Güncelleme Tarihi:
İZMİR Barosu ve Yurttaş Hakları Derneği tarafından 'Anayasa Hukuku ve Hak İhlalleri' konulu panel düzenlendi.
Kültürpark'taki İsmet İnönü Kültür Merkezi’nde düzenlenen panelin oturum başkanlığını Araştırmacı-Yazar Gazi Keskin yaparken, konuşmacı olarak Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, İzmir Barosu Başkanı Av. Aydın Özcan ve CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır katıldı. Panelde ilk konuşmayı yapan Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, bir seçimin veya bir tercihin ancak adil, dürüst bir seçimin sonucu ortaya çıkacağını ifade ederek "Eğer bu böyle yapılmıyorsa orada adalet yoktur" dedi. Eşit, adil ve dürüst bir seçimin başladığı tarihten itibaren eşit şartlarda olması gerektiğini vurgulayan Kanadoğlu, "Düşünebilir misiniz devletin bütün gücü bir tarafta. Devletin bütün parası, bütün uçakları, bütün arabalarına karşı sadece yurttaşımız var. Üzerimize düşen görevi yerine getirdiğimiz takdirde güvenebileceğimiz, derdimizi söyleyebileceğimiz yurttaşımız vardır. Anlatmakta başarılı olursak saydığımız devletin bütün gücüne karşı milleti zafere ulaştıracaktır" diye konuştu.
Türkiye’nin bir sınavla karşı karşıya olduğunu belirten Kanadoğlu, "Bu sınav Türkiye’nin gelecekte alacağı biçimi ortaya koyuyor. Tercihi doğru yapar ve hayır dersek bu ülkenin bu büyük kahramanının Türkiye Cumhuriyeti’nin temel hak ve özgürlüklerine sahip, özgür bir yurttaşı olarak hayatımıza devam edeceğiz yahut da bir kul olarak yaşayacağız" dedi.
"BİZ MÜCADELEYE 2015 NİSAN'INDA BAŞLADIK"
İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan ise, siyasi iktidarın son yıllarda hukukun üstünlüğünü, yargı bağımsızlığını temel hak ve özgürlükleri, basın özgürlüğünü, ifade ve iletişim özgürlüklerini kısıtlama yoluna gittiğini belirterek, bir dönem ülkenin Roma hukuku döneminde bile antidemokratik, siyasi rüşvet olarak kabul edilen torba yasalarla yönetilir hale geldiğini ifade etti. Bu dönemde toplumun temel hak ve özgürlüklerini kısıtlamaya yönelik iç güvenlik yasasının gündeme geldiğini belirten Baro Başkanı Özcan, İzmir’in bu uygulama için pilot il seçildiğini ve daha yasa mecliste görüşülürken Valiliğin bir genelgeyle İzmir’de bu tasarıyı hayata geçirmek istediğini belirtti. İzmir Barosu’nun yaptığı başvuru sonucu iki gün içinde valiliğin genelgeyi geri çekmek zorunda kaldığını ifade eden Özcan, "Biz mücadeleye 2015 Nisan'ında Türkiye Adaletini Arıyor mitingi ile sokaklara çıkmakla başladık" dedi.
Referandumda oylanacak olan anayasa değişikliği maddelerine de değinen Özcan, bu şekliyle yasalaşırsa kuvvetler ayrılığından kuvvetler birliğine geçileceğini ifade etti. Özcan, "Kuvvetler ayrılığı dediğimiz sistem denge sistemidir, sigorta sistemidir. Evinizde sigortasız cereyan kullanırsanız beyaz eşyalarınız patlar ve yangın çıkar. Bu denge sistemi ortadan kalkarsa korkarım ki ülkemiz de yangın yerine dönebilir" diye konuştu.
"Anayasanın yüzde 50.1 ile kabul edildiğini düşünün, yüzde 49.9’un temsili nasıl gerçekleşecek" diyen Özcan, görünürde 18 madde olan ama dolaylı olarak anayasanın 70 maddesini değiştireceğini belirttiği bu değişiklik geçekleştiği takdirde yaklaşık 2 bin kanunun yeni anayasaya uydurulmak için değiştirilmek zorunda kalacağını da vurguladı.
"TARİHTEN DERS ÇIKARMALILAR"
Ülkeyi yönetenlerin 1800’lü yıllardan itibaren bu ülkenin, bu milletin neler yaşadığını gözden geçirmeleri ve tarihten ders çıkarmaları gerektiğini belirten Özcan, 1800’lü yılların başından itibaren Balkanlardan, Avrupa’dan atılmak için emperyal güçler tarafından Türk Milleti’nin hedef alındığını ifade etti. Şimdi de aynı oyunun son 40-50 yıldır Güneydoğu’da oynandığını söyleyen Aydın Özcan, "Bizim Türk Milleti olarak çok dikkatli olmamız, tarihi iyi bilmemiz ve tarihten ders çıkarmamız gerekir. Türkiye’yi yönetenlerin de bu tarihi iyi bilmeleri ve Türk Milleti’nin çıkarlarını gözetmeleri gerekir. Türk Milleti’nin çıkarlarını gözeten politika yürütmeleri gerekir. Suriye’de, Irak’ta, İran’da, Balkanlarda yaşayan soydaşlarımız vardır. Bunlar bizim değerlerimiz, gücümüzdür. Ülkenin bilimden ilimden yana açık tavır sergilemesi gerekir ve bu anlamda Türkiye’nin yolu Mustafa Kemal Atatürk’ün aydınlık yolu olmalıdır. Bizler de Mustafa Kemal Atatürk’ten yana, ülkenin üniter yapısından yana, yargı bağımsızlığından yana, hukukun üstünlüğünden, basın özgürlüğünden, temel hak ve özgürlüklerden yana taraf olmak durumundayız ve bu değerlere sahip çıkmak için hepimiz hayır diyeceğiz" dedi.
"BU REFERANDUMUN TEK BİR ANLAMI VARDIR"
Son olarak konuşan CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır ise henüz anayasa maddeleri tartışılırken iktidar partisine mensup bir milletvekilinin kürsüde ilk dört madde de tartışılabilir dediğini hatırlatarak, bu şekliyle geçerse anayasanın ilk dört maddesinin de değiştirilmesinin gündeme geleceğini ifade etti. Tacettin Bayır, "Bana göre bu referandumun açık ve net bir tarafı var. Cumhuriyetle devam mı, cumhuriyet tamam mı? Bu referandum oylamasının anlamı budur. Tarih, kralların, generallerin çiftliği değil milletlerin tarlasıdır. Her millet geçmişte bu tarlaya ne ekmişse gelecekte onu biçer. 16 Nisan’da çıkacak sonuç bizlerin, çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceğini belirleyecektir" dedi.
İZMİR, (DHA)
FOTOĞRAF