Oluşturulma Tarihi: Ağustos 16, 2022 18:06
Çetin Tonguç’un Macaron Mahallesi’nde Ekim 2011’de açtığı antikacı dükkanında yok yok...
ÇETİN Tangoç 7 yıl önce Ayvalık’a yerleşmiş. O bir şair, esnaf, antikacı, gönül adamı. Çocukluğu Balıkesir’de geçmiş. İstanbul Fatihte At Pazarı Sokağı’nda Türk yemekleri yapan ‘Eski Kafa’ isimli sahibi olduğu bir lokantayı işletmiş. O arada ‘Zimbabwe’den Sevgilerle’ isimli seri televizyon programları yapmış. Sonra İstanbul’un boğuculuğundan, yaşam şartlarından uzaklaşarak Ayvalık’a göçmüş. Önce ‘Macaron Muhallebicisi’ni, sonra da ‘Yadigar’ isimli antika dükkanını açmış.
* Merhabalar. Ne zaman açtınız bu güzel antika mağazasını?- Birinci yılımızdayız. Ekim 2021’de açtım. Karşıdaki ‘Macaron Muhallebicisi’ de bize ait. Orası 6’ncı yılını doldurdu.
* Bu sokak çok güzel. Canlı, hareketli... Daha önce de antikayla ilgili miydiniz?- Evet. Yaklaşık 20 yıldır topluyorum. Topladıklarımı arada satardım. Bu kez daha profesyonelce giriştim.
* Bu 20 yılın tecrübesi doğrultusunda şunu sormak istiyorum: Nasıl başladınız ve geliştirdiniz toplayıcılığınızı? İlla bir kültür, seçici göz, altyapı gerekiyordur sanırım...- Çocukken ailemden en çok azar işittiğim şey ceplerimin sürekli ıvır zıvırla dolu olmasıydı. Çöpçü gibiydim. Zamanla edebiyattan çok etkilendim. Eskiye dair, eşyaya dair olan her şey... Biz toplum olarak eşyayı tanımlayamadık. Aslında eşya da bizi tanımlıyor. Toplumlar kıyafetlerini değiştiğinde fikirleri de değişkenlik gösterir. Örneğin, Cumhuriyet’in getirdiği kılık kıyafet kanunu ile modern bir toplum olduğumuzu kabullendik ve Osmanlı’nın giyimi bize çağdışı gelmeye başladı. Kıyafet bizi tanımlamış oluyor. Tanımlamalar da beni çok etkiledi.
* Mağazanızda en eski ne var?- 1906 yılında basılmış hat sanatı üzerine bir kitap var. Osmanlı zarfları var. 1928’de Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk eğitimlerinin birinde çekilmiş bir fotoğraf var. 1910 üretimi Amerikan endüstriyel aydınlatmalar var. Opalinler nereden baksanız 100 yaşında. İsmet İnönü’nün 1940’lı yıllarda Muammer Karaca’nın evinde kahve içtiği fincan var. Hemen ona bir rozet yapılıp sandığa konulmuş. O var. Ayrıca geçtiğimiz günlerde bir arkadaşıma hediye ettim, 1939’da İsmet İnönü’nün Mustafa Kemal’in vefatının ardından muhtemelen delegasyona dağıtılmak üzere daktilo edilmiş ilk kongre konuşma metni vardı.
* Muhallebicilik nereden oluştu?– Muhallebinin içinde sevgi var gibi geliyor bana. Samimi buluşmaların, görüşmelerin mekanı gibi...
* İnci Profiterol, Sevinç Pastanesi gibi mi?– Evet... Saray Muhallebicisi, Murat Muhallebicisi, Eski Özsüt gibi...
* Gelelim Ayvalık’la ilgili düşüncelerinize...– Eskiden beri her zaman bir gün kasabaya dönmek gibi düşüncem vardı. İstanbul’un demografisi çok çok dönüştü. Ayvalık ise ruhu olan bir yer. İstanbul’da da Fatih’te, Cibali’de, Asmalımescit’de yaşadım. Hep eski dokuyu, eski kentleri seven biriyim. İlhan Berk’in, Ece Ayhan’ın da etkisi olduğunu düşünüyorum bunda. Ayvalık tarih boyunca bir medeniyet yeri.