Güncelleme Tarihi:
ÖZEL İzmir Gazi Hastanesi Çocuk Kardiyolojisi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Vedide Tavlı, halk arasında ‘eklem romatizması’ olarak adlandırılan hastalığın bağışıklık sisteminin yanılsamasına bağlı bir komplikasyon olarak oluştuğunu belirterek, ‘beta hemolitik streptekok enfeksiyonu’nun belirtileri arasında bademcik ve boğaz duvarında kızarıklık veya bademcik üzerinde beyaz iltihap noktaları olduğunu bildirdi. Tavlı, bu hastalığın tedavisindeki amacın, komplikasyonların önlenmesi, bulguların hafifletilmesi, bakterinin yayılmasının durdurulması olduğunu ifade etti.
KALABALIK ORTAMLARA DİKKAT!
Bu mikrobun genellikle insandan insana temasla, tükürük ve burun salgılarıyla geçtiğini belirten Tavlı, “Salgınlar özellikle kalabalık ortamlarda; okullarda veya aile içerisinde hızla yayılabilir. Boğaz ağrısı, 38.5 derecenin üzerinde ateş, titremeyle yükselen ateş, kas ağrıları, baş ağrısı, halsizlik, baş dönmesi, hekime gitmek için yeterli nedenler arasında” dedi. Hastalığın tedavi edilmediği takdirde uzun dönem yan etkileri olarak kalp romatizması, eklem romatizması görülme olasılığı olduğunu belirten Tavlı, “Bu da genellikle enfeksiyon geçirildikten 4 ila 6 hafta sonra karşımıza çıkabilir. Bu nedenle hastalık ani dönemde alevli ve halsizlik yapan bir enfeksiyon iken, uzun dönemdeki etkileri kalp kapakçıklarında kalıcı zararlar bırakan etkilerdir. Bu nedenle akut dönemdeki tedavinin doğru yapılması önemli ve gereklidir. Okul çağı çocuklarda ilk 9 gün içinde ateşli boğaz enfeksiyonunu hekimin muayene edip antibiyotik gerekiyor mu diye değerlendirmesi gerekir. ‘Antibiyotik gerekiyor’ derse, ailenin de bunu kullanması lazım. Çünkü bu romatizmanın oluşması, genetik yatkınlıkla yüzde 3’se, antibiyotik kullanımında yüzde 0.3’e düşüyor” diye konuştu.
NASIL TEDAVİ EDİLİYOR?
Hastalık kalbi tutmuşsa, kortizon veya yüksek doz aspirin ile tedavi edildiğini söyleyen Tavlı, kalp yetmezliği oluştuğu zaman ise yetersizlik ilaçlarının önerildiğini kaydetti. Hastanın yılda bir kez kontrol edilmesi gerektiğini de vurgulayan Tavlı, “Sorun erişkin yaşlarda da devam ederse, erişkin kardiyoloji hekimleri balon yöntemi ya da kapak ameliyatıyla tedavi önerebilir. Bir diğer tedavi yöntemi ise penisilindir. Penisilin alerji yapar diye korkuluyor. Alerji testi esnasında bile penisilin alerjisi oluşabilir. Tam teşekküllü sağlık hizmeti sunulan yerlerde kas içine 21 günde bir koruma amaçlı yapılması uygun olur. Penisilinde korumanın süresi sadece eklemler tutulduysa 21 yaşına kadar; kalp kapaklarını tuttuysa 35 yaşına kadardır” ifadelerini kullandı.
