Oluşturulma Tarihi: Şubat 11, 2022 06:00
Aydın Barosu Başkanı avukat Anıl Yetişkin, Aydın’ın en önemli sorunlarından birininde Adliye Binası olduğunu belirterek, sorunun çözümü için önemli bir mesafe katedildiğini söyledi. Aydın’da bin 500 avukat bulunduğunu vurgulayan Yetişkin, Aydın Adliye Binası’nın temelinin en kısa sürede atılacağını kaydetti.
GEÇTİĞİMİZ günlerde Aydın Barosu Başkanı iken TBB Yönetim Kurulu’na seçilen avukat Gökhan Bozkurt’un istifası üzerine boşalan Aydın Barosu Başkanlığı’na Yönetim Kurulu Üyeleri arasından yapılan seçimle avukat Anıl Yetişkin seçildi. Umut Kaşan’la Vitrin’e konuk olan Yetişkin, 1974 Aydın doğumlu. Pek çok memur çocuğu gibi onu da anneannesi büyütmüş. Kendisi gibi avukatlık yapan eşi Yeşim Kasap Yetişkin ile mutlu bir evlilik yapan, iki çocuk babası Yetişkin, arkadaşlarının kendisine ‘hayalini gerçekleştiren adam’ dediğini, sırt çantasıyla geldiği Aydın Barosu Başkanlık Odası’nı ‘Barones’ adını verdiği baronun sevimli kedisiyle paylaştığını kaydetti. Makam masası yerine ortak kullanımdaki yuvarlak çalışma masasında çalışmayı tercih eden Yetişkin, avukat olmaya nasıl karar verdiğini şöyle anlattı:
KARARINDAN HİÇ DÖNMEDİ
“Babamın en yakın arkadaşı bir avukattı. 1983 yılında ilkokul 4. sınıftayken babam beni, o zamanlar benim kendisine Adnan amca dediğim, büyük bir hukuk bürosu olan avukat Adnan Çukur’un yanına yaz tatilinde çalışmam için verdi. Sabah 08.30’dan akşam 17.30’a kadar günlük mesai yapıyordum. Tabii o zamanlar teknoloji falan ilerlememişti. Çay kahve söylemek için diyafon bile yoktu, bana söyleniyordu, ben çaycıya gidip çay söylüyordum. Harçlığımı da kazanıyordum. Avukat olmaya o zamanlar karar vermiştim. ‘Ben avukat olacağım’ dedim ve hiç de sapmadım. İlkokul bittikten sonra Aydın Anadolu Lisesi ve sonrasında da 9 Eylül Üniversitesi... Lisedeki tüm arkadaşlarımla ara sıra buluşur, görüşürüz. Onlar bana ‘hayalini gerçekleştiren tek arkadaşımız’ diyor. Üniversitede dördüncü sınıfı iki defa okumak zorunda kaldım. Yani bir sene ekstradan staj dönemi geçirmiş oldum. İki senelik o staj süresinde adliyede en çok çalıştırılan stajyer ben oldum. Hatırlıyorum da staj dönemimde karar bile yazdım. Daktilo ile başladım mesleğe. Ruhsatımı da önceki dönemlerdeki baro başkanımız Hürrem Şahinci’nin elinden aldım. 1999 yılının ağustos ayında kendi büromu açtım. Kendi bürom derken, kendi büromuz demeliyim aslında. Eşim de avukat ve o da benim gibi Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu. Biz her adımımızı staj dönemi de dahil birlikte attık.”
