Güncelleme Tarihi:
Hande NAYMAN / İZMİR, (DHA)-İZMİR'in Balçova ilçesindeki Halk Eğitim Merkezi'nde kurulan atölyede, domates kurusundan kuru baklaya, bağırsak kurusundan kuruyemiş kabuklarına kadar birbirinden farklı ve doğal malzemeler kullanılarak sanatsal tablolar oluşturuluyor. Atölyede eğitim veren Selda Yıldız, tablolarla çevre kirliliğine dikkat çekmeyi amaçladıklarını belirtip, çalışmayla Türk Patent Kurumu'na başvurduklarını söyledi.
İzmir'in Balçova ilçesinde bulunan Halk Eğitim Merkezi'ndeki atölyede eğitim veren Selda Yıldız, ilk kez 2018 yılında doğal malzemeler kullanarak sanatsal tablolar oluşturmayı denedi. Kuruyemiş kabuklarından tablolar yapan Yıldız, daha sonra materyallerin bozulma riskine karşı denemeler yaparak, tablolarda hangi ürünlerin kullanılması gerektiğini keşfetti. Zamanla geliştirilen çalışma kapsamında eğitimci Yıldız, şimdi 45 kursiyeriyle birlikte Halk Eğitim Merkezi'ndeki atölyede, domates kurusundan kuru baklaya, bağırsak kurusundan kuruyemiş kabuklarına kadar birbirinden farklı ve doğal malzemeler kullanılarak sanatsal tablolar oluşturuyor. 2010 yılından bu yana aynı merkezde görev yapan Yıldız, “Organik sanatın öyküsü aslında tablolara kuruyemişlerden şekil vererek başlamıştı. 2018 yılında 41 çeşit baharat ve kuruyemiş kullanarak bir çalışma yaptık. Daha sonra literatürü taradığımızda, ülkemizde ya da dünyada böyle bir çalışma olmadığı için, ne derece bozulma olacak, fermente olacak bilmediğimiz için 'Baharat Kızı' adını verdiğimiz çalışmayı beklettik. Daha sonra değişimlerin, dönüşümlerin de yine doğal, hoş olduğunu görünce tekrar tasarlamaya başladık. Ürünler sergilerde de düşündüğümüzden çok büyük ilgi gördü. Ürünümüz Türk Patent Kurumu'nda tescillendi. Henüz tescil belgemiz gelmedi. Tescil belgemiz gelir gelmez de sırf organik sanat üzerine bir atölye kurup bunu yaygınlaştırmayı planlıyoruz" dedi.
'TEN ÇALIŞMALARI OYALIYOR'
Kullanılan materyaller hakkında bilgi veren Yıldız, "Domates kurusu 3 yıl sonra bordoya dönüştü. En çok zorlandığımız konu mavi rengi elde etmekti. Onu da çivit bitkisinin tozuyla sağladık. Son aşamada tabloları mat vernikle sabitliyoruz. Zaten camın olduğu için de kesinlikle bir bozulma, kurtlanma, öyle bir deformasyon olmuyor. Yıllarca kalabiliyor. Doğal, güzel bir görüntü olduğunu düşünüyoruz. Hayal gücümüze göre; örneğin saçlarda mısır püskülü kullanıyoruz. Siyah bir zemin varsa çörek otu kullanıyoruz. En çok bizi oyalayan, yoran ten çalışmalarıydı. Özellikle kadın figürlerinde. Tende de işte zerdeçaldan, irmik, tarhana, domates kurusuna kadar pek çok malzeme kullanıyoruz. Bazı ürünlerde bağırsak kurusu kullandık. Bunu da 9 Eylül Üniversitesi'nden doçent bir arkadaşım önermişti. Örneğin Atatürk çalışmasındaki şal, bağırsak kurusu. Tablolar sergilerde herkesin çok dikkatini çekiyor" dedi.(DHA)
FOTOĞRAFLI