lisede grafik tasarım okudu. Üniversiteyi bitirdikten sonra İtalya’da grafik tasarım yüksek lisansı yaptı. 26 yılı aşkın ajans hayatından sonra freelance çalışmanın tadını aldı. Ve onun için özgürlük aslında o zaman başladı. Daha sonra duvar boyamaya başladı. Önce sosyal sorumluluk, daha sonra mekanlar derken, bunu bir iş olarak yapmaya başladı. Çeşme’de özellikle Alaçatı’da onlarca mekanın duvarına yeniden hayat verdi.
KRAKER VE GAZOZ İLHAM VERDİ
Küçükken de her yere resimler yaptığını söyleyen Şengüler, o günleri şöyle anlatıyor: “Okulda sergiler açar, yarışmalara katılırdım. Parlak bir öğrenci değildim ama sanata yeteneğim hep vardı. Çeşme’de akşamüstleri balık kraker ve gazoz içerdik. Çocukluğumun vazgeçilmez ikilisiydi. Bir gün masamda çalışırken o kraker ve gazoz belki de hayatımda unutmayacağım bir ilham verdi. Beni çocukluğumdaki heyecana geri döndürdü ve üç boyutlu çizimler yapmaya, duvar boyamaya karar verdim.”
SANCILI AMA GÜZEL BİR SÜREÇ
Duvar boyarken birkaç gün öncesinden uykularının kaçmaya başladığını belirten Görkem Şengüler, “Kafamda sürekli nasıl çizeceğimi, nereden başlayacağımı hesaplıyorum. Bilgilerim doğrultusunda eskiz çıkarıp sunuyorum ve beğeni doğrultusunda boyamaya başlıyorum. Hiçbir zaman eskizle bire bir olmuyor tabii… Zira, resmi hayata geçirirken coşuyorsun sanki! Ölçü vesaire bakmaksızın, ana tema belirleyip, o anda içimden nasıl geliyorsa öyle boyuyorum. Çok büyük bir özgürlük anı benim için… Duvar bana ait, ne istersem özgürce şekillendirebilirim. İş bittiğinde ise sana ait oluyor. Müşterinin istediği bir desen varsa o zaman işim biraz daha kolay oluyor. Sabah erkenden gidip çalışmaya başlarım” diyor.
“Birçok insana duvara resim çizmek kolay gibi geliyor. Aslında inanılmaz zor” diyen Şengüler, ekliyor: “Boya seçimi de önemli. Her boya her duvara uymuyor. Koca duvarı 2 numara fırça ile ilmek ilmek boyuyorum. Hata kabul etmeyen, hemen bitmeyen, eve gidince kas gevşetici içerek ertesi güne devam edeceğinizi bilmek bile yorgunluğunuzu katlar. Ama iş bitip güzel geri dönüşler alınca yaşanan mutluluk inanılmaz.”
İYİLİK İÇİN DE BOYUYOR
SOSYAL sorumluluk projeleri için de duvar boyayan Görkem Şengüler, birçok güzel anıyı belleğine kazıdığını aktarıyor ve ekliyor: “LÖSEV, Koruncuk, TEGV, Hayalime Ortak Ol, KİT-VAK, Rotary ve bir sürü dernekle köy okulları, hastane odaları boyadım. Hayatımın en unutulmaz dönemleridir. Bazı anlarında mutluluktan ağladığım, bazen üzüntüden kendime gelemediğim bir tecrübedir. Hiç unutmam, bir gün bir köy okulu boyuyorum. Ortamda tek kadın benim. Baktım yanımdaki hiçkimse hayatlarında ellerine fırça almamış. Zeminin boyanması lazım. Giyindim, aldım badana fırçasını elime, duvarları beyaza boyadım, deseni çizdim ve sonra oradaki gönüllü arkadaşlara boya yapmayı öğrettim. Çok yorulmuştum ama sonra emeğime değdi diye mutlu olmuştum.”
RÜZGARIN KIZI
GÖRKEM Şengüler şimdilerde yelken öğrendiğini söylüyor. Denizi ve rüzgarı çok sevdiğini ifade eden Şengüler, “Bir arkadaşımdan beni anlatmasını istediğimde, ‘Sen belki de hayatta en zor olan şeylerden biri olarak hayal gücünü kâğıda kaleme dökebiliyorsun. Bence çok derin zengin bir okyanus var içinde. Rüzgârı seviyorsun. Seni ondan daha fazla alıp götürecek kendine daha çok katacağını bildiğin bir duyguyu arıyorsun’ demişti. Umarım o rüzgâr hiç dinmez” diye konuşuyor.
BÜYÜK HEDEFLER VAR
ŞENGÜLER, hedeflerini ve hayallerini de şöyle anlatıyor: “Ben aynı zamanda illüstratörüm. Çocuk kitapları çiziyor, çocuk oyunları yapıyorum. Alaçatı’da ve Alsancak’ta atölyemiz var. Çocuklara ve yetişkinlere ders veriyoruz. Hedefim bu yıl güzel bir sergi açmak ve bir eserimle Bologna Çocuk Kitapları Fuarı’nda olmak istiyorum. Elimden geldiğince az önce saydığım sosyal projelerde olacağım. En çok istediğim, Doğu’da okul boyamaktı. Şırnak’ta bu hayalimi gerçekleştirdim.”