Güncelleme Tarihi:
CENNETTEN BİR KÖŞE
Eğer dizilere meraklıysanız Bargilya’yı bir de ‘Sefirin Kızı’ dizisinden biliyor olabilirsiniz. Hani dizinin karakterlerinden Müge’nin kaçırıldığı, kardeşi Gediz’in de kafa dinlemek istediği zaman gittiği mekanı var ya... İşte orası Bargilya’da. Dizide yer alması bir yana, sadece dış cephesi ayakta duran bu ev gerçekten fazlasıyla fotojenik. Özellikle de göçmen kuşlar önündeyken nefis fotoğraflar çekiyorsunuz. Eski bir yerleşim alanı olan Bargilya doğasıyla adeta cennetten bir köşe gibi... İsmini mitolojide adı geçen Bellerophon’un kanatlı atı Pegasus’u öldüren Bargylos’tan alıyor. Antik Bargilya’da bulunan paralarda da Pegasus görülmüş zaten.
PEK ÇOK KUŞ TURU VAR
M.Ö. 205 yılında Makedonya Kralı V. Philippos, Bargilya’yı ele geçirmiş. Ancak Bergama Krallığı’na ait donanma saldırınca Philippos’un donanması buradaki dar körfezde sıkışmış. Bir sonraki yıl Romalı general Lentulus’un emriyle Kral V. Philippos geri dönmek durumunda kalmış. Ben de Ibex Adventure Club’la kuş gözlemi turuyla buraya geldim. Gün doğumunda Bargilya’ya gelerek kuşları tam beslenme saatlerinde yakalamayı hedeflemiştik. Tuzla Sulak Alanı’nda burayı kendisine sezonluk yuva yapan göçmen kuşları görmek ve fotoğraflamak en büyük isteğimizdi. Tuzla Sulak Alanı’nda gri balıkçıl, flamingo, karabatak, küçük ak balıkçıl, akça cılıbıt dahil olmak üzere pek çok kuş türü gözlemleniyor. Pek çok meraklı kuş gözlemcisi belli mevsimlerde dünyanın dört bir yanından buraya geliyor. Bargilya veya Varvil de denen bu ekolojik cennetin günümüzde de çevreye duyarlı insanlar tarafından korunmaya alınma çabaları devam ediyor.
330 DÖNÜM ARAZİ SATILIK
Kuşları fotoğrafladıktan sonra yavaş yavaş gün ağarmaya başlamıştı. Biz de Bargilya’nın kalıntılarını aramaya başladık. M.Ö. 5’inci Yüzyıl’dan kalma kalıntılar arasında surlar, tapınak, sütunlar, antik tiyatronun küçük bir parçası, küçük bir stoa kalıntısı, Roma çağından kaldığı sanılan hamam kalıntısı ve Bizans dönemine ait olduğu düşünülen nekropol alanı görülebiliyor. Ancak şimdi sıkı durun, antik alanda bugüne kadar hiç kazı yapılmamış. İçinde bulunduğu 330 dönümlük arazi de sahipleri tarafından satılığa çıkarılmış. Eğer buna ‘Dur’ denilmezse bir değerimizi daha kaybetmemiz an meselesi olacak.
EĞLENCEDEN UZAK BİR DURAK
Sonra Boğaziçi’ne uğradık. Güllük Körfezi’ne nazır şahane manzarasıyla öne çıkan köy günümüzün modern ve lüks merakından nasibini almadan kendine has havasını korumayı başarıyor. Samimi atmosfere sahip olan restoranlarında tabii ki de ana menüde balık servis ediliyor. Ayrıca balığın yanında kekik, sarımsak, karabiber ve kendi üretimleri zeytinyağıyla hazırladıkları özel sosla taçlandırılan salatalarını da sunuyorlar. Boğaziçi’ne bir de ekim-kasım aylarında gelmek istiyorum. Zeytin hasadı zamanında yöresel kıyafetler içinde hasır sepetlerine zeytin dolduran güzelim köylü kadınlarımızı fotoğraflamak için... Bargilya, Bodrum’un eğlence hayatından biraz uzaklaşıp sakinlik aramak, doğa ve tarihle başbaşa kalmak için ideal bir yer. Hoş şimdi, “Pandemi nedeniyle eğlence mi kaldı?” diyeceksiniz ama bugünler de elbet geçecek.