Güncelleme Tarihi:
'MAKAMIMDAN VAZGEÇİYORSAM, BUNUN TÜRKİYE İÇİN BİR ANLAMI VAR'
Başbakan Binali Yıldırım, çeşitli açılış ve temel atma törenleri için geldiği İzmir'de, akşam Habertürk Televizyonu'nda canlı yayına katıldı. Tarihi Saat Kulesi'nin de bulunduğu Konak Meydanı'nda yayımlanan ve Didem Aslan Yılmaz'ın moderatörlüğünü yaptığı programda, Başbakan Binali Yıldırım, gençlerin sorularını yanıtladı.
Neden başbakanlık makamının kalkacağı bir sistem için canla başla çalıştığı sorulan Başbakan Binali Yıldırım, "Kılıçdaroğlu diyor ki; 'Binali bey için çalışıyoruz'. Niye benim için çalıyorsun kardeşim. Çalış da iktidar ol. Herkes kendisi için çalışsın. 7 seçim olmuş, iktidar olamamışsın. Partin için çalış da iktidar ol. Bin Türkiye Cumhuriyeti'nin 65'inci hükümetinin başbakanı olarak temsil ettiğim makamdan vazgeçiyorsam, bunun Türkiye için bir anlamı var. Türkiye'nin geleceği size emanet olacak. Acı tecrübeler, 15 Temmuz böyle bir değişikliğin şart olduğunu ortaya koydu. Türkiye mutlaka kuvvetli bir iktidara sahip olması lazım. İçeriden dışarıdan gelecek tehditlere karşı dimdik durabilsin" dedi.
'KILIÇDAROĞLU'NUN HAYIR DEDİĞİ ANAYASAYI DEĞİŞTİRİYORUZ'
Cumhurbaşkanı ile başbakanlar arasında yaşanmış tarihten örnekler veren Başbakan Binali Yıldırım, "Bu anayasa darbeden sonra kurulmuş, o günün şartlarında insanlar bunu anayasanın içerisinde ne var, ne yok. Sorgulayamamış bile. Ben bu anayasaya hayır oyu verdim. Milletin yüzde 7'i hayır verdi. Yüzde 93'ü evet verdi. Neden başta silahlı adamlar var. Sıkıysa itiraz et. Kılıçdaroğlu da diyor ki 'ben de hayır verdim'. Güzel de. Biz de onun 'hayır' dediği anayasayı değiştiriyoruz. O gün hayır verdiğine, bugün de hayır veriyorsan. İki 'hayır' 'evet' olması lazım. Makamlar gelip geçicidir, ama devletin payidar kalması esastır" dedi. Başbakan Binali Yıldırım, koltuk sevdalısı değil, memleket sevdalısı olduğunu da vurguladı.
'DARBE YARATAN BİR SİSTEM'
Sistemin darbe ürettiğini belirten Başbakan Binali Yıldırım, "Bizimki ne parlamenter sistem, ne de başkanlık sistemi. Bizimki darbe yaratan sistem. Sistem zaten cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle fiilen değişti. Cumhurbaşkanını halk seçiyor. Başbakanı halk seçiyor. İki tane halkın seçtiği patron var. Bu çift başlılık yaratıyor" dedi.
'MİLLETİMİZ İŞİ ŞANSA BIRAKMAZ'
Cumhurbaşkanı ile Meclis çoğunluğunu kazananların ayrı partilerden olması durumunda yaşanacakların da sorulması üzerine Başbakan Binali Yıldırım, şöyle konuştu:
"Cumhurbaşkanı ile meclisin çoğunluğu başka partiden olursa, olmaz onun tedbirleri değişikliklerde var. Belediyelerde de oluyor. Mesela Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li, ama Mecliste Ak Partili üyeler daha fazla. Sıkıntı yaşıyor, ama uzlaşmak zorunda. Bu sisteme uzlaşmayı getiriyor. Diyelim ki Meclis ayrı, cumhurbaşkanı ayrı. Genellikle bizim milletimiz basiretlidir. İşi şansa bırakmaz. Uyumsuzluğu sandıkta bırakmaz. Diyelim ki oldu. İlk defa bu sistemde vatandaş, iki tane seçme hakkına sahip oldu. Halk iki tane yetki verecek. Meclise sen yasama yapacaksın. Cumhurbaşkanını denetleyeceksin. Cumhurbaşkanına diyor ki; 'sen memleketi yöneteceksin'. Yani yeni sistem, görev alanlarını net olarak tanımlıyor. Kuvvetler ayrılığını keskin çizgilerle belirliyor. Mevcut sistemde o yok."