HUKUK EĞİTİMİ DEĞİŞTİ
Baro başkanlığından çok avukatlara ağabeylik yaptığını ifade eden Yetişkin, 23 yıldır avukatlık yaptığını, Aydın Barosu’nda ise altıncı dönemini geçirdiğini söyledi. Avukat arkadaşlarının kendisine ağabey demelerinin çok hoşuna gittiğini kaydeden Yetişkin, eşiyle 1996 yılında evlendiklerini ve iki kızları olduğunu vurguladı. Eğitimi hakkında da bilgiler veren Yetişkin, Türkiye’de hukuk eğitiminin son 15 yılda çok değiştiğini ifade etti. Hukukun en zor bölümlerden biri olduğunu dile getiren Yetişkin, şu bilgileri verdi: “Bizim dönemimizde 12 ya da 13 hukuk fakültesi vardı. Sonra Türkiye’de hızlı bir hukuk fakültesi talebi oluştu. Bunun da iki ana sebebi var aslında. Özel okullar ve vakıf üniversitelerinden bahsediyorum. Hukuk fakültesi açmanın herhangi bir maliyeti yok. Sadece olursa hocalara bir ödemeniz olur. Ancak tabii ki okulda okuyacak öğrenci açısından bu eğitimin bir karşılığı olacaktır. Şu anda yanlış bilmiyorsam, tam net sayıyı hatırlamıyorum ama geçen seneki sayılarla 103 hukuk fakültesi var. Bunun 80 civarı öğrenci alıyor ve yıllık 14 bin hukuk fakültesi mezunu ortaya çıkıyor. Tabii ki bu çok ciddi bir rakam. Eğitim konusuna gelirsek... Birçok üniversitede profesörün dahi olmadığı ve bazı hocalarımızın da bir kaç üniversitede birden görev aldıklarını görüyoruz. Tabii ki bu da eğitimin kalitesini biraz düşürüyor. Bunu bir tespit açısından söylüyorum; eleştirmek için değil... Hukuk fakültesinden mezun olmak çok kolay değil. Üniversitede en çok ders çalışılan iki bölüm vardır: Tıp fakültesi ve hukuk fakültesi. Birisi insan hayatıyla oynar, ötekisi de insan hayatıyla... Bu sebeple eğitim kalitesinin hızla yükseltilmesi gerektiğine inanıyorum. Ayrıca ülkemizin bu kadar hukukçuya ihtiyacı var mıdır, onu da sorgulamak gerekir.”
REKLAM YASAĞI SORUNU
Avukatların kendilerini duyurabilmek için sosyal medyayı etkili ve aktif bir şekilde kullandıklarını belirten Yetişkin, reklam yasağı konusunda şunları söyledi: “Türkiye Barolar Birliği’nin yanlış hatırlamıyorsam 2001 yayın tarihi reklam yasağı yönetmeliği var. Bizim o yönetmelik üzerinde yeniden çalışılması talebimiz bulunuyor. Aydın Barosu olarak, Türkiye Barolar Birliği’ndeki baro başkanları toplantısında gündem oluşturulması yönünde talebimiz oldu ve nitekim gündeme de alındı. Avukatlar için doğru iletişim kurmak çok önemli. Eleştirileri dikkate almalısınız. Eleştirilmezsem, her yaptığımın doğru olduğunu düşünürüm. Avukatlık çok onurlu bir meslek. ‘Savunma kutsaldır’ diyorsanız, o cübbeyi giydiğiniz anda artık savunmanın bir ayağısınız. O cübbe ile kendi onurunuz yanında tüm avukatları da temsil ediyorsunuz. Bu sebeple hareketlerinize, tavırlarınıza, davranışlarınıza bir avukat gözüyle, bir hukukçu gözüyle bakmak zorundasınız. Bu yönüyle biz tüm Türkiye’de bir tekdüzelik oluşturulmasını talep ediyoruz. Ayrıca bu reklam yasağı yönetmeliğini uygulamayacaksak, kaldıralım. Reklam yasağıyla ilgili x barosundan farklı, y barosundan farklı kararlar çıkmasın.”
