Bağışıklık sisteminizi dengeleyebilirsiniz

ANESTEZİ ve reanimasyon uzmanı Dr. Özgür Ozan Karabağ, Kovid-19 ve ozon uygulamaları hakkında bilgi verdi. Kovid-19’un ortalama 5 günlük inkübasyon süresine sahip olduğunu dile getiren Dr. Karabağ, “Ancak 2 haftaya kadar uzayabilir. Enfekte hastalar farklı şekilde gelişim gösterir ve ileri vakalar enfekte olduktan 10 gün sonra ölürler. Çoğu hasta 5 gün kötüleşen öksürük ateş gibi klinik semptomları yaşadıktan sonra tıbbi yardım ister ve hastanede yatış süreleri yaklaşık 3 hafta olup eşlik eden hastalığa göre yüzde 10-15 oranında yoğun bakıma giderler” dedi.

BİLDİRİ YAYIMLANDI

Kovid-19 sonrası dünyada tüm tedavilerin araştırıldığını dile getiren Dr. Karabağ, şöyle devam etti: “İtalya Ozon Oksijen Derneği, İtalyan Sağlık Enstitüsü’ne ozon tedavinin Kovid-19’lu hastalarda kullanımını önerdi. Dünya Ozon Federasyonu yapılmış çalışmalar ve makaleler ışığında Portekiz, İspanya, İtalya ve Çin’de Kovid-19’lu hastalara ozon tedavisi uygulanması için bildiri yayımlanmış ve bir çalışma başlatmış, tedavi protokolünü Türkiye’ye de çalışmaya katılım için yolladı.”

ZARF YAPISINI BOZUYOR

Dr. Özgür Ozan Karabağ, sözlerini şöyle sürdürdü:“Ozon tedavisi dünyada her ne kadar az tanınmış bir metod olsa da son yıllarda anti enflamatuar etkisi, immun modulatör (bağışıklık sistemini dengeleme), anti-oksidan etkisi, doku oksijenlenmesini arttırıcı etkisi bilimsel klinik çalışmalar ve yayınlar ile desteklenmiştir. Kovid-19 zarflı bir virüs olup, ozon tedavisiyle virüsün zarf yapısı bozulmakta ve virüsün sebep olduğu sitokin fırtınasının kontrol altına alınmasını sağlamaktadır. Düşük dozlarda kullanılan ozon tedavi Kovid-19’lu hastaların etkilenmiş akciğerlerinde veya organlarında meydana gelen iskemik reperfüzyon hasarını regüle eder. “

BAŞARILI SONUÇ

SOLUNUM sistemi hastalıkları ve ozonterapi hakkında da konuşan Dr. Özgür Ozan Karabağ, “İmmun modulatör ve mikrop öldürücü etkisiyle astım, bronşit, zatüre, tüberküloz, koah gibi hastalıkların tedavisinde ilaçların azaltılmasına, alerji ve astım krizlerinin daha az şiddet ve sıklıkta oluşmasına neden olur. Özellikle astım ve alerjik bronşitler de başarılı sonuçlar alınmaktadır” diye konuştu.

KENDİ DİRENCİNİ AKTİVE EDİYOR 

“SIK enfeksiyon geçirenlerde ve kanser riski altında olanlarda bağışıklık sistemini güçlendirmek gerekir” diyen Dr. Özgür Ozan Karabağ, “İmmun modülatör olarak, düşük ve orta dozlarda verildiğinde organizmanın kendi direncini (immun sistemi) aktive etmektedir. Mikropları öldürme mekanizmalarından birisi olan fagositoz olayını hızlandırır ve kolaylaştırır. Savunma hücrelerinin (özellikle beyaz hücreler) sayısını arttırır. Savunma hücreleri tarafından salgılanan interlökin adı verilen savunmayı sağlayan maddenin vücuttaki yapımını arttırır” ifadelerini kullandı.