Beyin anevrizmalarına dikkat!
Güncelleme Tarihi:
Anevrizmanın beyindeki atardamar duvarının zayıflaması sonucu ortaya çıkan bir balonlaşma olduğunu ifade eden İzmir Tınaztepe Üniversitesi Özel Galen Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Alaattin Yurt, sıklıkla damarların çatallanma bölgelerinde görüldüğünü söyledi. Bu balonlaşan yapının normal damara göre daha dayanaksız ve bazı koşullar altında yırtılıp beyin içine kanamaya yol açarak hayati tehlikeye neden olabildiğini kaydeden Yurt, “Anevrizmalar doğuştan damarın gelişme bozukluğuna bağlı olabileceği gibi yüksek tansiyon, damar sertliği, damarın iltihaplanması veya kafa travması sonrası da gelişebilir. Anevrizmalar çoğunlukla beynin tabanında yerleşir ve buradaki beyin-omurilik sıvısı içinde kanamaya neden olurlar. Anevrizmaların yıllık kanama riski yaklaşık %1’dir. Anevrizma her yaş grubunda görülebilir ancak 25 ve yukarı yaşlarda sıklık giderek artmaktadır. Yaygınlığı en sık olarak 50-60 yaş arasındadır ve kadınlarda daha sıktır” şeklinde konuştu.
BELİRTİLERİ VE UYARICI İŞARETLER
Anevrizma yırtılması/kanaması olan hastalarda bazı uyarıcı işaretler olduğunu dile getiren Yurt, “Herhangi bir bölgede ısrar eden baş ağrısı, bulantı ve kusma, ensede sertlik (kişi başını kolay eğemez), bulanık veya çift görme, ışığa karşı hassasiyet, his kusurları yer alabilmektedir. Kanamamış anevrizması olan kişilerin çoğunda hiçbir belirti görülmeyebilir” dedi.
TANI VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Ülkedeki yürürlükte olan tıbbi yönetmeliklere göre beyin anevrizmalı hastalar ancak beyin ve sinir cerrahlarının kontrolünde hastanelere yatabileceklerini söyleyen Yurt, şöyle devam etti: “Kanamış beyin anevrizmalı hastanın tanısı muayene ile doğrulukla saptanabilir, ancak tanının kesinleşmesi için ek testlere gereksinim vardır. Bu konuda hekime hastalık öyküsü iyi anlatılmalıdır. Hekim tanıya ulaşmak amacıyla doğru test için doğru bilgiye ihtiyaç duyar. Beyin Anjiyografisi, anevrizmaların tespitinde en geçerli yöntemdir. Testin yapılması için hastanın kan tablosunun bilinmesi gereklidir; kanamaya eğilimi olan hastada bu test yapılamaz. İşlem sırasında bazen ilaçla hafif bir sakinleştirmeye ihtiyaç duyulsa da genelde hasta uyanık halde iken yapılabilir. Günümüzde anevrizma tanısı almış hastalar için üç önemli tedavi seçeneği mevcuttur. Bu tedaviler, Gözlem ve/veya cerrahi olmayan tedavi (yalnızca takip) ,Cerrahi tedavi ve anevrizmanın kapatılması (kliplenmesi), Damar içi (endovasküler) tedavi ile stentleme ve/veya tıkama önemli 3 tedavi seçeneğidir. Tüm hastalıklarda olduğu gibi bir anevrizmanın tedavisine hasta ve hekim birlikte karar vermelidir. Eğer durum acilse veya hastanın şuuru anevrizma kanaması sonucu kapanmış ise, bu karar hastanın en yakını olan akrabası(ları) ile birlikte verilmelidir. Tedavi eden hekim her bir seçeneğin risk ve yararlarını hasta (veya yakınları) ile tartışmalıdır. Hastanın durumuna göre hekim tarafından bu seçeneklerden en uygunu hastaya önerilmelidir.”