PANDEMİ ÇOCUKLARI ETKİLEDİ
Son bir yıldır koronavirüs pandemisi sürecini yaşadığımızı hatırlatan Tavlı, şu bilgileri verdi: “Özellikle son 3 aydır yoğun bir şekilde çocuklar göğüs ağrısı ve çarpıntı şikayetiyle geliyor. Şikayetleri şöyle yorumluyoruz: Birincisi, kaygı bozukluğu ile çarpıntı hissediyor. Biz bu çocuklara tam bir muayene yapıyoruz. Kan tahlili, efor testi, EKG görüntüsü alıyoruz. Gerekirse holter takıyoruz. Bu tetkikler normalse, psikolojik bir sorun olacağını düşünerek, çocukları ilgili birimlere yönlendiriyoruz. Diğer bir grupta ise ciddi kilo almayla birlikte göğüs ağrısı ve çarpıntı oluşuyor. Bu çocukların belli bir kısmında insülin direnci gelişiyor. Bu çocuklarımızı da çocuk endokrinolog meslektaşlarımıza gönderiyoruz. Diğer bir grupta ise ailesi veya kendisi Kovid-19 geçirmiş ve sonrasında göğüs ağrısı veya çarpıntı oluşmuş hastalarımız var. Bu hastalarda kalp enzimleri üst sınırın biraz üstünde çıkıyor ve belli bir süre takibin ardından normale döndüğünü görüyoruz.”
SOSYALLEŞEMEYEN ÇOCUKLAR
PROF. Dr. Vedide Tavlı, pandemi nedeniyle okula gidemeyen, sosyal hayatı olmayan, parkta-bahçede oynayamayan, sürekli evde olan çocuklarda bu hastalıkların görülebildiğini ifade ederek, çocukların oyunla var olduklarını, oyunla kendilerini ifade ettiklerini hatırlattı. Arkadaşların okulda çok önemli bir sosyal çevre olduğunu dile getiren Tavlı, “Pandemi süreci çocukları da etkiledi. Normalde biz çocuklarda göğüs ağrısı ve çarpıntının yüzde 6-12 oranında psikolojik etki olduğunu saptarız. Şu anda bu oran yüzde 20’ye çıktı” dedi.
HER GÖĞÜS AĞRISI
KALP KRİZİ DEĞİL
ERİŞKİNLERDE ve çocuklarda kalp hastalıkları belirtilerinin birbirinden farklı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Vedide Tavlı, şu bilgileri verdi: “Erişkin kardiyolojisinde bilindiği gibi acil servislere ve 112’lere göğüs ağrıları, aşırı terlemeler ile telaş içerisinde gelen hastaların büyük bir bölümünde kalp krizi riski daha yüksektir. Ancak çocuklarda her göğüs ağrısı kalp krizi demek değildir. Kalp krizi, çocuklarda çok nadiren oluşabilmektedir. Aileler, bebeklerde ve erken çocukluk döneminde çarpıntı, bayılma, göğüs ağrısı gibi şikayetlerle hekime gelebiliyorlar. İlk etapta kalp krizi olarak düşünmemelerini şiddetle tavsiye ediyorum. Korkmadan, rahatlıkla bir uzmana başvurun.”
ANNE KARNINDA
TANI VE TEDAVİ
ANNE karnında bebeğin tüm organları gelişme aşamasında olduğu için bebeğe zararsız olan teknikler kullanılarak kalp hastalığı tanısı konulmaya çalışıldığını belirten Prof. Dr. Vedide Tavlı, bu tekniklerin en başında, kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarının kullandığı NTS ile kalp seslerinin dinlenmesi ve ritim düzensizliklerinin belirlenmesinin geldiğini kaydetti. Bir bebeğin anne karnında kalp atışlarının 17’inci günde başladığını belirten Tavlı, “Kadın doğum uzmanları, anne karnında bebeğin kalp atış hızında bir sorun algıladıklarında ya da aile öyküsünde kalp hastalıkları sorunu olan bireylerin varlığında, çocuk kardiyolojisi hekimlerin detaylı incelmesini talep eder. Anne karnındaki bebeğin ultrasonografik yöntemiyle zarar görmeksizin ses dalgası kullanarak yaptıkları tetkiklerle tanı koyarlar. Bu yöntemin doğruluk payı 85’tir. Büyük sorunlara rahatlıkla tanı konulabilir. Hafif kapak darlıkları, damar darlıkları gibi hastalıklar, anne karnında paralel dolaşım olduğu için çok zorlukla belirlenir. Doğumdan sonra tedavisi planlanmaktadır” diye konuştu.