Bir restorandan ‘Yüzde Yüz’ fazlası

Erkan İYİGÜNGÖR

Farklı konseptleri ve modern mimariye sahip mekanlarıyla Mandolin, Adabeyi Restaurant, Adabeyi Sahilevleri, Breeze Brasserie gibi markaların yaratıcısı; Ran Group çatısı altındaki Yüzde Yüz Food•Drink•Grill, ilgi çekici menüsü ve kalitesiyle fark yaratıyor. Her bir detayın üzerinde titizlikle durulan ve her bir sunumun bir sanat eseri gibi işlendiği Yüzde Yüz Food•Drink•Grill, yaşamın sıradanlığını kırmak ve her anını özel kılmak için ideal bir mekan olarak dikkat çekiyor. Biz de lezzetlileriyle damakları coşturan, dekorasyonuyla gözlerimizin pasını alan bu markanın öyküsünü Ran Group bünyesindeki aile şirketlerinden RPT GIDA ve TURİZM A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ayda Benefrahim’den dinledik. İzmir’de doğan, Bostan Üniversitesi İşletme ve Finans Bölümü mezunu Ayda Benefrahim markanın kuruluşunu şöyle anlatıyor: “1970’lerde sevgili babam Kamran Habif’in konfeksiyon ile temellerini attığı Ran GROUP; daha sonraları benim ve abimin de işlere dahil olmamızla farklı sektörlerde de faaliyet göstermeye başladı. Perakende mağazacılık kökenli bir grubuz aslında. Bünyemizde; Boyner Group ile iştirakimiz olan Altınyıldız Classics ve Beymen Business, ayrıca Brooks Brothers ve Lee, Wrangler markaları var. Yüzde Yüz’ün hikayesi ise, yaklaşık yirmi sene önceye dayanıyor… Konak Pier AVM İzmir’de ilk açıldığında, AVM’de yer alan Beymen, Ranello, Network, Divaresse mağazaları bizim bünyemizde olduğundan babam sevgili Kamran Habif, AVM’de epey vakit geçirmeye başlıyor ve bir gün acıktığında yiyecek bir şeyler bulamayınca, bugün hala Konak Pier’de hizmet veren Mandolin Cafe’yi açması ile gıda sektörüne giriş yapmış oluyoruz. Akabinde Dükkan Steakhouse ve 2009’da Yüzde Yüz Konak Pier geliyor. 2011 yılında Alsancak şubemiz açılıyor, daha sonra Hilltown Yüzde Yüz’ü gruba kazandırıyoruz.”

KENDİNİ TANIMLAYAN MARKA

Yüzde Yüz’ün hizmet anlayışı, menüleri hakkında bilgi veren Benefrahim, “Yüzde Yüz&More, aslında ismiyle kendini tanımlayan bir marka. İyi yemek, iyi hizmet sunan köklü ve yenilikçi bir restoran olmanın da ötesinde misafirine en önemli ilkemiz olan, her anlamda yüzde yüz ve koşulsuz memnuniyeti vadediyor. Bu vaadin arkasında tabii ki, restorancılık gibi uzun soluklu markaları görmeye çok alışık olmadığımız bu sektörde yirmi yıldır başarılı olmanın gücü var. Bir restoran olarak servis kalitesi, yüksek hijyen standartları, yüksek malzeme kalitesi ile lezzetli yemeği ve içeceği sunmak bizim için ne kadar önemliyse, servis peçetesinin tasarımından; kahve fincanı seçimine kadar tüm detaylar da aynı derecede mühim” diyor.

SOSYALLEŞME ALANI

Misafirlerin Yüzde Yüz’e sadece yemek yemek için gelmediğini ifade eden Benefrahim şöyle devam ediyor: “Kendimizi sadece bir restoran olarak görmüyoruz. Yüzde Yüz aynı zamanda bir sosyalleşme, paylaşma, bir deneyim alanı. Projelerimizi de bu farkındalıkla üretiyoruz aslında… Bu yüzden on yılı aşkın süredir, her ay farklı bir kitabı tartışmak üzere buluşan Yüzde Yüz Kitap Kulübümüz var. Dönemsel olarak farklı disiplinlerden sanatçıların sergilerine ev sahipliği yapıyoruz. Örneğin bu sene bahar döneminde Melis Ragusin ve Mahmut Aydın’ın eserleri Alsancak şubemizde misafirlerimizle buluşuyor. Hürriyet Ege iş birliği ile gerçekleştirdiğimiz ‘Yüzde Yüz İlham veren Sohbetler’ de sevgili Gözde Yener Birman’ın kaleminden; sanatıyla, bilimiyle, müziğiyle, hayata bakışıyla ilham veren çok kıymetli insanların hikayelerini paylaşmaya vesile oluyoruz. Belki de hayatında zorluklarla karşılaşan bir genç Karsu’nun, Türev Uludağ’ın hikayesinden ilham alıyor... Ve o da fark yaratmak istiyor. Biz de onların hikayesini paylaşarak bir şekilde vesile oluyoruz. Bunu çok kıymetli buluyorum.”