'KANUNUN ÜSTÜNLÜĞÜ VAR'
Seçilecek başkanın yetkilerine yönelik sınırlama olup olmayacağı sorusu ve ABD yönetim sisteminin hatırlatılması üzenine Başbakan Binali Yıldırım, "Esaret altına girmemiş iki ülkeden birisi Türkiye, ABD'yi kopyalamak zorunda değiliz. Okumuyorlar, okumadıkları için de millete anlatmıyorlar. Özgürlükleri genişletmek istiyor. Veya kısıtlıyorum bu cumhurbaşkanının yapacağı iş değil. Bunu Meclis yapacak. Anayasada kanunla yapılması öngörülün konular asla cumhurbaşkanlığı kararnamesinin yetkilerine dahil değil. İkincisi, bir konuda kanun çıkmışsa, aynı konuda cumhurbaşkanı kararname çıkarmışsa, geçerli olan kanundur. Kanunun üstünlüğü vardır. Buna rağmen cumhurbaşkanı inat etti. Kararnameyi uyguladı, o zaman mahkemeye gidiyor. Anayasaya Mahkemesi ne diyorsa, onu yapıyor. Kanunlar, kararnamelerden daha üstün. Aksaklıklarda, kanunlar geçerli. Temel hak hürriyetlerle ilgili, siyasi haklarla ilgili cumhurbaşkanları kararname çıkartamaz. OHAL'de çıkartıyor ama hemen Meclise gönderecek. Meclis hemen görüşecek. Kabul ederse kalıyor, kabul etmezse hemen kalkıyor. Cumhurbaşkanı, bakanları atar, üst düzey devlet yöneticilerini atar, valileri, kaymakamları atar. Yaptığı budur, beraber çalışacağı ekibini tayin eder. Bunu yapmasın mı yani. Sistemde, hükümet kanun teklifi veremeyecek. Milletvekillerinin yetkileri artıyor" dedi.
'YARGI TARAFSIZDIR, MADDESİNİ DE EKLİYORUZ'
Yargıya yönelik düzenlemelerle ilgili gelen soruya da Başbakan Binali Yıldırım, “Sistemde, yargı bağımsızdır denir, şimdi tarafsız maddesini de etkiliyoruz. Bunu nasıl sağlayacağız. Belirli bir gruba, yapıya sahip olan üyelerin yığılmaması lazım. Şu anda yaşadıklarımızın sebebi bu. Bir zaman sol görüşlüler hakimdi. Orada yine yargıyla yürütme çatışma halindeydi. Sonra FETÖ'cüler etkin hale geldi. Yine yürütmeyle yargı çatıştı. İlkinde cumhurbaşkanını seçemedik. O zaman yargıda sol görüş hakimdi. Kanunları açıkça ihlal ettiler. Sonra da 17 - 25 Aralık yaşadık. FETÖ'nün yargı darbesi girişimidir. Yaptığımız şu. Anayasa Mahkemesi'ni ve HSYK'yı burada düzenleme yapıyoruz" diye konuştu.
'SOSYAL MEDYA SORUMSUZ MEDYA DEĞİL'
Başbakan Binali Yıldırım, sosyal medyaya yönelik önemli açıklamalarda bulundu. Yıldırım, “Suç teşkil edecek paylaşım yapmayın, hakaret etmeyin, nefret suçu işlemeyin. Hukuk ve nezaket kuralları içinde istediğiniz her şeyi, herkese söyleyin. Her şeyi söyleyin ama, bilin ki size yapılırsa nasıl davranacaksınız. Karşınızdaki de aynı davranışı yapacaktır. Hukuk karşısında haksız duruma düşmeyin. Kanunlara, hukuka saygılı olmak başbakanını da görevi genç kardeşlerimizin de görevi. Soysal medyayı doya doya kullanın, eleştiriler de yapın ama hakaret etmeyin. Suç işlemeyin. Soysal medya sorumsuz medya değildir. Bir şey suçsa, sosyal medyada da suçtur" dedi.
'RAKAM AÇIKLAMAK OY VERECEKLERİ SAYGISIZLIKTIR'
Sunucunun Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun, baskı ortamı oluşacağı için 'Hayır' oyu vereceklerini söylediğini hatırlatması üzerine Başbakan Binali Yıldırım, "Onlar eleştiriyor. Biz de her şeyi eleştiriyoruz. E devlet kuruyoruz" dedi.
Seçime ilişkin hiç rakam açıklamadığına yönelik soru üzerine ise Başbakan Binali Yıldırım, “Rakam açıklamak, oy vereceklere saygısızlıktır. Dayatmadır. Yönlendirmedir. Elimde bazı rakamlar var. Bir parti seçmiyoruz, kimse seçime girmiyor" dedi.
'HERKES BAŞIMIZIN TACIDIR'
Programın son bölümünde Evet ve Hayır oyu verecek vatandaşlara seslenen Başbakan Binali Yıldırım, “Herkes başımızın tacıdır. Vatandaşın vereceği oy o gün bitmiştir. O defter kapanmıştır. 80 Milyon biriz, beraberiz. Biz ancak bu şekilde yolumuza devam edersek alçak bölücü terörle, FETÖ'yle, DEAŞ'la mücadele edebiliriz. Farklılıklarımız, bizi ayrıştıran değil zenginleştiren unsurlardır. Bir şeyimiz aynı gözlerimizden akan yaşın rengi aynı" dedi.
'LAN SEN İZMİR MARŞI'NI BİLİYOR MUSUN?'
CHP milletvekilinin 'Evet' oyu vereceklere yönelik sözlerinin sorulması üzerine de Başbakan Binali Yıldırım, “İzmir'de biz denize kimi döktük. Bu ülkeyi işgal edenleri. Evet verenler, bu ülkeyi işgal edenlerden daha mı kötü. Densizlik. Bu adama sormak lazım. Lan sen İzmir Marşı'nı biliyor musun? Okusa, bilse, eminim bunları söylemez. Sen kimi düşman görüyorsun kardeşim. Bu ülkenin vatandaşı evet verir, hayır verir, sandığa gitmez" diye cevap verdi.
Başbakan Binali Yıldırım, programın son bölümünde de, İzmir Marşı'nın sözlerinin bir bölümünü okudu.
Taylan YILDIRIM / İZMİR, (DHA)