SOSYAL MEDYANIN GÜCÜ
Sosyal medyada gündem olan davalar ve kararların kamuoyu baskısı oluşturduğunu ve kamunun fikirlerinin her zaman önemli olduğunu vurgulayan Yetişkin, “Orada bağımsız bir mecra var. Herkes düşüncesini alenen söyleyebiliyor. Ama doğruluğundan emin olamadığımız durumları da beraberinde getiriyor. Kullanıcı kimliğini bilemediğimiz gizli fake hesaplar, ulaşılamayan hesaplar var. Bilgi kirliliğine de sebep olabiliyorlar. Aydın Barosu olarak komisyonlarımızla bu yönde çalışıyoruz. Her Twitter ya da her Facebook haberine inanmıyoruz. Mümkünse eğer yakınımızda ise ya da ulaşılabileceksek ilk önce ilgili dosyaya ulaşıyoruz, taraflara ulaşmaya çalışıyoruz. Gerçekten böyle bir durumun vaki olduğunu gördüğümüzde evet hukuki yönden yapılması gereken ne varsa onu yapmaya çalışıyoruz. Çocuk Komisyonumuz, Kadın Komisyonumuz, Hayvan Hakları Komisyonumuz, Çevre Komisyonumuz bu doğrultuda çalışıyor. Esas nokta yargılamanın sağlıklı ve iyi bir şekilde yürütülebilmesidir. Avukatlar olarak bizim esas görevimizde budur. ‘Maddi gerçeğin ortaya çıkması’ deriz biz buna. Savunmanın da esası bunun üzerine kurulur” dedi.
BAROLAR SİYASİ DEĞİL
Kanunların hazırlanması ve yürürlüğe girmesinde baroların bugün için herhangi bir etkisi ya da katkısı olmadığını belirten Yetişkin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir kanun yapılırken bizler onun yanlışlarını da görebiliyoruz. Çünkü uygulayacak olan, bu işin vatandaşa ulaşmasını sağlayacak olan bizleriz. İstanbul Barosu Başkanı’nın çok güzel bir sözü var: ‘Avukatın sesi kısılırsa vatandaşın sesi kısılır.’ Biz onun için sesimizi asla kısmayı düşünmüyoruz. Bazı kesimler baroları siyasal olmakla suçladı. Aslında bizler siyasi falan değiliz, çok da uzağız siyasete. Elbette ki ülkemizde, vatandaşımızla da dertleniyoruz. Aydın Barosu siyasetin çok ötesindedir. Siyasi bir ayrışma da istemiyorum. Çünkü bu ayrışma, birbirimizi kırmaya, iletişimsizliğe yol açabilir.”
AYDIN’A MÜJDELİ
HABER Aydın Barosu hakkında görüşlerini ifade eden Yetişkin, yaşadıkları sorunları şöyle dile getirdi: “Adliye konusu sadece baronun değil, Aydın’ın da en önemli sorunlarından biri Bin 500’e yakın avukatımız ve 165 stajyerimiz var. Biz bu konuda baro olarak çok çalışmalar yaptık. En sonunda yeni bir adliye yapılması ile ilgili ilk adımlar atıldı. İhale süreci geçen haftalarda bitti. Bir önceki baro başkanımız Gökhan Bozkurt’un Barolar Birliği Yönetim Kurulu’nda yer alıyor olması, taleplerimizin birebir aktarılması yönünde çok büyük fayda sağladı. Türkiye Barolar Birliği’nin satın aldığı bir arazi var. Şu günlerde onunla ilgili çok ciddi bir ivme kazandık. Biz de bu süreçte hemen gerekli girişimlerde bulunduk. En kısa zamanda temellerini atmak istiyoruz. Aydın’a, Aydın Barosu’na, meslektaşlarımıza kaliteli, nezih, çalışma şartlarının en uygun olduğu bir ortamı yaratmak istiyoruz. Aydın Barosu, teknolojiyi en yakından takip eden barolardandır. Hatta kendi yazılımını kullanan ilk baro. Pandemi döneminde herkes evdeyken, Aydın Barosu stajyerlerini eğitim çalışmalarına yönlendirdi. Online ama interaktif eğitim yaptık. Amiyane tabiriyle ‘Zeki Müren de bizi gördü’... Ve Türkiye’nin yetkin hocalarıyla çalıştık, yardım kampanyaları düzenledik. Biz online eğitim yapabilen 12 barodan biriyiz. Şimdi avukat meslektaşlarımıza yönelik bir kampanyamız daha var. Onları organize etmeye çalıştık. Bundan sonraki süreçte de Aydın’ın yerelinden çıkartmamız gerekiyor. Aydın gerçekten aydın insanların olduğu bir şehir. Ama maalesef ekonomik yönden bunun yararlarını ve faydalarını göremiyoruz. Gördüğümüz dakikada işte o şahlanış gerçekleşecek.”