CAFE DE PARİS DOKUNULMAZ

Menüleri çok titiz bir çalışma sonrası oluşturduklarını ifade eden Benefrahim, “Deneyimli şeflerden, şube yöneticilerine kadar büyük bir ekibin dahil olduğu özenle yürüttüğümüz bir süreç oluyor. Tabii ki en büyük önceliğimiz her zaman lezzet. Mevsime uygun yüksek kalite malzeme ile hem damağa hem göze hitap eden tabaklar yaratmaya odaklanıyoruz. Yüzde Yüz’de Uzak doğudan Ege’ye birçok dünya mutfağından ilham alan lezzetler var. Menü oluştururken gastronomi trendlerini yakından takip etmek ve güncellenmek şart, fakat klasikleri de olduğu haliyle korumak gerektiğine inanıyorum. Cafe de Paris Bonfile mesela, Yüzde Yüz menüsünde dokunulmazdır diyebilirim. Bu dengeyi sağlamak önemli…” diyor.

YURTDIŞI PROJELERİ YOLDA

Ran Group bünyesinde şu an sekiz restoran ve Alaçatı’da bir otel olduğunu ifade eden Benefrahim, yeni şube açma hedefleri olduğunu hatta yurtdışı projeleri için görüşmelerin devam ettiğini ifade etti. Diğer markaları da anlatan Benefrahim, “Gıda alanındaki ilk markamız olan Mandolin Cafe Konak Pier ve Forum Bornova’da misafirlerimizi ağırlamaya devam ediyor. Mandolin grubun ilk göz ağrısı. Balık restorantımız olan Adabeyi ise, on beş yılı aşkın süredir Konak Pier’de misafirlerine hizmet veriyor… Sayısız ödüller ile gurme severler tarafından taçlandırılmış Adabeyi, bir İzmir klasğine evrildi. Turistlerin de çok tercih ettiği, denizin üzerinde hizmet veren bir lezzet noktası. Gruptaki en genç markamız Breeze, güncel trendleri takip eden, menüsündeki mevsimsel taze ürünler, ev yapımı makarnalar ile öne çıkan, tüm İzmirlilerin gitmekten çok keyif aldığı şık Brasserie’miz.

Casa Luna Hotel ise, Alaçatı’nın kalbinde dört mevsim keyifle tatil yapılabileceğiniz butik otelimiz. Casa Luna Alaçatı’nın en yüksek kapasiteli butik oteli olarak misafirlerine hizmet vermeye devam ediyor. Casa Luna’nın insanı bağımlı kılan bir yönü var. Bir defa konaklayan misafirlerimiz yok denecek kadar az. Havasından mı, servisinden mi o güzel dingin bahçesinden mi, yoksa devamlı güler yüzlü çalışanlarından mı desem gerçekten insana bir huzur hissi veriyor” ifadelerini kullanıyor.

KUVVETLİ EKİP

BAŞARININ ANAHTARI

Restoran sektörünün sürekli geliştiğini ifade eden Benefrahim, tüm dünyadaki trendleri çok yakından takip ettiklerini söyledi. Benefrahim, “Biz bu işi ilk yapmaya başladığımızda, koşullar çok daha kısıtlıydı. Nitelikli personel bulmak daha zordu. Gastronominin ülkemizde ve dünyada gelişmesi, üniversite bölümlerinin yaygınlaşması bu anlamda çok faydalı oldu. Okullu olmanın gerçekten avantajı var, ben şunu da gözlemliyorum, iyi bir mutfak için çekirdekten yetişen alaylı ve okullu şefler birlikte takım olmalı. Biz bu anlamda şanslıyız, mutfaktan servise kadar ekibimizde hem alaylı hem okullu çok kıymetli çalışanlarımız var. Bizim olmazsa olmazımız ise; ekibi doğru kurgulamak, ekibin her mertebesinde eğitimler aldırmak ve ekibi işin içine dahil etmek, onlara yükselme şansı tanımak RPT Group için çok önemli. Sonuçta bizim misafirimizi iyi ağırlamamız ve onlara iyi bir servis verebilmemiz için arkada kuvvetli bir ekibin olması ve onların bu işi severek yapması bu işin anahtarı. Bu konuda, mütevazı olamayacağım RPT Group olarak yüksek bir şirket sadakati var.

Bunun yanı sıra, gelişmelere ayak uydurmak için markayı güncel tutmak ve sosyal medyayı takip etmek ve iyi kullanmak özellikle yaşadığımız teknoloji çağında çok önemli” diyor.

URLA, İZMİR’E IŞIK TUTUYOR

İzmir ve Urla’daki lezzet noktalarının Michelin yıldızı almasının gurur verici olduğunu ifade eden Benefrahim, “Urla’nın, İzmir’in, gastronomi dünyasında önemli bir yeri var. Her şeyden önce Ege; mutfağıyla, insanıyla çok değerli bir kültür. Bu değerin daha çok insana ulaşması ve yükselmesi adına güzel gelişmeler olduğunu düşünüyorum. Urla’nın gastronomi alanında geldiği nokta bizim için çok kıymetli. Bölgede şarapçılıkta ve sürdürülebilir gastronomideki gelişmeler İzmir’e bir ışık tutuyor. Bu bağlamda İzmir gastronomi dünyasında dikkat çeken ve gelecekte bu alanda daha da yükselecek, gelişecek bir şehir” diye konuştu.